وَجَاءُوا أَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ
Ve cau ebahüm ışaey yebkun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Akşam olunca ağlaya ağlaya babalarına gelmişlerdi. |
Abdullah Parlıyan |
Ve akşam olunca, babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler. |
Adem Uğur |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Ahmed Hulusi |
Gecenin ilk saatlerinde, ağlayarak babalarına geldiler. |
Ahmet Varol |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Ali Bulaç |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
Ali Fikri Yavuz |
Kardeşleri, akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Bayraktar Bayraklı |
Akşamleyin, ağlayarak babalarına geldiler. |
Bekir Sadak |
(16-17) Aksam ustu aglayarak babalarina geldiklerinde «Ey babamiz! Inan olsun biz yaris yapiyorduk; Yusuf’u esyamizin yanina birakmistik; bir kurt onu yedi. Her ne kadar dogru soyluyorsak da sen bize inanmazsin» dediler. |
Celal Yıldırım |
(16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf’u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (sözlü)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.» |
Cemal Külünkoğlu |
(Onlar, Yusuf`u kuyuya bıraktıktan sonra) yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler. |
Diyanet İşleri |
(Yûsuf’u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Diyanet Vakfı |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Edip Yüksel |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler. |
Fizil-al il Kuran |
Akşam olunca ağlayarak babalarına geldiler. |
Gültekin Onan |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
Harun Yıldırım |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
Hasan Basri Çantay |
Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler. |
Hayrat Neşriyat |
Derken yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler. |
İbn-i Kesir |
Akşam üstü ağlaya ağlaya babalarına geldiler. |
İlyas Yorulmaz |
Bir akşam vaktinde babalarına ağlayarak geldiler. |
İskender Ali Mihr |
Ve babalarına yatsı vakti ağlayarak geldiler. |
Kadri Çelik |
Akşamüstü ağlayarak babalarına geldiler. |
Muhammed Esed |
Ve akşam olunca babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler, |
Mustafa İslamoğlu |
Derken akşam vakti babalarına ağlayarak geldiler |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve babalarına yatsı vakti ağlar oldukları halde geldiler. |
Ömer Öngüt |
Akşamleyin ağlayarak babalarının yanına geldiler. |
Sadık Türkmen |
Ve akşamleyin, ağlayarak babalarına geldiler. |
Seyyid Kutub |
Akşam olunca ağlayarak babalarına geldiler. |
Suat Yıldırım |
(16-17) Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki "Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf’u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!" |
Süleyman Ateş |
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. |
Şaban Piriş |
Akşamleyin, ağlaşarak babalarına geldiler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Akşamdan sonra babalarına geldiler; ağlıyorlardı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Then they came to their father in the early part of the night, weeping. |