وَكُلًّا نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَاءِ الرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِ فُؤَادَكَ ۚ وَجَاءَكَ فِي هَٰذِهِ الْحَقُّ وَمَوْعِظَةٌ وَذِكْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ
Ve küllen nekussu aleyke mir embair rusüli ma nüsebbitü bihı füadek e caeke fı hazihil hakku ve emv’ızatü ve zikra lil mü’minın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Peygamberlere âit haberlerin hepsinden, gönlünü yatıştıracak olanlarını, sana hikâye ediyoruz ve bu kıssalarda, sana gerçek haberler, inananlara da öğüt ve ibret var. |
Abdullah Parlıyan |
Böylece peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini sağlamlaştıracak herşeyi sana anlatıyoruz ki, sana gerçekler ulaşmış olsun, mü’minlere de böylece bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir. |
Adem Uğur |
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir. |
Ahmed Hulusi |
Rasûllerin haberlerinden her birini sana anlatmamızın sebebi anlayışını oturtmak içindir... Bu sûreyle de sana hak bildirilmiş, iman edenlere hatırlatma ve öğüt (ders) verilmiştir. |
Ahmet Varol |
Peygamberlerin haberlerinden kalbini sağlamlaştıracak her şeyi sana anlatıyoruz. Bunda sana hak ve mü’minlere öğüt ve uyarı geldi. |
Ali Bulaç |
Sana elçilerin haberlerinden -kalbini sağlamlaştıracak- doğru haberler aktarıyoruz. Bunda sana hak ve mü’minlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir. |
Ali Fikri Yavuz |
Peygamberlerin haberlerinden kalbini kuvvetle tatmin edeceğimiz her haberi, sana hâdise olarak anlatıyoruz. Bu sûrede de sana hak, müminlere bir öğüt ve bir ihtar geldi. |
Bayraktar Bayraklı |
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini teskin edeceğimiz her haberi anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir. |
Bekir Sadak |
Peygamberlerin baslarindan gecenlerden, sana anlattigimiz her sey, senin gonlunu pekistirmemizi saglar; sana bu belgelerle gercek; inanananlara da ogut ve hatirlatma gelmistir. |
Celal Yıldırım |
(İşte ey Muhammed !) Gelip gecen peygamberlerin olup biten bu haberlerinden senin kalbini yatıştırıp pekiştirecek kadarını sana anlattık. Bu sûrede de sana hak; mü’minlere öğüt ve (düşünüp gerçeği daha iyi kavrayabilmeleri için) hatırlatma gelmiştir. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini takviye edecek her şeyi sana aktarıyoruz. Bu hikâyeler sana gerçeği ilettikleri gibi inananlar için de öğüt ve hatırlatma niteliğindedir. |
Diyanet İşleri |
(Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda, sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir. |
Diyanet Vakfı |
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir. |
Edip Yüksel |
Gönlünü pekiştirmek için elçilerin tarihlerinden sana yeterince aktarmaktayız. Bunda, senin için bir gerçek ve gerçeği onaylayanlar için de bir aydınlatma ve uyarı gelmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir. |
Fizil-al il Kuran |
Sana anlattığımız, önceki peygamberlerin hayatına ilişkin her olay, gönlünü ferahlatmayı ve azmini pekiştirmeyi amaçlıyor. Bu hikâyeler sana gerçeği ilettikleri gibi mü’minler için de öğüt ve hatırlatma niteliğindedirler. |
Gültekin Onan |
Sana elçilerin haberlerinden yüreğini (fuadek) sağlamlaştıracak doğru haberler aktarıyoruz. Bunda sana hak ve müminlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir. |
Harun Yıldırım |
Sana rasullerin haberlerinden –kalbini sağlamlaştıracak doğru haberler aktarıyoruz. Bunda da sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir. |
Hasan Basri Çantay |
Peygamberlerin haberlerinden — onunla kalbini (tatmin ve) tesbîit edeceğimiz — her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda, (bu sûre ile) de sana hak ve mü’minlere bir öğüd ve bir muhtıra gelmişdir. |
Hayrat Neşriyat |
(Ey Resûlüm!) Peygamberlerin haberlerinden, kendisi ile senin kalbini takviye edeceğimiz herşeyi sana anlatıyoruz. Bunda (bu sûrede) de sana hak ve mü`minlere bir nasîhat ve bir ihtar geldi. |
İbn-i Kesir |
