صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ
Sıratallezine en’amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
nimetlendirdiğin kişilerin yolunu; gazaba uğramışların da değil, sapıkların da |
Abdullah Parlıyan |
Nimet verdiğin kimselerin yoluna. Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil. |
Adem Uğur |
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! |
Ahmed Hulusi |
Ki o, in´amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan Allâh Esmâ´sına iman edip, ondaki kuvvelerin farkındalığını yaşayanların) yoluna... Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) Ve (Hakikatten - Vâhid´ül EHAD üs Samed olan Allâh ismiyle işaret edilen, anlayışından) saparak şirk koşanların yoluna değil. |
Ahmet Varol |
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gadaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil. |
Ali Bulaç |
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. |
Ali Fikri Yavuz |
Kendilerine, (fazlından ve ihsanından) nimet verdiğin kimselerin (Peygamberlerle velilerin) yoluna (hakkı kabul etmeyip küfre vardıklarından) gazâba uğrayanların ve sapıklarınkine değil... (Amin= Kabul buyur, Allah’ım!...) |
Bayraktar Bayraklı |
(6-7) Bizi doğru yola, yani kendilerini nimetlendirdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapıkların yoluna değil! |
Bekir Sadak |
Nimete erdirdigin kimselerin yoluna; gazaba ugrayanlarin, ya da sapitanlarin yoluna degil. |
Celal Yıldırım |
Nîmetine erdirdiğin kimselerin yoluna... Gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. |
Cemal Külünkoğlu |
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine (lütuf ve ikramda bulunarak) nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil. |
Diyanet İşleri |
(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. |
Diyanet Vakfı |
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! |
Edip Yüksel |
Gazaba uğrayanların ve sapmışların değil; kendilerine iyilikte bulunduğun kimselerin yoluna… |
Elmalılı Hamdi Yazır |
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Fizil-al il Kuran |
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil. |
Gültekin Onan |
(6-7) Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışların değil. |
Harun Yıldırım |
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların (yahûdilerin. ve (hak yoldan. sapanların (hıristiyanların. yoluna değil… |
Hasan Basri Çantay |
(5-6-7) Bizi doğru yola, kendilerine ni’met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil. |
Hayrat Neşriyat |
Kendilerine ni`met verdiğin kimselerin yoluna; gazab edilmiş olanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna) değil! (Âmîn!) |
İbn-i Kesir |
Nimete erdirdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve dalalete düşenlerinkine değil. |
İlyas Yorulmaz |
Kendilerini mükâfatlandırdıklarının yoluna, senin gazabına uğramış ve sapkınların yoluna değil. |
İskender Ali Mihr |
O (SIRATI MUSTAKÎM) ki; (başlarının) üzerlerine (Devrin İmamı’nın ruhunu) ni’met olarak verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil. |
Kadri Çelik |
Kendilerine nimet verdiğin, gazaba uğramamış ve sapmamış kimselerin yoluna.); |
Muhammed Esed |
Nimet bahşettiklerinin yoluna; gazab(ın)a uğrayanların ve sapkınlarınkine değil! |
Mustafa İslamoğlu |
Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(6-7) Bizleri doğru yola hidâyet et, o kendilerine in’am etmiş olduğun zâtların yoluna ilet, gazaba uğramışların ve sapık bulunmuşların yoluna değil. |
Ömer Öngüt |
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna eriştir. Gadaba uğramış ve sapmış olanların yoluna değil. |
Sadık Türkmen |
Kendilerine nimet (vahiy) verdiklerinin yolunu. Gazaba uğramışların ve sapıtmışların yolunu değil! |
Seyyid Kutub |
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil. |
Suat Yıldırım |
Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil. |
Süleyman Ateş |
ni’met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)! |
Şaban Piriş |
(6-7) Bizi doğru yola, nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapanların değil.. |
Tefhim-ul Kur'an |
(6-7) Bizi dosdoğru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The way of those on whom Thou hast bestowed Thy Grace, those whose (portion) is not wrath, and who go not astray. |
صِرَاطَ SirāTa |
yoluna | ص ر ط |
الَّذِينَ elleƶīne |
onlar ki | |
أَنْعَمْتَ en’ǎmte |
ni’met verdin | ن ع م |
عَلَيْهِمْ ǎleyhim |
kimselerin | |
غَيْرِ ğayri |
değil | غ ي ر |
الْمَغْضُوبِ l-meğDūbi |
gazabedilmiş olanların | غ ض ب |
عَلَيْهِمْ ǎleyhim |
kendilerine | |
وَلَا ve lā |
ve değil | |
الضَّالِّينَ D-Dāllīne |
sapmışların | ض ل ل |