قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِنْ نَحْنُ إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَمُنُّ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ۖ وَمَا كَانَ لَنَا أَنْ نَأْتِيَكُمْ بِسُلْطَانٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Kalet lehüm rusülühüm in nahnü illa beşerum mislüküm ve lakinnellahe yemünnü ala mey yeşaü min ıbadih ve ma kane lena en ne’tiyeküm bi sültanin illa bi iznillah ve alellahi fel yetevekkelil mü’minun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Peygamberleri, biz de dediler, sizin gibi insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lûtfeder, ihsânda bulunur ve biz, Allah’ın izni olmadıkça size bir delil ve mûcize gösteremeyiz ve inananlar, artık Allah’a dayanmalı.

Abdullah Parlıyan

"Doğrusu biz de, sizin gibi insandan başkası değiliz; ama Allah nimetini, kullarından dilediğine bahşeder. Ayrıca Allah’ın izni olmadıkça, bir delil getirmek de, bizim harcımız değildir ve inananlar, sadece Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.

Adem Uğur

Peygamberleri onlara dediler ki "(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar."

Ahmed Hulusi

Rasûlleri onlara dediler ki "Biz sizin misliniz bir beşeriz... Fakat Allâh, kullarından dilediğine (risâlet) nimetini ihsan eder... Allâh’ın izniyle açığa çıkması dışında (Bi-iznillâh), size sultan (mucizevî güç, kanıt) getirmemiz mümkün değildir... (O hâlde) iman edenler Allâh’a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler)."

Ahmet Varol

’Biz de sizin gibi birer insandan başka bir şey değiliz. Ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemiz sözkonusu olamaz. Mü’minler yalnız Allah’a güvensinler.

Ali Bulaç

Resulleri onlara dediler ki "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etmelidirler."

Ali Fikri Yavuz

Peygamberleri, onlara dediler ki "- Evet, biz de sizin gibi ancak bir insanız; fakat Allah, Peygamberlik nimetini kullarından dilediği kimseye ihsan eder. Allah’ın izni olmadıkça da (isteğiniz üzere) size bir mûcize getirmemize imkânımız yoktur; ve müminler ancak Allah’a tevekkül etmelidirler.

Bayraktar Bayraklı

“Evet, biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah, nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah`ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah`a dayansınlar.”

Bekir Sadak

Peygamberleri onlara soyle dedi «Biz ancak sizin gibi birer insaniz ama, Allah, kullarindan diledigine iyilikte bulunur. Allah’in izni olmadikca biz size delil getiremeyiz. Inananlar sadece Allah’a guvensin.»

Celal Yıldırım

Peygamberleri onlara dediler ki «Doğrusu biz de sizin gibi insandan başkası değiliz, ama Allah, kullarından dilediğine minnet buyurup nîmetini verir. Allah’ın izni olmadıkça size belge ve delil (açık mu’cize) getirmek ne haddimize. Ve artık mü’minler ancak Allah’a güvenip dayansınlar!

Cemal Külünkoğlu

Peygamberleri onlara dedi ki “(Evet) biz de sizin gibi sadece birer insanız. Fakat Allah (peygamberlik) nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah`ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. İnananlar ancak Allah`a güvenirler.”

Diyanet İşleri

Peygamberleri, onlara dedi ki "Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler."

Diyanet Vakfı

Peygamberleri onlara dediler ki «(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar.»

Edip Yüksel

Elçileri ise kendilerine şöyle dediler "Biz, elbette sizin gibi birer insanız. Ancak, ALLAH, kullarından dilediğini seçerek ona lütufta bulunur. ALLAH’ın izni olmadan size bir yetki belgesi getirmemiz olanaksızdır. Gerçeği onaylayanlar ALLAH’a güvenmeli."

Elmalılı Hamdi Yazır

Peygamberleri onlara dediler ki «(Evet) biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Ve Allah’ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar.

