وَأَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْتِيهِمُ الْعَذَابُ فَيَقُولُ الَّذِينَ ظَلَمُوا رَبَّنَا أَخِّرْنَا إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ نُجِبْ دَعْوَتَكَ وَنَتَّبِعِ الرُّسُلَ ۗ أَوَلَمْ تَكُونُوا أَقْسَمْتُمْ مِنْ قَبْلُ مَا لَكُمْ مِنْ زَوَالٍ

Ve enzirin nase yevme ye’tıhimül azabü fe yekulüllezıne zalemu rabbena ahhırna ila ecelin karıbin nücib da’veteke ve nettebiır rusül e ve lem tekunu aksemtüm min kablü ma leküm min zeval

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Kendilerine azâbın gelip çatacağı o günü haber ver, korkut insanları. Zulmedenler diyecekler ki Rabbimiz, yakın bir zamana dek bırak bizi, tekrar dünyâya dönelim de dâvetine icâbet edelim ve peygamberlere uyalım. Siz değil misiniz daha önce, bize bir zevâl yoktur diye yemin edenler?

Abdullah Parlıyan

"Siz bir vakitler kıyamet gibi, ceza gibi bir şeyin, sizin için söz konusu olmadığına, yemin edip durmuyor muydunuz?" diye karşılık verecektir.

Adem Uğur

Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz? "

Ahmed Hulusi

Kendilerine azabın (ölümün - hazır olmayan için sonsuz azabın başlangıcı) geleceği süreç hakkında insanları uyar! O süreçte zâlim olanlar şöyle der "Rabbimiz, kısa bir süre daha ömür ver, davetine icabet edelim ve Rasûllerine tâbi olalım"... Önceden, sizin için böyle bir son olmayacağına yemin etmemiş miydiniz?

Ahmet Varol

’Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, çağrına icabet edelim ve peygamberlere uyalım’ derler. ’Daha önce sizin için bir zeval (yokluk) olmadığına dair yemin etmemiş miydiniz?

Ali Bulaç

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?

Ali Fikri Yavuz

İnsanlara, azabın kendilerine geleceği günü haber verip onları korkut ki, o gün, zulmedenler şöyle diyecektir "-Ey Rabbimiz! Bize yakın bir zamana kadar izin ver; senin çağrına uyalım, Peygamberlerin izinde gidelim." Hani ya, bundan önce "- Bize hiçbir zeval yoktur." diye yemin etmemiş miydiniz?

Bayraktar Bayraklı

Kendilerine azabın geleceği güne karşı insanları uyar ki, zâlimler, “Ey Rabbimiz!” derler, “Bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına uyalım, peygamberlere tâbi olalım!” Peki önceden, sizin için son olmadığına yemin etmemiş miydiniz?

Bekir Sadak

(44-45) Insanlari, kendilerine azabin gelecegi gun ile uyar. Haksizlik edenler «Rabbimiz! Bizi yakin bir sureye kadar ertele de cagrina gelelim, peygamberlere uyalim» derler. Siz daha once, sonunuzun gelmeyecegine yemin etmemis miydiniz! stelik kendilerine yazik edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptiklarimiz da sizlere aciklanmisti. Size misaller de vermistik.

Celal Yıldırım

İnsanları azabın geleceği gün hakkında uyar! Zulmedenler diyecekler ki, «ey Rabbimiz! Bizi yakın bir geleceğe kadar ertele ki dâvetine olumlu cevap vererek gelelim, peygamberlere uyalım.» Ama daha önce sizin için zeval (=sonunuzun gelmesi) yok diye yemin eden sizler değil miydiniz?

Cemal Külünkoğlu

(Bunun içindir ki,) insanları, azabın başlarına geleceği gün için uyar! O gün, zulmedenler “Ey Rabbimiz! Bize kısa bir süre daha ver ki senin çağrına icabet edelim, peygamberlere uyup arkalarından gidelim” diyecekler. (Onlara şöyle denilecek) “Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?”

Diyanet İşleri

(Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim" diyecekler. Onlara şöyle denilecek "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?"

Diyanet Vakfı

Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin «Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım» diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki) «Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz?»

