وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ وَمَنْ لَسْتُمْ لَهُ بِرَازِقِينَ
Ve cealna leküm fıha meayişe ve mel lestüm lehu bi razikıyn
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Orada sizin için de, sizin rızıklandırmadığınız mahlûkat için de geçim sebepleri halkettik. |
Abdullah Parlıyan |
Ve yine orada, hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için, geçim vasıtaları sağladık. |
Adem Uğur |
Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. |
Ahmed Hulusi |
Orada hem sizin için ve hem de yaşam gıdası size ait olmayanlar için geçim yolları oluşturduk. |
Ahmet Varol |
Orada sizin için ve sizin kendilerine rızık veremeyeceğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik. |
Ali Bulaç |
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık. |
Ali Fikri Yavuz |
O arzda hem sizin için, hem de sizin rızık vericisi olmadığınız (hayvanat ve köleleriniz gibi) kimseler için geçimlikler (ekinler ve yemişler) yarattık. |
Bayraktar Bayraklı |
Orada hem sizin için hem de sizin rızık veremeyeceğiniz varlıklar için geçimlikler var ettik. |
Bekir Sadak |
Orada sizin ve rizik veremiyeceginiz kimseler icin gecimlikler meydana getirdik. |
Celal Yıldırım |
Yine yeryüzünde size ve sizin rızık veremiyeceğiniz kimselere (canlılara) geçimlikler meydana getirdik. |
Cemal Külünkoğlu |
Ve yine orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için geçim vasıtaları yarattık. |
Diyanet İşleri |
Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik. |
Diyanet Vakfı |
Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. |
Edip Yüksel |
Orada hem sizin için ve hem sizin beslemediğiniz yaratıklar için yaşanacak bir ortam oluşturduk. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Orada hem sizin için, hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık. |
Fizil-al il Kuran |
Orada gerek sizin için ve gerekse rızıkları tarafınızdan sağlanması sözkonusu olmayan diğer canlılar için besin kaynakları yarattık. |
Gültekin Onan |
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık. |
Harun Yıldırım |
Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. |
Hasan Basri Çantay |
Orada hem sizin için, hem rızıklarını te’mîn edemeyeceğiniz kimseler için bir çok geçim (sebeb) ler (i) yaratdık. |
Hayrat Neşriyat |
Hem orada, gerek sizin için, gerekse rızık vericileri olmadığınız (etrâfınızdaki)kimse(ler) için geçim vâsıtaları kıldık. |
İbn-i Kesir |
Orada hem sizin için, hem de rızıklarını temin edemeyecekleriniz için geçimlikler meydana getirdik. |
İlyas Yorulmaz |
Yeryüzünde yarattıklarımızı, sizin yaşamanızı sağlamak için var ettik. Onların (yeryüzündeki canlıların) rızkını veren siz değilsiniz. |
İskender Ali Mihr |
Sizin için de, sizin rızıklandırılanlar olmadığınız kimseler için de, maişetler (geçim kaynakları) kıldık. |
Kadri Çelik |
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız canlılar için geçimlikler kıldık. |
Muhammed Esed |
Ve yine orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için geçim vasıtaları sağladık. |
Mustafa İslamoğlu |
Yine orada hem sizin için, hem de rızık vericisi siz olmadığınız bütün (diğer) varlıklar için geçinme imkanları sağladık. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve sizin için ve rızıklarını verir olmadığınız kimseler için orada yaşama sebeplerini vücuda getirdik. |
Ömer Öngüt |
Orada hem sizin için hem de rızıklarını temin edemeyeceğiniz varlıklar için geçimlikler yarattık. |
Sadık Türkmen |
Orada sizin için ve sizin beslemediğiniz kimseler için, geçimlikler meydana getirdik. |
Seyyid Kutub |
Orada gerek sizin için ve gerekse rızıkları tarafınızdan sağlanması sözkonusu olmayan diğer canlılar için besin kaynakları yarattık. |
Suat Yıldırım |
Orada hem siz insanlar için, hem rızkını sizin vermediğiniz daha nice yaratıklar için geçimlikler meydana getirdik. |
Süleyman Ateş |
Orada sizin için ve (beslediğinizi sandığınız, fakat aslında) sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik. |
Şaban Piriş |
Orada sizin için ve sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler belirledik. |
Tefhim-ul Kur'an |
Ve orda sizler için ve kendisine rızık vericiler olmadığınız kimseler (varlıklar ve canlılar) için geçimlikler kıldık. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And We have provided therein means of subsistence,- for you and for those for whose sustenance ye are not responsible. |