← HUD 11:99 →

Burada da lânete uğradılar, kıyâmet gününde de. Şu bağışlanan bağış, ne de kötü bağıştır.

Öyle ya, bu dünyada Allah’ın laneti kovaladı durdu onları, kıyamet gününde de aynen öyle olacak. Onlara verilen bu bahşiş ve yardım ne kötüdür.

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

Hem burada (dünyada) hem de kıyamet sürecinde lânete tâbi olundular! O hisselerine düşen ne kötü bir paydır!

Onlar burada da, kıyamet gününde de lanete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır!

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde bir lânete uğratıldılar. Onlara verilen bu bahşiş ne kötü bir bahşiştir!...

Hem burada hem kıyamet gününde peşlerine lanet takılmıştır. Ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

Hem burada ve hem kiyamet gununde lanete ugratilirlar. Bu ne kotu bir bagistir!

Burada lanet peşlerine takıldı ; Kıyamet gününde de (öyle olacak). Desteklendikleri şey ne kötü destektir.

Çarpıldıkları azaba ilave olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Ne kötü bir ikramdır onlara verilen bu ikram.

Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lânete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek!

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!

Hem burada, hem de kıyamet gününde lanetle izlendiler. Onlara verilen bu karşı destek ne fena bir destektir!

Çarpıldıkları azaba ek olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Paylarına düşen bu armağan ne fena bir armağandır.

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Yapılan bu bağış, ne kötü bir bağıştır.

Burada da, kıyaamet gününde de lâ’nete tâbi tutuldular onlar. (Kendilerine) verilen bu vergi ne kötü vergidir!

(Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyâmet gününde lâ`nete tâbi` tutuldular.(Onlara) yapılan bu ikram, ne kötü ikramdır!

Hem burada, hem de kıyamet gününde la’nete uğratıldılar. Kendilerine verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır.

Onlar kendilerini bu lanet yere sürükleyecek şeylere uydular ve kıyamet gününde de (aynı şekilde uyacaklar). Paylarına (yaptıklarının karşılığı olarak) düşen ne kadar kötü.

Ve burada, kıyâmet gününde lânete tâbî tutuldular. Verilen bahşiş (ne) kötü bir bağıştır.

Onlar, burada da kıyamet gününde de lanetle izlendiler. Pek de kötü bir bağıştır, bu verilen bağış!

Öyle ya; burada (bu dünyada, Allah’ın) laneti kovaladı durdu onları, Kıyamet Günü’nde de (onunla tepelenecekler) ne kötü bir pay, bu paylarına düşen!

Sonuçta peşlerine burada da bir lanet takıldı, Kıyamet Günü`nde de... Pay da, pay verilen de ne fenadır!

Burada da bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Ne kötü bir yardımdır bu yapılmış olan yardım.

Hem burada hem kıyamet gününde lânete uğratılırlar. Ne kötü bir bağıştır onlara verilen bu bağış!

Bu dünyada peşlerine bir lânet/mutsuzluk takılmıştır. Ve kıyamet gününde de... Verilen bu ceza, ne kötü bir cezadır.

Çarpıldıkları azaba ek olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Paylarına düşen bu armağan ne fena bir armağandır.

Bu dünyada da, kıyamet gününde de lânetle kovalandılar. Peşlerindeki destek, ne kötü bir destek!

Bu dünyâda da (onların) ardına la’net takılmıştır, kıyâmet gününde de (burada da la’netle anılacaklardır, âhirette de)! Bu vergi, ne kötü bir vergidir!

Hem burada da kıyamet gününde de lanete uğrarlar. Bu ne kötü bir bağıştır.

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Peşlerine lanet takılmıştır Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

And they are followed by a curse in this (life) and on the Day of Judgment and woeful is the gift which shall be given (unto them)!