Edip Yüksel

Halkı, azabın kendilerine geleceği gün konusunda uyar. Zalimler, "Efendimiz bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına katılalım ve elçilere uyalım" diyecekler. Oysa daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?

Elmalılı Hamdi Yazır

Ey Peygamber! İnsanları, azabın geleceği gün ile korkut. O gün, zalimler şöyle diyecekler «Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım.» Onlara «Daha önce ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz?» denilir.

Fizil-al il Kuran

İnsanları, azapla yüzyüze gelecekleri gün konusunda uyar. O gün zalimler «Ey Rabbimiz, bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım» derler. «Peki, vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?»

Gültekin Onan

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki (o gün) zulmedenler şöyle diyecekler "Bizi yakın bir ecele kadar ertele ki, senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz?

Harun Yıldırım

Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar. (Onlara denilir ki) "Daha önce, sizin için bir zevâl olmadığına, yemin etmemiş miydiniz? "

Hasan Basri Çantay

İnsanlara o azabın kendilerine geleceği günün, tehlikesini anlat ki (o gün) o zaalimler «Ey Rabbimiz, bizi yakın bir müddete kadar gecikdir de Senin da’vetine icabet edelim, peygamberlere tâbi olalım» diyecek (ler) dir. Halbuki daha evvel siz (dünyâda) kendinize «hiç bir zeval yokdur» diye yemîn etmediniz miydi?

Hayrat Neşriyat

(Ey Resûlüm!) O hâlde insanları, kendilerine azâbın geleceği gün (kıyâmet) ile korkut! Zîrâ (o gün) o zulmedenler `Rabbimiz! Bizi (dünyaya gönderip) yakın bir vakte kadar (kısa bir zaman için bile olsa, ecelimizi) te`hîr et ki, senin da`vetine uyalım ve o peygamberlere tâbi` olalım!` derler. (Onlara şöyle denilir) `Hâlbuki daha önce (dünyada iken) sizin için hiçbir (şekilde) sona erme olmadığına dâir yemîn etmemiş miydiniz?`

İbn-i Kesir

İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler derler ki Rabbımız; bizi, yakın bir müddete kadar tehir et, davetine uyalım ve peygamberlere tabi olalım. Siz daha önce de sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?

İlyas Yorulmaz

İnsanları azabın kendilerine geleceği gün ile uyar. Zalimler "Rabbimiz yakın bir zamana kadar bizim (hesabımızı) ertele de, senin davetine icabet edip, elçilere tabi olalım" derler. Sizin için hesap gününde hiçbir sıkıntı olmayacağına dair, daha önceden de yemin edip durmuyor muydunuz?

İskender Ali Mihr

Azabın onlara geleceği gün ile insanları uyar. O zaman zalimler şöyle diyecek "Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar tehir et (bize zaman ver). Senin davetine icabet edelim ve resûllere tâbî olalım." Daha önce "sizin için bir zeval olmadığına" yemin eden siz değil misiniz?

Kadri Çelik

İnsanları azabın kendilerine geleceği gün hakkında uyarıp korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler "Bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım." (Onlara denilir ki) "Daha önce, sizin için bir zeval olmadığına (sonunuzun gelmeyeceğine) yemin etmemiş miydiniz?"

Muhammed Esed

Bunun içindir ki, insanları, azabın başlarına geleceği Gün için uyar; o Gün ki, zulmedenler "Ey Rabbimiz!" derler, "Bize kısa bir süre daha ver ki Senin çağrına icabet edelim; Senin elçilerine uyup peşlerinden gidelim!" (Fakat Allah da onlara) "Siz bir vakitler kıyamet gibi, ceza gibi bir şeyin sizin için sözkonusu olmadığına yemin edip durmuyor muydunuz?" (diye karşılık verecektir).

Mustafa İslamoğlu

Bu yüzden, başlarına azabın geleceği gün için insanları uyar. Zalimler (o gün) diyecekler ki "Rabbimiz! Bize kısa bir süre daha tanı da, senin çağrına katılalım ve elçilere tabi olalım!" (Onlara denilecek ki) "Ne oldu? Daha önceki (hayatta), sizin için herhangi bir tükenişin olamayacağına yemin edip durmuyor muydunuz?

