قَالُوا يَا لُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُوا إِلَيْكَ ۖ فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ أَحَدٌ إِلَّا امْرَأَتَكَ ۖ إِنَّهُ مُصِيبُهَا مَا أَصَابَهُمْ ۚ إِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُ ۚ أَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَرِيبٍ

Kalu ya lutu inna rusülü rabbike ley yesılu ileyke fe esri bi ehlike bi kıd’ım minel leyli ve la yeltefit minküm ehadün illemraetek innehu müsıybüha ma esabehüm inne mev’ıdehümüs subh e leyses bi karıb

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Melekler, ey Lût dediler, şüphe yok ki biz, Rabbinin elçileriyiz, onlar, sana kesin olarak ilişemezler; sen gece karanlığı basınca âilene mensup olanlarla yola düş, hiçbiriniz, ardına bakmasın, ancak karını berâber götürme, çünkü o da onların uğrayacağı azâba uğrayacak. Şüphe yok ki uğrayacakları azâbın mukadder zamanı, sabah çağıdır; sabah da yakın değil mi?

Abdullah Parlıyan

"Ey Lût! Bak, biz senin Rabbinin elçileriyiz, korkma düşmanların sana asla ulaşıp dokunamayacaklar. Artık ailenle beraber, gecenin bir vaktinde yola çık, aranızda kimse, ne geride bıraktığı mal ve dünyalığa, ne de helak olacak hemşehrilerine bakmasın, karının dışında ailenden kimse arkada kalmasın çünkü bil ki, o toplumun başına gelecek olan karının da başına gelecektir. Onlara vaadedilen helak zamanı sabah vaktidir. Eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı?"

Adem Uğur

(Melekler) dediler ki Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?

Ahmed Hulusi

(Melekler) dediler ki "Ey Lût! Doğrusu biz senin Rabbinin Rasûlleriyiz... Sana asla ulaşamazlar! Ailenle gecenin ilerleyen saatinde yola çık... Karın hariç sizden hiçbiri geri kalmasın! Çünkü onlara isâbet eden, ona da isâbet edecek... Onlara tanınan süre sabaha kadardır. Sabah yakın değil mi?"

Ahmet Varol

’Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana ilişemeyecekler. Gecenin bir vaktinde ailenle birlikte yürü ve sizden kimse geriye dönüp bakmasın. Ancak hanımın hariç. Onların başına gelen onun başına da gelecektir. Onlara vaadedilen (azabın) gelme vakti sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?’

Ali Bulaç

(Elçiler) Dediler ki "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azap) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Ali Fikri Yavuz

(Elçi melekler) şöyle dediler "- Ey Lût!" Gerçekten biz, Rabbinin elçileriyiz, onlar asla sana dokunamazlar. Hemen gecenin bir kısmında ev halkınla çık git ve içinizden hiç biri geri kalmasın; ancak karın müstesna. Çünkü kavmine isabet edecek azap, ona da gelecektir. Onların helâk zamanı, sabah vaktidir. Sabah, yakın değil mi?"

Bayraktar Bayraklı

“Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle yola çıkıp yürü. Hanımından başka, sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan azap, şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vaad olunan helâk zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?”

Bekir Sadak

«Ey Lut! Biz Rabbinin ecileriyiz, onlar sana ilisemiyecekler; geceleyin birara, ailenle beraber yola cik; karinin disinda kimse geri kalmasin. Dogrusu onlarin basina gelen onun basina da gelecektir. Vadeleri gun dogana kadardir. Gun dogmasi yakin degil mi?» dediler.

Celal Yıldırım

(O elçi melekler) «Ey Lût,» dediler, «şüphesiz ki biz, Rabbinin elçileriyiz ; onlar sana, mümkün değil el uzatamazlar. Gecenin bir bölümünde ailenle birlikte yola çık, hiç biriniz arkasına dönüp bakmasın. Ancak eşin değil; çünkü kavmine dokunacak olan (azâb) ona da dokunacak. Şüphesiz ki onlara va’dolunan vakit sabahtır ; sabah vakti yakın değil midir?

Cemal Külünkoğlu

(Bunun üzerine melekler) “Ey Lut! Biz senin Rabbinin elçileriyiz! Bunlar sana asla ilişemeyecekler! Artık sen ailen ile gecenin bir kısmında yola çık ve karının dışında (ailenden kimse arkada kalmasın). Çünkü onların başına gelecek olan (azap) onun da başına gelecek. Onlar için belirlenmiş vakit tam da (bu) sabah; eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı?

Diyanet İşleri

Konukları şöyle dedi "Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!"

Diyanet Vakfı

(Melekler) dediler ki Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?

Edip Yüksel

"Ey Lut" dediler, "Biz, Efendinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamazlar. Aileni gecenin bir anında yürüyüşe çıkart, sizden hiç kimse geriye bakmasın; fakat senin karın istisna. Ötekilerin başına gelecek olanlar onun da başına gelecektir. Onların belirlenmiş zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?"