Fizil-al il Kuran

Peygamberleri onlara dediler ki, «Evet biz de sizin gibi birer insanız, fakat Allah dilediği kuluna bağışta bulunur. Allah’ın izni olmadıkça biz size mucize gösteremeyiz. Mü’minler sırf Allah’a dayanmalıdır.

Gültekin Onan

Resulleri onlara dediler ki "Doğrusu biz sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Tanrı kullarından dilediğine lütufta bulunur. Tanrı’nın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. İnançlılar ancak Tanrı’ya tevekkül etsinler."

Harun Yıldırım

Peygamberleri onlara dediler ki "(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar."

Hasan Basri Çantay

Peygamberleri onlara «Biz de, demişdi, sizin gibi insandan başka (bir şey) değiliz. Fakat Allah, ni’metini kullarından kimi dilerse ona ihsan eder. Allahın izni olmaksızın bizim size (kaahir) bir hüccet getirmemize imkân yokdur. Mü’minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır».

Hayrat Neşriyat

Peygamberleri onlara dediler ki `(Evet) biz de ancak sizin gibi bir insanız; fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Hâlbuki Allah`ın izni olmadıkça, size bir mu`cize getirmemiz, bizim için mümkün değildir. O hâlde mü`minler, ancak Allah`a tevekkül etsin!`

İbn-i Kesir

Peygamberleri onlara Biz de sizin gibi birer insanız, ama Allah kullarından dilediğine ihsanda bulunur. Allah’ın izni olmadıkça biz; size delil getiremeyiz. Mü’minler; Allah’a tevekkül etsinler, demişlerdi.

İlyas Yorulmaz

Elçiler onlara "Şüphesiz biz de sizin gibi insanız. Ancak Allah kullarından dilediğine iyilikler (elçilik görevi) veriyor. Allah’ın izni olmadıkça, bizim sizi ikna edebilecek güçlü bir delil getirmemiz mümkün değildir. İnananlar yalnızca Allah’a güvenip dayansınlar. "

İskender Ali Mihr

Onlara resûlleri şöyle dedi "Biz de ancak sizin gibi beşeriz (insanız). Fakat Allah, kullarından dilediğini ni’metlendirir. Bizim, Allah’ın izni olmaksızın, bir sultan (mucize, delil) getirmemiz olamaz. Artık mü’minler Allah’a tevekkül etsinler."

Kadri Çelik

Peygamberleri onlara dedi ki "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Müminler, ancak Allah’a tevekkül etmelidirler."

Muhammed Esed

Elçileri onlara "Doğru, biz de sizler gibi sadece ölümlü kimseleriz" diye cevap verdiler, "ama işte Allah nimetini kullarından dilediğine bahşeder. Ayrıca, Allah’ın izni olmadıkça, (görevimiz hakkında) bir delil getirmek bizim harcımız değildir. Bu hususta inananlar yalnızca Allah’a güvenmelidirler.

Mustafa İslamoğlu

Peygamberleri onlara şöyle cevap verdi "Evet, biz de yalnızca sizin gibi ölümlü birer insanız, ama Allah kullarından dilediği kimseyi de nimetlendirir; üstelik Allah`ın izni olmaksızın size (bu konuda mucizevi) güçte bir belge sunmak da bizim üstümüze vazife değildir. Ne ki yürekten inananlar yalnızca Allah`a güvenip dayanmalıdırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen

Peygamberleri onlara dedi ki «Biz sizin gibi bir beşer olmaktan başka değiliz. Velâkin Allah Teâlâ kullarından dilediği kimseye ihsan eder ve Allah Teâlâ’nın izni olmadıkça bizim size bir hüccet getirmeğe kudretimiz yoktur ve mü’minler artık Allah Teâlâ’ya tevekkül etsinler.»

