فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُصْبِحِينَ
Fe ehazethümüs sayhatü musbihıyn
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helâk olup gittiler. |
Abdullah Parlıyan |
Ama sonunda, bir sabah erkenden onları da, hakettikleri azabın gürültüsü apansız yakalayıverdi. |
Adem Uğur |
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı. |
Ahmed Hulusi |
O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı. |
Ahmet Varol |
Derken onları da sabaha vardıkları sırada o çığlık alıverdi. |
Ali Bulaç |
Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi. |
Ali Fikri Yavuz |
Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.) |
Bayraktar Bayraklı |
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı. |
Bekir Sadak |
Sabaha karsi ciglik onlari yakalayiverdi. |
Celal Yıldırım |
(82-83) Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı; derken sabahladıklarında onları müthiş bir ses ve uğultu yakalayıverdi. |
Cemal Külünkoğlu |
Onları da sabaha girerlerken, korkunç bir gürültü yakalayıverdi. |
Diyanet İşleri |
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi. |
Diyanet Vakfı |
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı. |
Edip Yüksel |
Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakaladı. |
Fizil-al il Kuran |
Gün doğarken korkunç bir gürültüye tutuldular. |
Gültekin Onan |
Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi. |
Harun Yıldırım |
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı. |
Hasan Basri Çantay |
Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi. |
Hayrat Neşriyat |
Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o (korkunç) ses yakaladı. |
İbn-i Kesir |
Sabaha karşı çığlık onları da yakalayıverdi. |
İlyas Yorulmaz |
Sabah olunca onları şiddetli bir ses yakaladı. |
İskender Ali Mihr |
Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı. |
Kadri Çelik |
Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi. |
Muhammed Esed |
ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi; |
Mustafa İslamoğlu |
fakat sabahın ilk ışıklarıyla (dehşetli) sayha onları kıskıvrak yakalayıverdi; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu. |
Ömer Öngüt |
Sabaha karşı o korkunç ses onları yakalayıverdi. |
Sadık Türkmen |
Sonra sabaha girerlerken korkunç bir ses onları yakalayıverdi. |
Seyyid Kutub |
Gün doğarken korkunç bir gürültüye tutuldular. |
Suat Yıldırım |
Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları! |
Süleyman Ateş |
Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı. |
Şaban Piriş |
Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But the (mighty) Blast seized them of a morning, |