رَبِّ إِنَّهُنَّ أَضْلَلْنَ كَثِيرًا مِنَ النَّاسِ ۖ فَمَنْ تَبِعَنِي فَإِنَّهُ مِنِّي ۖ وَمَنْ عَصَانِي فَإِنَّكَ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Rabbi innehünne adlelne kesıram minen nas fe men tebianı fe innehu minnı ve men asanı fe inneke ğafurur rahıym
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Rabbim, şüphe yok ki onlar, insanların çoğunu doğru yoldan saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir ve bana isyân edene gelince Şüphe yok ki sen, suçları örtersin, rahîmsin. |
Abdullah Parlıyan |
Çünkü, ey Rabbim! "Bu tapınılan nesneler gerçekten, insanlardan pek çoğunu yoldan çıkardı. Onun için her kim, bana uyar, bana katılırsa o bendendir. Bana baş kaldırana gelince, şüphesiz sen çok acıyan ve gerçek bağışlayansın!" |
Adem Uğur |
Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin. |
Ahmed Hulusi |
"Rabbim... Muhakkak ki onlar (tanrı edinilenler) insanlardan pek çoğunu saptırdılar... (Artık) kim bana tâbi olur ise, muhakkak ki o bendendir... Kim de bana isyan eder ise, muhakkak ki sen Ğafûr’sun, Rahıym’sin." |
Ahmet Varol |
Rabbim! Gerçekten onlar insanlardan çoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen bağışlayansın, rahmet edensin. |
Ali Bulaç |
"Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin." |
Ali Fikri Yavuz |
Rabbim! Çünkü o putlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Artık bundan sonra kim bana tabi olur, izimde giderse, işte o bendendir. Kim de bana isyan ederse, tevbe ettiği takdirde, muhakkak ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin. |
Bayraktar Bayraklı |
“Ey Rabbim! Onlar insanlardan birçoğunu şaşırttılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir; kim bana karşı gelirse, şüphesiz sen, affedicisin; merhamet sahibisin.” |
Bekir Sadak |
«ORabbim! O putlar cok insanlari saptirdi; bana uyan bendendir, bana karsi gelen kimseyi Sana birakirim; Sen bagislarsin, merhamet edersin.» |
Celal Yıldırım |
«Rabbim! O putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, şüphesiz ki o bendendir ; kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.» |
Cemal Külünkoğlu |
“Rabbim, çünkü onlar insanlardan birçoğunu baştan çıkardılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır). Şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.” |
Diyanet İşleri |
"Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin." |
Diyanet Vakfı |
«Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.» |
Edip Yüksel |
"Efendim, onlar, insanlardan birçoğunu saptırdılar. Beni izleyenler bendendir. Bana karşı gelenlere gelince, elbette sen Bağışlayansın, Rahimsin." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Rabbim! Çünkü onlar (putlar) insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular. Şimdi kim bana uyarsa, o bendendir; kim bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. |
Fizil-al il Kuran |
Ey Rabbim, o putlar çoğu insanı yoldan çıkardı. Bundan böyle kim bana uyarsa bendendir, kim bana karşı çıkarsa, hiç kuşkusuz sen bağışlayıcısın, merhametlisin. |
Gültekin Onan |
"Rabbim gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin." |
Harun Yıldırım |
"Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu saptırdı. Artık kim bana uyarsa işte o, bendendir, kim bana isyan ederse gerçekten sen Ğafûr’sun, Rahîm’sin." |
Hasan Basri Çantay |
«Rabbim, çünkü onlar insanlardan bir çoğunu başdan çıkardılar. Bundan sonra kim bana uyarsa işte o, bendendir. Kim de bana karşı gelirse... Hakıykat, sen çok yarlığayıcı, çok esirgeyicisin». |
Hayrat Neşriyat |
`Rabbim! Çünki onlar (o putlar), insanlardan birçoğunu dalâlete düşürdüler. Bundan sonra kim bana tâbi` olursa, artık muhakkak o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık şübhesiz ki sen, Gafûr (çok bağışlayan)sın, Rahîm (çok merhamet eden)sin.` |