Peygamberlerin haberlerinden hepsini senin kalbini bunlarla pekiştirmek için sana anlatıyoruz. Bununla sana hak, mü’minlere de öğüt ve nasihat geldi. |
İlyas Yorulmaz |
Sana anlattıklarımızın tamamı, senin kalbine yerleştirdiğimiz elçilerin haberlerindendir. Bu anlatılanlar sana gerçek yaşanmış doğrular olarak gelmiş olup, inananlar için bir öğüt ve hatırlatmadır. |
İskender Ali Mihr |
Ve sana anlattığımız şeylerin hepsi, resûllerin haberlerindendir. Onlarla senin kalbindeki fuad hassasını (fiziğin ötesindeki idrak) sağlamlaştırırız. Ve bunda (bu haberlerde) sana hak, mü’minlere öğüt ve zikir geldi. |
Kadri Çelik |
Peygamberlerin haberlerinden sana bu tüm anlattıklarımız, senin gönlünü pekiştirmemizi sağlayan şeylerdir. Sana bunda hak, iman edenlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir. |
Muhammed Esed |
Ve böylece, elçilerin haberlerinden senin yüreğini güçlendirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Öyle ki, bu kıssalarla hak ulaşıyor sana ve ayrıca müminlere de bir öğüt, bir hatırlatma. |
Mustafa İslamoğlu |
Bak, elçilerin haberlerinden senin gönlünü takviye edecek olan kısmını sana aktarmış bulunuyoruz. Bu haberlerin içerisinde, hem sana hakikat hem de mü`minlere bir öğüt ve uyarı ulaşmış olmaktadır. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Peygamberlerin bütün haberlerinden kendisiyle kalbini tesbit edeceğimiz olanlarını sana hikaye ediyoruz. Ve bunda sana hak ve mü’minler için bir öğüt ve bir muhtıra gelmiştir. |
Ömer Öngüt |
Peygamberlerin haberlerinden sana anlattığımız her şey, senin gönlünü pekiştirmemizi sağlar. Bunda da sana hak ve müminlere de bir öğüt ve uyarı gelmiştir. |
Sadık Türkmen |
Ve böylece sana; kendisiyle senin kalbini sağlamlaştıracağımız, elçilerin haberlerinden herşeyi anlatıyoruz. Sana, bunda (Kur’an’da) gerçek ve inananlar için bir öğüt/ibret ve uyarı gelmiştir. |
Seyyid Kutub |
Sana anlattığımız, önceki peygamberlerin hayatına ilişkin her olay, gönlünü ferahlatmayı ve azmini pekiştirmeyi amaçlıyor. Bu hikâyeler sana gerçeği ilettikleri gibi mü’minler için de öğüt ve hatırlatma niteliğindedirler. |
Suat Yıldırım |
Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini takviye edecek her şeyi sana anlatıyoruz. Bu sûrede de sana hak ve gerçek, müminlere de bir öğüt ve talimat gelmiştir. |
Süleyman Ateş |
Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini sağlamlaştıracak her şeyi sana anlatıyoruz. Bunda da sana hak ve inananlar için bir öğüt ve ibret gelmiştir. |
Şaban Piriş |
Bizim sana her bir peygamberin haberini anlatmamız senin kalbini sağlamlaştırmak içindir. Bu konuda sana gerçek olan, güzel öğüt ve uyarı gelmiştir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Sana peygamberlerin haberlerinden -kalbini kendisiyle sağlamlaştıracak- doğru haberler aktarıyoruz. Bunda da sana hak ve mü’minlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Resullerin haberlerinden, kendisiyle kalbini destekleyip sağlamlaştıracağımız her şeyi sana anlatıyoruz. Bunun içinde sana hak gelmiştir. Bunda, inananlar için bir öğüt ve hatırlatma da vardır. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
All that we relate to thee of the stories of the messengers,- with it We make firm thy heart in them there cometh to thee the Truth, as well as an exhortation and a message of remembrance to those who believe. |
وَكُلًّا ve kullen |
her şeyi | ك ل ل |
نَقُصُّ neḳuSSu |
anlatıyoruz | ق ص ص |
عَلَيْكَ ǎleyke |
sana | |
مِنْ min |
-nden | |
أَنْبَاءِ enbā'i |
haberleri- | ن ب ا |
الرُّسُلِ r-rusuli |
Peygamberlerin | ر س ل |
مَا mā |
olan | |
نُثَبِّتُ nuṧebbitu |
sağlamlaştıracak | ث ب ت |
بِهِ bihi |
onunla | |
فُؤَادَكَ fu'ādeke |
kalbini | ف ا د |
وَجَاءَكَ ve cā'eke |
ve sana gelmiştir | ج ي ا |
فِي fī |
||
هَٰذِهِ hāƶihi |
bunda | |
الْحَقُّ l-Haḳḳu |
bir hak | ح ق ق |
وَمَوْعِظَةٌ ve mev’ǐZetun |
ve bir öğüt | و ع ظ |
وَذِكْرَىٰ ve ƶikrā |
ve bir uyarı | ذ ك ر |
لِلْمُؤْمِنِينَ lilmu'minīne |
mü’minler için | ا م ن |