كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ
Kella sevfe ta’lemun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
İş öyle değil, yakında bilirsiniz. |
Abdullah Parlıyan |
Ama zamanı geldiğinde bunların boş olduğunu anlayacaksınız. |
Adem Uğur |
Hayır! Yakında bileceksiniz! |
Ahmed Hulusi |
Hayır! Yakında (vefat ile) bileceksiniz. |
Ahmet Varol |
Hayır. Yakında bileceksiniz. |
Ali Bulaç |
Hayır; ileride bileceksiniz. |
Ali Fikri Yavuz |
Hayır, (bu hareketiniz uygun değildir). İleride (ölürken size ne yapılacağını) bileceksiniz. |
Bayraktar Bayraklı |
(3-4) Hayır! Yakında bileceksiniz! Yine hayır! Yakında bileceksiniz.! |
Bekir Sadak |
Hayir; oyle olmayin; yakinda bileceksiniz. |
Celal Yıldırım |
Hayır, (bu hareketiniz ve düşünceniz hiç doğru değildir). İleride (gerçeği) bileceksiniz. |
Cemal Külünkoğlu |
(Bundan) sakının! (Bunun doğru olmadığını) yakında bileceksiniz! |
Diyanet İşleri |
Hayır; ileride bileceksiniz! |
Diyanet Vakfı |
(3-4) Hayır! Yakında bileceksiniz! Elbette yakında bileceksiniz! |
Edip Yüksel |
Doğrusu, yakında bileceksiniz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Hayır! Yakında bileceksiniz. |
Fizil-al il Kuran |
Hayır yakında bileceksiniz. |
Gültekin Onan |
Hayır; ileride bileceksiniz. |
Harun Yıldırım |
Hayır, hayır; yakında öğreneceksiniz. |
Hasan Basri Çantay |
(Bundan) sakının. İleride (bu öğünmenizin kötü aakıbetini) bileceksiniz. |
Hayrat Neşriyat |
Hayır! İleride bileceksiniz! |
İbn-i Kesir |
Hayır; ilerde bileceksiniz. |
İlyas Yorulmaz |
Hayır (olmaz bu), yakında bileceksiniz (hatânızı)! |
İskender Ali Mihr |
Hayır! Siz yakında bileceksiniz. |
Kadri Çelik |
Hayır! İleride bileceksiniz. |
Muhammed Esed |
Ama, zamanı geldiğinde anlayacaksınız! |
Mustafa İslamoğlu |
Ama hayır! Vakti gelince, gerçeği (burada) öğreneceksiniz; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Öyle değil, ileride bileceksiniz. |
Ömer Öngüt |
Hayır! Yakında bileceksiniz! |
Sadık Türkmen |
Hayır hayır! Yakında bileceksiniz! |
Seyyid Kutub |
Hayır yakında bileceksiniz. |
Suat Yıldırım |
Hayır (geçici dünya zevklerine bağlanmak doğru değil, sakının bundan) ileride bileceksiniz! |
Süleyman Ateş |
Hayır (olmaz bu), yakında bileceksiniz (hatânızı)! |
Şaban Piriş |
Hayır, ileride bileceksiniz. |
Tefhim-ul Kur'an |
Hayır; ileride bileceksiniz, |
Yaşar Nuri Öztürk |
Ama iş öyle değil; yakında bileceksiniz! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But nay, ye soon shall know (the reality). |
كَلَّا kellā |
hayır | |
سَوْفَ sevfe |
yakında | |
تَعْلَمُونَ teǎ’lemūne |
bileceksiniz | ع ل م |