وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّهُمْ يَقُولُونَ إِنَّمَا يُعَلِّمُهُ بَشَرٌ ۗ لِسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ وَهَٰذَا لِسَانٌ عَرَبِيٌّ مُبِينٌ

Ve le kad na’lemü ennehüm yekulune innema yüallimühu beşar lisanüllezı yulhıdune ileyhi a’cemiyyüv ve haza lisanün arabiyyüm mübın

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Andolsun ki biz biliyoruz, onlar, bunu ona ancak birisi öğretmede diyorlar. Bellettiğini sandıkları adam, yabancıdır, Arapçayı doğru düzen konuşamaz, bu Kur’ân’sa, apaçık Arap diliyle.

Abdullah Parlıyan

Andolsun ki, biz kâfirlerin "Bu Kur’ân’ı, ona ancak bir insan öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Öğrettiğini sandıkları adam yabancıdır, Arapçayı doğru düzgün konuşamaz. Fakat bu Kur’ân, apaçık Arap diliyle indirilmiştir.

Adem Uğur

Şüphesiz biz onların "Kur’an’ı ona ancak bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki bu (Kur’an) apaçık bir Arapçadır.

Ahmed Hulusi

Andolsun ki "Onu ancak bir beşer öğretiyor" demelerini biliyoruz... Hak’tan saparak kendisine nispet ettikleri kimsenin dili, Arapçayı iyi konuşamayan bir dildir... Bu ise apaçık Arapça bir lisandır.

Ahmet Varol

’Ona bir insan öğretiyor’ dediklerini biliyoruz. Kasdettikleri kişinin dili yabancıdır; bu ise apaçık Arapça bir dildir.

Ali Bulaç

Andolsun ki Biz, onların "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a’cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.

Ali Fikri Yavuz

Gerçekten biliyoruz ki, kâfirler "- Kur’an’ı muhakkak surette (Peygambere, ara sıra görüşüp konuştuğu Rûm’lardan hristiyan) bir insan öğretiyor." diyorlar. Peygambere öğretiyor zannında bulundukları kimsenin dili yabancıdır; bu Kur’an ise, açık Arapçadır.

Bayraktar Bayraklı

Andolsun ki biz, onların “Kur`ân`ı ona bir insan öğretiyor” demekte olduklarını biliyoruz. Nisbet etmeye uğraştıkları adamın dili yabancıdır. Oysaki bu Kur`ân apaçık bir Arapça`dır.

Bekir Sadak

And olsun ki «Ona elbette bir insan ogretiyor» dediklerini biliyoruz. Kast ettikleri kimsenin dili yabancidir, Kuran ise fasih arabcadir.

Celal Yıldırım

And olsun ki, onların, «Ona (Muhammed’e) ancak bir insan öğretiyor» dediklerini biliyoruz. O işaret ettikleri kimsenin dili (olsa olsa) fasîh ve açık Arapça değildir. Bu Kur’ân ise çok açık ve fasih bir Arapça’dır,

Cemal Külünkoğlu

Andolsun ki biz, onların “Kur`an`ı ona bir insan öğretiyor” dediklerini biliyoruz. Nispet etmeye uğraştıkları adamın dili yabancıdır (Rumcadır). Oysaki bu Kur`an, apaçık bir Arapçadır.

Diyanet İşleri

Andolsun ki biz onların, "Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’an ise gayet açık bir Arapça’dır.

Diyanet Vakfı

Şüphesiz biz onların «Kur’an’ı ona ancak bir insan öğretiyor» dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki bu (Kur’an) apaçık bir Arapçadır.

Edip Yüksel

"Ona bir insan öğretiyor" biçimindeki sözlerini elbette biliyoruz. Amaçladıkları kişinin dili yabancıdır, bu ise apaçık Arapça bir dildir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Muhakkak biliyoruz ki kâfirler «Kur’ân’ı Muhammed’e bir insan öğretiyor» diyorlar. Peygambere öğretiyor zannında bulundukları kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur’ân ise apaçık bir Arapçadır.

Fizil-al il Kuran

Onların «Bu Kur’an’ı, Muhammed’e biri öğretiyor» dediklerini kesinlikle biliyoruz. Bu asılsız yakıştırmayı ileri sürerken kastettikleri kişinin dili yabancıdır, Arapça değildir; oysa Kur’an’ın dili fasih bir Arapça’dır.

Gültekin Onan

Andolsun ki biz onların "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili acemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.

Harun Yıldırım

Şüphesiz biz onların "Kur’an’ı ona ancak bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki bu (Kur’an) apaçık bir Arapçadır.

Hasan Basri Çantay

Andolsun ki biz onların «Bunu mutlakaa bir beşer öğretiyor» diyeceklerini biliyoruz. Hakdan sapmak suretiyle kendisine nisbet edecekleri (o mefruz kimse) nin lisânı (olsa olsa) a’cemî (olabilir. Arabî değil). Bu (Kur’anın dili) ise (bütün fesaahat ve belâğati ile) apaçık Arabca bir dildir.

Hayrat Neşriyat

Şübhesiz biliyoruz ki, onlar `(Kur`ân`ı) ona ancak bir insan öğretiyor` diyorlar.(Hâlbuki o) nisbet ettikleri kimsenin lisânı yabancıdır; bu ise, apaçık Arabca bir lisandır.

İbn-i Kesir

Andolsun ki; ona mutlaka bir insan öğretiyor, dediklerini biliyoruz. Kasdettikleri kişinin dili yabancıdır. Kur’an ise apaçık arapçadır.