Elmalılı Hamdi Yazır

Melekler dediler «Ey Lut! Şundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla zarar veremezler. Sen, gecenin bir kısmı olunca ailenle birlikte hemen buradan çık git. İçinizden hiç kimse geri kalmasın, eşin başka. Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir. Haberin olsun, helâk zamanları sabah vaktidir. Zaten sabah yakın değil mi?»

Fizil-al il Kuran

Konukları dediler ki; «Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ilişemeyecekler. Geceleyin bir ara aileni yanına alarak yola çık, hiçbiriniz geride kalmasın. Yalnız eşini yanına alma. Çünkü soydaşlarının başına ne gelecekse onun da başına gelecektir. Vadeleri tanyeri ağarınca dolacaktır. Tanyerinin ağarması yakın değil mi?»

Gültekin Onan

(Elçiler) Dediler ki "Ey Lut biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ehlinle (ailenle) birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Harun Yıldırım

Dediler ki "Ey Lut, biz Rabbimizin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü. Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin eşin başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan vakit sabahtır. Sabah da yakın değil mi?"

Hasan Basri Çantay

(Elçi melekler) «Yâ Lût, emîn ol, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kat’iyyen dokunamazlar. Sen hemen gecenin bir kısmında ailenle yürü (yola çık). İçinizden hiç biri geri kalmasın. Yalınız karın müstesna. Çünkü onlara (kavmine) isaabet edecek (azâb) hiç şübhesiz ona da çarpacakdır. Onlara va’d olunan (helak) zamanı sabah vaktidir. Sabah vaktı da yakın değil mi?» dediler.

Hayrat Neşriyat

(Melekler) dediler ki `Ey Lût! Şübhesiz ki biz, Rabbinin elçileriyiz; (onlar) sana aslâ dokunamazlar; artık gecenin bir kısmında, âileni yola çıkar ve içinizden hiçkimse geri dönüp bakmasın! Karın müstesnâ! Çünki onlara gelen (azab) ona da isâbet edicidir. Muhakkak ki onlara va`d olunan azab zamânı, sabah vaktidir. Sabah (zâten) yakın değil mi?`

İbn-i Kesir

Dediler ki Ey Lut; biz Rabbının elçileriyiz. Onlar sana ilişemeyecekler. Bir ara geceleyin ailenle birlikte yola çık. Karının dışında kimse geri kalmasın. Doğrusu onların başına gelecek olan, onun da başına gelecektir. Onların başına gelecek sabahleyindir. Daha sabah yakın değil mi?

İlyas Yorulmaz

Elçiler Lut’a "Biz Rabbinin elçileriyiz. Sana (kötülük yapmak için) asla ulaşamazlar Ailenle birlikte gecenin bir bölümünde şehri terk et, karının dışında (inananlardan) hiçbir kimse geride kalmasın, kavmine isabet edecek azap, onunda başına gelecek. Onlara verilen süre bu sabah ( (dolacak) tır. Sabah ise çok yakın değil mi?" dediler.

İskender Ali Mihr

(Resûller şöyle) dediler "Ey Lut! Muhakkak ki biz, senin Rabbinin resûlleriyiz (elçileriyiz). Onlar sana asla ulaşamazlar. Hemen gecenin bir kısmında hanımın hariç, ailen ile gece çık, yürü. Sizin içinizden biriniz (hiç kimse) geri dönmesin (dönüp bakmasın). Çünkü; onlara isabet eden şey, ona da isabet edecek. Muhakkak ki onlara vaadedilen vakit, sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil mi?"

Kadri Çelik

"Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz, onlar sana ilişemezler. Gecenin bir bölümünde ailenle beraber yola çık. Hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın. Ancak karın hariç. Doğrusu onların başına gelen onun başına da gelecektir. Onlara vaat edilen (azap) sabah vaktidir. Acaba sabah yakın değil mi?" dediler.

Muhammed Esed

(Bunun üzerine melekler) "Ey Lut, bak, biz senin Rabbinin elçileriyiz! (Korkma,) (düşmanların) sana asla ilişemeyecekler! Artık, ailenle beraber gecenin bir vaktinde yola çık; aranızdan kimse arkasına bakmasın, karının dışında (ailenden kimse arkada kalmasın) çünkü, bil ki, onların başına gelecek olan onun da başına gelecek. Onlar için belirlenmiş vakit tam da (bu) sabah; eh, sabah da zaten yaklaşmadı mı?

Mustafa İslamoğlu

(Elçilerimiz) "Ey Lut!" dediler, "Biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana asla ilişemeyecekler! Artık gecenin bir vaktinde (iman) ailenle birlikte yola koyul! Sizden hiç kimsenin gözü arkada kalmasın; tabii ki karın hariç çünkü ötekilerin akıbeti onun da başına gelecektir. Unutma ki onların vadesi bu sabah doluyor (zaten) sabah yakın değil mi?"

