لَهُمْ عَذَابٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَقُّ ۖ وَمَا لَهُمْ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَاقٍ
Lehüm azabün fil hayatido dünya ve le azabül ahırati eşaak ve ma lehüm minellahi miv vak
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlara dünyâ hayâtında azap var, âhiret azâbıysa daha da ağırdır ve onları Allah’tan koruyacak kimse de yoktur. |
Abdullah Parlıyan |
Böyleleri için, dünya hayatında zaten bir azap vardır. Ahiretteki azap ise, daha çetin olacaktır. Ve onlar Allah’a karşı, kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklardır. |
Adem Uğur |
Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah’tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur. |
Ahmed Hulusi |
Onlara dünya yaşamında bir azap vardır... Gelecek (yaşam) azabı ise elbette daha çilelidir! Onları Allâh’tan koruyucu da yoktur. |
Ahmet Varol |
Dünya hayatında onlar için azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha zorludur. Allah’a karşı onlar için bir koruyucu da yoktur. |
Ali Bulaç |
Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da yoktur. |
Ali Fikri Yavuz |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbet daha çetindir, onları Allah’dan koruyacak (azabından kurturacak) da yoktur. |
Bayraktar Bayraklı |
Onlara dünya hayatında azap vardır. Ama, âhiret azabı daha şiddetlidir. Onları Allah`tan koruyacak kimse de yoktur. |
Bekir Sadak |
Onlara, dunya hayatinda azap vardir, ahiret azabi ise daha cetindir. Allah’a karsi onlari bir koruyan da yoktur. |
Celal Yıldırım |
Onlara Dünya hayatında azâb vardır. Âhiret azabı ise daha ağır ve daha üzücüdür. Onları Allah’ın (adaletinden) koruyacak bir kimse de yoktur. |
Cemal Külünkoğlu |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Fakat ahiret azabı ise daha ağırdır. Onları Allah`ın elinden (azabından) hiç kimse kurtaramaz. |
Diyanet İşleri |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur. |
Diyanet Vakfı |
Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah’tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur. |
Edip Yüksel |
Onlar dünya hayatında azap hak etmişlerdir. Ahiret azabı ise daha kötüdür. Onları ALLAH’tan kimse kurtaramaz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha çetindir. Onları Allah’dan koruyacak da yoktur. |
Fizil-al il Kuran |
Onlara dünya hayatında azap vardır. Fakat ahiret azabı daha ağırdır. Onları Allah’ın elinden hiç kimse kurtaramaz. |
Gültekin Onan |
Dünya hayatında onlar için bir azab vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Tanrı’dan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur. |
Harun Yıldırım |
Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha şiddetlidir. Onları Allah’tan (onun azabından) koruyacak kimse de yoktur. |
Hasan Basri Çantay |
(Bu) dünyâ hayaatında onların hakkı azâbdır. Âhiret azabı ise daha zorludur. Onlar için Allahdan (Allahın azabından kurtaracak) hiç bir koruyucu da yokdur. |
Hayrat Neşriyat |
Onlar için dünya hayâtında bir azab vardır; âhiret azâbı ise elbette daha şiddetlidir. Onları Allah(ın azâbın)dan koruyacak olan hiç kimse de yoktur! |
İbn-i Kesir |
Onlara; dünya hayatında azab vardır. Ahiret azabı ise daha zorludur. Allah’a karşı onları koruyacak kimse de yoktur. |
İlyas Yorulmaz |
Böyleleri için dünyada bir azap olduğu gibi, ahirette ise, daha çok parça parça edecek azaplar var. Onları Allah dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur. |
İskender Ali Mihr |
Onlar için dünya hayatında bir azap vardır ve ahiretin azabı daha da meşakkatlidir. Ve onların Allah’tan (Allah’ın azabından) koruyan bir koruyucusu yoktur. |
Kadri Çelik |
Dünya hayatında onlar için bir azap vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur. |
Muhammed Esed |
Böyleleri için dünya hayatında zaten bir azap vardır; ahiretteki azapsa daha da çetin olacak. Ve onlar Allah’a karşı kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklar. |
Mustafa İslamoğlu |
Dünya hayatında onlar için bir ceza vardır, fakat ahiretin cezası çok daha elem verici olacaktır Allah`a karşı onları savunacak birileri de olmayacaktır. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Onlar için dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise elbette daha meşakkatlidir ve onlar için Allah’tan hiçbir koruyucu da yoktur. |
Ömer Öngüt |
Onlar için dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise elbette daha şiddetlidir. Onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur. |
Sadık Türkmen |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur. |
Seyyid Kutub |
Onlara dünya hayatında azap vardır. Fakat ahiret azabı daha ağırdır. Onları Allah’ın elinden hiç kimse kurtaramaz. |
Suat Yıldırım |
Onlara dünya hayatında bir azap vardır âhiret azabı ise daha çok çetindir. Onları Allah’ın elinden kurtaracak kimse de yoktur. |
Süleyman Ateş |
Dünyâ hayâtında onlar için azâb vardır, âhiret azâbı ise daha zordur. Onları Allâh(ın azâbın)dan koruyacak kimse de yoktur. |
Şaban Piriş |
Onlara, dünya hayatında azap vardır, ahiret azabı ise daha çetindir. Allah’a karşı onların bir koruyucusu da yoktur. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dünya hayatında onlar için bir azab vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dünya hayatında bir azap var onlar için; âhiret azabı ise çok daha şiddetlidir. Onları Allah’a karşı koruyacak kimse de yoktur. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
For them is a penalty in the life of this world, but harder, truly, is the penalty of the Hereafter and defender have they none against Allah. |
لَهُمْ lehum |
onlar için vardır | |
عَذَابٌ ǎƶābun |
azab | ع ذ ب |
فِي fī |
||
الْحَيَاةِ l-Hayāti |
hayatında | ح ي ي |
الدُّنْيَا d-dunyā |
dünya | د ن و |
وَلَعَذَابُ veleǎƶābu |
ve azabı ise | ع ذ ب |
الْاخِرَةِ l-āḣirati |
ahiret | ا خ ر |
أَشَقُّ eşeḳḳu |
daha zordur | ش ق ق |
وَمَا ve mā |
ve yoktur | |
لَهُمْ lehum |
onlar için | |
مِنَ mine |
-dan | |
اللَّهِ llahi |
Allah- | |
مِنْ min |
hiçbir | |
وَاقٍ vāḳin |
koruyacak (kimse) | و ق ي |