Ömer Öngüt

Peygamberleri onlara dediler ki "Biz de sizin gibi birer insanız. Fakat Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Allah’ın izni olmadıkça bizim size delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah’a tevekkül etsinler. "

Sadık Türkmen

"evet, biz de sizin gibi yalnızca ölümlü birer insanız. Ancak, Allah kullarından dilediği kişiye (risâlet) lütfeder. Allah’ın izni olmaksızın, (risâletten) size bir delil getirmemiz mümkün değildir. İnananlar Allah’a güvensinler.

Seyyid Kutub

Peygamberleri onlara dediler ki, «Evet biz de sizin gibi birer insanız, fakat Allah dilediği kuluna bağışta bulunur. Allah’ın izni olmadıkça biz size mucize gösteremeyiz. Mü’minler sırf Allah’a dayanmalıdır.

Suat Yıldırım

Resulleri onlara "Evet," dediler. "Biz sizin gibi beşerden başka bir şey değiliz. Fakat Allah peygamberlik nimetini kullarından dilediğine ihsan eder. Allah’ın izni olmadıkça size mûcize göstermemiz mümkün değildir. O halde müminler yalnız Allah’a dayanıp güvenmelidirler."

Süleyman Ateş

Elçileri onlara dediler ki "Evet biz de sizin gibi insandan başka bir şey değiliz. Fakat Allâh, kullarından dilediğine lutfeder. Allâh’ın izni olmadan biz size delil getiremeyiz. İnananlar, Allah’a dayansınlar."

Şaban Piriş

Peygamberleri onlara dedi ki -Biz ancak sizin gibi birer insanız ama, Allah, kullarından dilediğine iyilikte bulunur. Allah’ın izni olmadıkça biz size delil getiremeyiz. Müminler sadece Allah’a dayansınlar.

Tefhim-ul Kur'an

Peygamberleri onlara dedi ki «Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etmelidirler.»

Yaşar Nuri Öztürk

Resulleri onlara dediler ki "Biz de sadece sizin gibi birer insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmadan bizim size bir kanıt getirmemiz haddimize değil. İnananlar yalnız Allah’a dayanıp güvensinler."

Yusuf Ali (İngilizce)

Their messengers said to them "True, we are human like yourselves, but Allah doth grant His grace to such of his servants as He pleases. It is not for us to bring you an authority except as Allah permits. And on Allah let all men of faith put their trust.

KELİME KÖKLERİ
قَالَتْ
ḳālet
dediler ki ق و ل
لَهُمْ
lehum
onlara
رُسُلُهُمْ
rusuluhum
elçileri ر س ل
إِنْ
in
değiliz
نَحْنُ
neHnu
biz (de)
إِلَّا
illā
başka bir şey
بَشَرٌ
beşerun
insandan ب ش ر
مِثْلُكُمْ
miṧlukum
sizin gibi م ث ل
وَلَٰكِنَّ
velākinne
fakat
اللَّهَ
llahe
Allah
يَمُنُّ
yemunnu
lutfeder م ن ن
عَلَىٰ
ǎlā
مَنْ
men
kimseye
يَشَاءُ
yeşā'u
dilediği ش ي ا
مِنْ
min
-ndan
عِبَادِهِ
ǐbādihi
kulları- ع ب د
وَمَا
ve mā
yoktur
كَانَ
kāne
imkanımız ك و ن
لَنَا
lenā
bizim
أَنْ
en
نَأْتِيَكُمْ
ne’tiyekum
size getiremeye ا ت ي
بِسُلْطَانٍ
bisulTānin
bir delil س ل ط
إِلَّا
illā
olmadan
بِإِذْنِ
biiƶni
izni ا ذ ن
اللَّهِ
llahi
Allah’ın
وَعَلَى
ve ǎlā
ve
اللَّهِ
llahi
Allah’a
فَلْيَتَوَكَّلِ
felyetevekkeli
dayansınlar و ك ل
الْمُؤْمِنُونَ
l-mu'minūne
inananlar ا م ن