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve nâsı korkut, o azabın kendilerine geleceği bir gün ile ki, o zalim olanlar diyeceklerdir ki «Ey Rabbimiz! Bizi bir yakın vakte kadar tehir et, senin davetine icabet edelim, ve peygamberlere tâbi olalım.» (Onlara denilecektir ki) «Sizin için bir zeval yoktur diye siz evvelce yemin etmiş değil mi idiniz?»

Ömer Öngüt

Resulüm! İnsanları, kendilerine azabın geleceği (kıyamet) gününden korkut! O gün zâlimler "Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin dâvetine uyalım, peygamberlere tâbi olalım. " derler. "Siz daha önce sonunuzun gelmeyeceğine (sürekli yaşayacağınıza) yemin etmemiş miydiniz?"

Sadık Türkmen

Insanlari, kendilerine azabın geleceği şu günden uyar; o gün zulmedenler der ki "Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de Senin çağrına uyalım, elçilere tabi olalım!" Siz daha önce de kendiniz için; ’hiçbir yıkım yoktur’ diye, yemin etmemiş miydiniz?

Seyyid Kutub

İnsanları, azapla yüzyüze gelecekleri gün konusunda uyar. O gün zalimler «Ey Rabbimiz, bizimle hesaplaşmayı yakın bir sürenin sonuna ertele de senin çağrına olumlu cevap verip, peygamberlere uyalım» derler. «Peki, vaktiyle sürekli yaşayacağınıza, hiç ölmeyeceğinize yemin edenler sizler değil miydiniz?»

Suat Yıldırım

Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar!O gün zalimler "Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne olur, bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkânı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim."Peki, daha önce hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz?

Süleyman Ateş

İnsanları, kendilerine azâbın geleceği şu güne karşı uyar ki, zâlimler "Rabbimiz, derler, bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına gelelim, elçilere uyalım!" "Peki, önceden sizin için hiç zeval olmadığına (sürekli yaşayacağınıza) yemin etmemiş miydiniz?"

Şaban Piriş

İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler -Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına uyalım, peygamberlere tabi olalım, derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?!

Tefhim-ul Kur'an

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler «Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve peygamberlere uyalım.» Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz?

Yaşar Nuri Öztürk

İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?

Yusuf Ali (İngilizce)

So warn mankind of the Day when the Wrath will reach them then will the wrong-doers say "Our Lord! respite us (if only) for a short term we will answer Thy call, and follow the messengers!" "What! were ye not wont to swear aforetime that ye should suffer no decline?

KELİME KÖKLERİ
وَأَنْذِرِ
ve enƶiri
ve uyar ن ذ ر
النَّاسَ
n-nāse
insanları ن و س
يَوْمَ
yevme
güne (karşı) ي و م
يَأْتِيهِمُ
ye’tīhimu
kendilerine geleceği ا ت ي
الْعَذَابُ
l-ǎƶābu
azabın ع ذ ب
فَيَقُولُ
feyeḳūlu
ve diyecekleri ق و ل
الَّذِينَ
elleƶīne
ظَلَمُوا
Zelemū
zalimlerin ظ ل م
رَبَّنَا
rabbenā
Rabbimiz ر ب ب
أَخِّرْنَا
eḣḣirnā
bizi ertele ا خ ر
إِلَىٰ
ilā
-ye kadar
أَجَلٍ
ecelin
bir süre- ا ج ل
قَرِيبٍ
ḳarībin
yakın ق ر ب
نُجِبْ
nucib
gelelim ج و ب
دَعْوَتَكَ
deǎ’veteke
senin çağrına د ع و
وَنَتَّبِعِ
ve nettebiǐ
ve uyalım ت ب ع
الرُّسُلَ
r-rusule
elçilere ر س ل
أَوَلَمْ
evelem
تَكُونُوا
tekūnū
etmemiş miydiniz? ك و ن
أَقْسَمْتُمْ
eḳsemtum
yemininizi ق س م
مِنْ
min
قَبْلُ
ḳablu
önceden ق ب ل
مَا
olmadığına
لَكُمْ
lekum
sizin için
مِنْ
min
hiçbir
زَوَالٍ
zevālin
zeval ز و ل