İlyas Yorulmaz

Onların "Ona (Muhammed’e) bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. Hâlbuki (Muhammed’e) Öğretmekle itham ettikleri kişinin dili yabancı bir dil. Ama bu (Kur’an) açıkça Arapça dil.

İskender Ali Mihr

Ve andolsun ki Biz, onların "Fakat O’nu (Kur’ân-ı Kerim’i), ona şüphesiz bir beşer (insan) öğretiyor." dediğini biliyoruz. Ona isnad ettikleri kişinin lisanı acemidir (Arapça değildir). Bu (Kur’ân-ı Kerim) lisanı ise apaçık Arapça’dır.

Kadri Çelik

Şüphesiz biz, onların, "Bunu ancak kendisine bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Kendisine (öğretimi) isnat ettikleri şahsın dili yabancıdır (Arapça değildir!). Hâlbuki bu (Kur’an) apaçık bir Arapçadır.

Muhammed Esed

Hiç kuşkusuz onların, "Ona (bütün) bunları mutlaka bir insan öğretiyor!" dediklerini pekala biliyoruz. Oysa, onların karalamak amacıyla ima ettikleri kimsenin dili bütünüyle yabancı bir dil olduğu halde, bu mesaj (hem kendisi) açık olan, (hem de gerçeğin özünü) apaçık gösteren Arapça bir söylemdir.

Mustafa İslamoğlu

Doğrusu Biz onların; "Ona bu (vahyi) öğreten bir insandan başkası değil" dediklerini çok iyi biliyoruz. Onların gerçeği saptırmak için kendisini ima ettikleri kişinin dili yabancı bir dil olduğu halde, bu (vahyin) dili hem özünde açık hem de hakikatı açıklayan bir Arapça`dır.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve muhakkak biliyoruz, onlar derler ki, «O’nu şüphe yok bir beşer öğretiyor.» Kendisine nisbet ettikleri şahsın lisanı Acemidir, bu ise pek açık bildiren bir lisan-ı Arabîdir.

Ömer Öngüt

Andolsun ki biz onların "Ona bir insan öğretiyor!" dediklerini biliyoruz. O kastettikleri kişinin dili yabancıdır, bu Kur’an ise apaçık Arapça bir dildir.

Sadık Türkmen

Şüphesiz, biz biliyoruz ki onlar "Kur’an’ı ona ancak bir beşer/insan öğretiyor" diyorlar. Doğrudan saparak yöneldikleri o kişinin dili yabancıdır. Bu ise, apaçık Arapça (anladıkları) bir lisandır.

Seyyid Kutub

Onların «Bu Kur’an’ı, Muhammed’e biri öğretiyor» dediklerini kesinlikle biliyoruz. Bu asılsız yakıştırmayı ileri sürerken kastettikleri kişinin dili yabancıdır, Arapça değildir; oysa Kur’an’ın dili fasih bir Arapça’dır.

Suat Yıldırım

Biz onların, Peygamber hakkında "Mutlaka ona öğreten bir insan vardır!" dediklerini pek iyi biliyoruz. Hakikatten uzaklaşarak tahminle kendisine yöneldikleri şahsın dili, yabancı bir dildir, halbuki bu Kur’ân, açık bir Arapça ifadedir.

Süleyman Ateş

Biz onların, "Ona bir insan öğretiyor!" dediklerini biliyoruz. Hak’tan saparak kendisine yöneldikleri adamın dili a’cemi (yabancıdır, açık değildir), bu ise apaçık Arapça bir dildir.

Şaban Piriş

Onların, "Muhammed’e bir insan öğretiyor" dediklerini elbette biliyoruz. Kastettikleri kimsenin dili yabancıdır. Kur’an ise apaçık Arapça’dır.

Tefhim-ul Kur'an

Andolsun ki biz, onların «Bunu ancak kendisine bir beşer öğretmektedir» dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse) nin dili a’cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.

Yaşar Nuri Öztürk

Yemin olsun ki, biz, onların, "Kur’an’ı ona bir insan öğretiyor" demekte olduklarını biliyoruz. Nispet etmeye uğraştıkları adamın dili yabancıdır. Oysaki bu, apaçık Arapça bir dildir.

Yusuf Ali (İngilizce)

We know indeed that they say, "It is a man that teaches him." The tongue of him they wickedly point to is notably foreign, while this is Arabic, pure and clear.

KELİME KÖKLERİ
وَلَقَدْ
veleḳad
ve elbette
نَعْلَمُ
neǎ’lemu
biliyoruz ع ل م
أَنَّهُمْ
ennehum
onların
يَقُولُونَ
yeḳūlūne
dediklerini ق و ل
إِنَّمَا
innemā
muhakkak
يُعَلِّمُهُ
yuǎllimuhu
ona öğretiyor ع ل م
بَشَرٌ
beşerun
bir insan ب ش ر
لِسَانُ
lisānu
dili ل س ن
الَّذِي
lleƶī
şahsın
يُلْحِدُونَ
yulHidūne
nisbet ettikleri ل ح د
إِلَيْهِ
ileyhi
ona
أَعْجَمِيٌّ
eǎ’cemiyyun
a’cemi (yabancıdır) ع ج م
وَهَٰذَا
vehāƶā
bu ise
لِسَانٌ
lisānun
bir dildir ل س ن
عَرَبِيٌّ
ǎrabiyyun
Arapça ع ر ب
مُبِينٌ
mubīnun
apaçık ب ي ن