Ömer Nasuhi Bilmen

Dediler ki «Ey Lût! Şüphe yok ki biz senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana elbette kavuşamayacaklardır. Artık sen âilen ile gecenin bir kısmında yürü ve sizden hiçbir kimse geri kalmasın, zevcen ise müstesna. Şüphesiz ki onlara isabet edecek şey, ona da isabet edicidir. Muhakkak ki onların vaadedilen zamanları, sabah vaktidir, sabah vakti ise yakın değil midir?»

Ömer Öngüt

Melekler "Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana aslâ dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında âilenle beraber yola çık. Karından başka hiç kimse geri kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan, şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan zaman, gün doğana kadardır. Sabah yakın değil mi?" dediler.

Sadık Türkmen

(elçiler) "ey Lût!" dediler. "Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Gecenin bir kısmında aileni yürüt. Sizden hiç kimse geride kalmasın. Hanımın hariç! Çünkü diğerlerine isabet eden azap ona da isabet edecektir. Onlara vadedilmiş zaman sabah vaktidir. Sabah yakın değil midir?"

Seyyid Kutub

Konukları dediler ki; «Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ilişemeyecekler. Geceleyin bir ara aileni yanına alarak yola çık, hiçbiriniz geride kalmasın. Yalnız eşini yanına alma. Çünkü soydaşlarının başına ne gelecekse onun da başına gelecektir. Vadeleri tanyeri ağarınca dolacaktır. Tanyerinin ağarması yakın değil mi?»

Suat Yıldırım

Melekler "Lût! dediler, Biz Allah’ın elçileri seninleyiz, hiç merak etme, onlar size hiçbir kötülük yapamayacaklardır. Haydi öyleyse, gecenin bir vaktinde ailenle yola çık, yürü! Beraberindekilerin hiç biri geri dönüp bakmasın, yalnız eşin bunun dışındadır. Zira ötekilere ulaşan hangi rüsvaylık varsa, ona da gelecektir. Onların helâk olma zamanı sabah vaktidir. Sahi! Sabah da pek yakın değil mi?"

Süleyman Ateş

(Melekler) dediler ki "Ey Lût, biz senin Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Gecenin bir kısmında âileni yürüt; içinizden karından başka hiç kimse geri dönüp bakmasın. Çünkü ötekilerine erişen (azâb) ona da erişecektir. Başlarına gelecek azâb zamanı, sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

Şaban Piriş

-Ey Lût, Biz, Rabbinin elçileriyiz. Onlar, sana dokunamayacaklar, karanlık basınca ailenle beraber yola çık, karın dışında kimse geri kalmasın. Onların başına gelen, onun da başına gelecektir. Onlara vaat edilen sabahtır. Sabah da yakın değil mi?! dediler.

Tefhim-ul Kur'an

(Elçiler) Dediler ki «Ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık) . Sakın, hiç biriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azab) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?

Yaşar Nuri Öztürk

Melekler dediler "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?"

Yusuf Ali (İngilizce)

(The Messengers) said "O Lut! We are Messengers from thy Lord! By no means shall they reach thee! now travel with thy family while yet a part of the night remains, and let not any of you look back but thy wife (will remain behind) To her will happen what happens to the people. Morning is their time appointed Is not the morning nigh?"

KELİME KÖKLERİ
قَالُوا
ḳālū
dediler ki ق و ل
يَا لُوطُ
yā lūTu
Lut
إِنَّا
innā
şüphesiz biz
رُسُلُ
rusulu
elçileriyiz ر س ل
رَبِّكَ
rabbike
Rabbinin ر ب ب
لَنْ
len
يَصِلُوا
yeSilū
ilişemeyecekler و ص ل
إِلَيْكَ
ileyke
sana
فَأَسْرِ
feesri
yürü س ر ي
بِأَهْلِكَ
biehlike
ailenle birlikte ا ه ل
بِقِطْعٍ
biḳiT’ǐn
bir vaktinde ق ط ع
مِنَ
mine
الَّيْلِ
l-leyli
gecenin ل ي ل
وَلَا
ve lā
ve
يَلْتَفِتْ
yeltefit
geriye dönüp bakmasın ل ف ت
مِنْكُمْ
minkum
sizden
أَحَدٌ
eHadun
hiç kimse ا ح د
إِلَّا
illā
ancak hariç
امْرَأَتَكَ
mraeteke
hanımın م ر ا
إِنَّهُ
innehu
şüphesiz
مُصِيبُهَا
muSībuhā
onun başına gelecektir ص و ب
مَا
şeyler
أَصَابَهُمْ
eSābehum
onların başına gelen ص و ب
إِنَّ
inne
şüphesiz
مَوْعِدَهُمُ
mev’ǐdehumu
onlara vaadedilen vakit و ع د
الصُّبْحُ
S-SubHu
sabahtır ص ب ح
أَلَيْسَ
eleyse
değil mi? ل ي س
الصُّبْحُ
S-SubHu
sabah ص ب ح
بِقَرِيبٍ
biḳarībin
yakın ق ر ب