İbn-i Kesir |
Rabbım; çünkü onlar insanlardan bir çoğunu baştan çıkardılar. Bundan sonra bana uyan bendendir. Bana karşı gelen kimseyi de Sana havale ederim. Muhakkak ki Sen; Gafur, Rahim’sin. |
İlyas Yorulmaz |
"Rabbim! Bu putlar, insanların pek çoğunu saptırıyor. Kim (bu putları reddederek) benim yoluma uyarsa, o bendendir. Kimde benim bu uygulamama isyan ederse (benden değildir). Elbetteki sen bağışlayıcı ve merhametli olansın. " |
İskender Ali Mihr |
Rabbim gerçekten onlar (putlar), insanların çoğunu dalâlete düşürdüler. Artık kim bana tâbî olursa, bu sebeple o mutlaka bendendir. Ve kim bana asi olursa, o zaman muhakkak ki; Sen Gafur’sun, Rahîm’sin. |
Kadri Çelik |
"Rabbim! Gerçekten onlar, insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir; kim de bana isyan ederse kuşkusuz sen bağışlayansın ve esirgeyensin." |
Muhammed Esed |
Çünkü, ey Rabbim, bu (tapınma nesneleri) gerçekten, insanlardan pek çoğunu yoldan çıkardı! "Bunun içindir ki, (yalnızca tebliğ ettiğim dinde) bana uyan kimse gerçekten bendendir; bana baş kaldırana gelince, şüphesiz Sen çok acıyan, esirgeyen gerçek bağışlayıcısın! |
Mustafa İslamoğlu |
Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar Artık kim bana uyarsa işte o bendendir; kim de bana karşı çıkarsa biliyorum ki Sen tarifsiz bir bağışlayıcısın, eşsiz bir merhamet kaynağısın! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
«Ey Rabbim! Muhakkak ki onlar nâstan birçoklarını idlâl ettiler. İmdi her kim bana tâbi olursa şüphe yok ki, o bendendir ve kim bana âsi olursa, artık muhakkak ki, Sen çok yarlığayıcısın, çok esirgeyicisin.» |
Ömer Öngüt |
"Ey Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. Bana uyan bendendir. Bana karşı gelen kimseyi sana havale ederim, şüphesiz ki sen çok bağışlayan çok merhamet edensin. " |
Sadık Türkmen |
Rabbim! gerçekten insanlardan birçoğu, onlarla saptılar. Bundan böyle, kim bana uyarsa, işte o bendendir. Kim bana isyan ederse/karşı gelirse, artık Senin (merhametine kalmıştır). Şüphesiz Sen; çok bağışlayan ve çok esirgeyensin! |
Seyyid Kutub |
Ey Rabbim, o putlar çoğu insanı yoldan çıkardı. Bundan böyle kim bana uyarsa bendendir, kim bana karşı çıkarsa, hiç kuşkusuz sen bağışlayıcısın, merhametlisin. |
Suat Yıldırım |
"Ya Rabbî! Doğrusu onlar (putlar) insanların birçoğunu saptırdılar. Artık bundan sonra kim bana tâbi olursa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse o da Sen’in merhametine kalmıştır, şüphesiz Sen gafursun, rahîmsin." |
Süleyman Ateş |
"Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu şaşırttılar. Artık bundan böyle kim bana uyarsa o bendendir, kim bana karşı gelirse (o da senin merhametine kalmıştır), şüphesiz sen bağışlayan, esirgeyensin." |
Şaban Piriş |
Rabbim! Onlar çok insanları saptırdı; Kim bana uyarsa o bendendir. Kim bana isyan ederse.. Sen bağışlarsın, merhamet edersin. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim de bana isyan ederse kuşkusuz Sen, bağışlayansın, esirgeyensin.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm’sin. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"O my Lord! they have indeed led astray many among mankind; He then who follows my (ways) is of me, and he that disobeys me,- but Thou art indeed Oft-forgiving, Most Merciful. |
رَبِّ rabbi |
Rabbim | ر ب ب |
إِنَّهُنَّ innehunne |
şüphesiz onlar | |
أَضْلَلْنَ eDlelne |
şaşırttılar | ض ل ل |
كَثِيرًا keṧīran |
birçoğunu | ك ث ر |
مِنَ mine |
-dan | |
النَّاسِ n-nāsi |
insanlar- | ن و س |
فَمَنْ femen |
artık kim | |
تَبِعَنِي tebiǎnī |
bana uyarsa | ت ب ع |
فَإِنَّهُ feinnehu |
şüphsiz o | |
مِنِّي minnī |
bendendir | |
وَمَنْ ve men |
ve kim | |
عَصَانِي ǎSānī |
bana karşı gelirse | ع ص ي |
فَإِنَّكَ feinneke |
şüphesiz sen | |
غَفُورٌ ğafūrun |
bağışlayansın | غ ف ر |
رَحِيمٌ raHīmun |
esirgeyensin | ر ح م |