وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَسُولٌ ۖ فَإِذَا جَاءَ رَسُولُهُمْ قُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Ve likülli ümmetir rasul fe iza cae rasulühüm kudiye beynehüm bil kıstı ve hüm la yuzlemun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Her ümmetin bir peygamberi var. Peygamberleri geldi mi aralarında adâletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez. |
Abdullah Parlıyan |
Her toplum için mutlaka bir elçi gönderilmiştir. Ancak her toplumun elçisi geldikten ve tebliğini yaptıktan sonra, onlar hakkında bütünüyle adaletle hükmedilir ve onlara asla haksızlık yapılmaz. |
Adem Uğur |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. |
Ahmed Hulusi |
Her ümmet için (Hakk’ı bildiren) bir Rasûl vardır... Rasûlleri geldiği vakit aralarında adl üzere (hak ettiklerine göre) hükmolunur... Onlar zulme uğratılmazlar. |
Ahmet Varol |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri onlara geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. |
Ali Bulaç |
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. |
Ali Fikri Yavuz |
Her ümmet için bir Peygamber vardır. Onların her birine Peygamberi geldiği zaman, onu yalanladılar da aralarında adaletle hüküm verildi (azaba uğratıldılar). Onlar, zulmedilmediler (cezalarını çektiler.) |
Bayraktar Bayraklı |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiğinde, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlara asla zulmedilmez. |
Bekir Sadak |
Her ummetin bir peygamberi vardir. Onlara peygamberleri geldiginde aralarinda adaletle hukum verilmis olur. Onlarin haklari yenmez. |
Celal Yıldırım |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri gelince aralarında adaletle hükmedilir; onlar haksızlığa uğramazlar. |
Cemal Külünkoğlu |
Her toplumun bir peygamberi vardır. (Hesap gününde) peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. |
Diyanet İşleri |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. |
Diyanet Vakfı |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. |
Edip Yüksel |
Her bir toplum için bir elçi vardır. Elçileri geldiği zaman adaletle yargılanırlar ve hiç zulmedilmezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. O peygamberleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir. Onlar hiç zulüm görmezler. |
Fizil-al il Kuran |
Her ümmete bir peygamber gönderilmiştir. Peygamberler gelip de mesajlarını duyurduktan sonra ümmetler hakkında adalet uyarınca hüküm verilir, onlara haksızlık edilmez. |
Gültekin Onan |
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. |
Harun Yıldırım |
Her ümmetin bir rasulü vardır. Rasulleri geldiği zaman aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez. |
Hasan Basri Çantay |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Resulleri geldiği zaman aralarında adaletle hükm edilir ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. |
Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki her ümmetin bir peygamberi vardır. Artık peygamberleri geldiği (ve kimi îman, kimi de inkâr ettiği) zaman, aralarında adâletle hüküm verilir ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. |
İbn-i Kesir |
Her ümmetin bir rasulü vardır. Onların rasulleri gelince aralarında adaletle hükmedilir. Ve asla zulme uğratılmazlar. |
İlyas Yorulmaz |
Her toplum için mutlaka bir elçi olmuştur. Elçiler o toplumlara geldiklerinde, (elçiye davranışlarına göre) aralarında adaletle hüküm verilir ve asla onlara haksızlık yapılmaz. |
İskender Ali Mihr |
Her ümmetin bir resûlü vardır. Onlara, resûlleri geldiği zaman onların aralarında adaletle hükmolundu. Onlara zulmedilmez. |
Kadri Çelik |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde onlar (kavmiyle peygamberleri) arasında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. |
Muhammed Esed |
Her ümmet için mutlaka bir elçi olagelmiştir ancak (her ümmetin) elçisi geldikten (ve tebliğini yaptıktan) sonra onlar hakkında bütünüyle adaletle yargıda bulunulur; ve onlara asla haksızlık yapılmaz. |
Mustafa İslamoğlu |
Her ümmet için bir elçi olagelmiştir ve onlara elçileri geldikten (ve hakikati tebliğ ettikten) sonradır ki ancak aralarında adil yargıda bulunulabilir; onlara asla haksızlık da yapılmaz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Her ümmet için bir peygamber vardır. Artık onlara peygamberleri geldiği vakit aralarında adâletle hükmedilmiş olur ve onlar zulmolunmazlar. |
Ömer Öngüt |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri onlara gelince, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara aslâ zulmedilmez. |
Sadık Türkmen |
Her toplumun bir rasûlü vardır. Rasûlleri geldiği zaman aralarında adaletle hüküm verilir. Ve onlara hiç zulmedilmez. |
Seyyid Kutub |
Her ümmete bir peygamber gönderilmiştir. Peygamberler gelip de mesajlarını duyurduktan sonra ümmetler hakkında adalet uyarınca hüküm verilir, onlara haksızlık edilmez. |
Suat Yıldırım |
Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, aralarında adaletle hükmedilir, hiç birine zulmedilmez. |
Süleyman Ateş |
Her ümmetin bir elçisi vardır. Elçileri gel(ip de bunlar onu yalanlay)ınca aralarında adâletle hükmolunur, onlara hiç haksızlık edilmez. |
Şaban Piriş |
Her ümmet için bir resul vardır. Onlara Resulleri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez. |
Tefhim-ul Kur'an |
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Her ümmet için bir resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Hiçbir zulme uğratılmazlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
To every people (was sent) a messenger when their messenger comes (before them), the matter will be judged between them with justice, and they will not be wronged. |
وَلِكُلِّ velikulli |
ve hepsi için vardır | ك ل ل |
أُمَّةٍ ummetin |
ümmetin | ا م م |
رَسُولٌ rasūlun |
bir peygamberi | ر س ل |
فَإِذَا feiƶā |
ne zaman ki | |
جَاءَ cā'e |
geldiğinde | ج ي ا |
رَسُولُهُمْ rasūluhum |
Peygamberleri | ر س ل |
قُضِيَ ḳuDiye |
hükmedilir | ق ض ي |
بَيْنَهُمْ beynehum |
aralarında | ب ي ن |
بِالْقِسْطِ bil-ḳisTi |
adaletle | ق س ط |
وَهُمْ ve hum |
ve onlar | |
لَا lā |
||
يُظْلَمُونَ yuZlemūne |
haksızlığa uğratılmazlar | ظ ل م |