سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَىٰ بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا ۚ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
Sübhanellezı esra bi abdihı leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezı barakna havlehu li nüriyehu min ayatina innehu hüves semıul besıyr
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Noksan sıfatlardan münezzehtir kulunu geceleyin Mescid-i Harâm’dan çevresini kutladığımız Mescid-i Aksâ’ ya götüren, âyetlerimizden bir kısmını ona da gösterelim diye, şüphe yok ki o, her şeyi duyar, görür. |
Abdullah Parlıyan |
Yüceliğinde sınır olmayan O Allah ki, kulu Muhammed’i geceleyin, kendisine bazı ayetlerini göstermek için, Mekkede’ki Mescii Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız, Mescidi Aksâ’ya götürdü. Çünkü, gerçekten herşeyi duyan ve gören O’dur. |
Adem Uğur |
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. |
Ahmed Hulusi |
Subhan ki, kulunu gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya isrâ (tayy’i mekân) etti... O’na delillerimizi gösterelim diye... Hakikat şu; "HÛ"; Semi’’dir, Basıyr’dir! |
Ahmet Varol |
Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya yürütenin şanı pek yücedir. Şüphesiz o duyandır, görendir. |
Ali Bulaç |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) Yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir. |
Ali Fikri Yavuz |
Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah’dır ki, kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselâmı) gece Mescid-i Harâm’dan (Mekke’den alıp) o etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya kadar götürdü; ona, âyetlerimizden (kudretimize delâlet eden acaibliklerden) gösterelim diye yaptık. Hakikat bu O Semî’dir = her şeyi işitir, Basîr’dir= her şeyi görür. |
Bayraktar Bayraklı |
Bir gece, kendisine âyetlerimizden/kâinatın işleyiş kanunlarından bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm`dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ`ya yürüten Allah, noksan sıfatlardan uzaktır. O, işitendir; görendir. |
Bekir Sadak |
Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescidi Haram’dan, kendisine bir kisim ayetlerimizi gostermek icin, cevresini mubarek kildigimiz Mescidi Aksa’ya goturen Allah’in sani yucedir. dogrusu O, isitir ve gorur. |
Celal Yıldırım |
Kulu (Muhammedi) gecenin bir bölümünde —kendisine bir kısım âyetlerimizi (kudretimizi yansıtan belgelerimizi) göstermek için— Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah (bütün noksanlıklardan) yücedir, münezzehtir, işiten ve gören O’dur. |
Cemal Külünkoğlu |
Yüceliğinde sınır olmayan O (Allah) ki kulu (Muhammed`)i bir gece, kendisine bazı delilleri göstermek için (Mekke`deki) Mescidi Haram`dan, çevresini mübarek kıldığımız (Kudüs`teki) Mescidi Aksa`ya götürdü. Muhakkak ki O, (evet) O, (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) hakkıyla görendir. |
Diyanet İşleri |
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. |
Diyanet Vakfı |
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. |
Edip Yüksel |
Bazı ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu geceleyin Sınırlanmış Mescitten, çevresini kutlu kıldığı en uzak mescide alıp götüren çok Yücedir. O kuşkusuz İşitendir, Görendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Kulu Muhammed’i geceleyin, Mescid-i Haram’dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid- i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O’dur. |
Fizil-al il Kuran |
Kulu Muhammed’i bir gece Mescidi Haram’dan (Kabe’den) yola çıkararak, kendisine bazı mucizelerimizi, olağanüstülüklerimizi gösterelim diye, çevresini kutsal kıldığımız Mescidi Aksa’ya (Kudüs’e) ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir. |
Gültekin Onan |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O (Tanrı) yücedir. Gerçekten O işitendir, görendir. |
Harun Yıldırım |
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescidi Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. |
Hasan Basri Çantay |
Kulunu (Muhammed sallellâhü aleyhi ve sellemî) bir gece Mescid-i haramdan (alıb) Mescid-i Aksaaya kadar götüren (Zât-i ecelle ve a’lâ her dürlü nakıysalardan) münezzehdir. (O Mescid-i Aksaa ki) biz onun etrafına (feyz ve) bereket verdik (ve bu gece yolculuğunu) ona (o peygambere) âyetlerimizden ba’zısını gösterelim diye (yapdırdık). Şübhesiz ki O, (asıl) O (her şey’i) hakkıyle işiden, (her şey’i) kemâliyle görendir. |
Hayrat Neşriyat |
Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammed`i) bir gece Mescid-i Harâm`dan, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ`ya (İsrâ -gece yürüyüşü- ile) götüren (Allah, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Şübhesiz ki Semî`(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören), ancak O`dur. |
İbn-i Kesir |
Şanı yücedir o Allah’ın ki; kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götürmüştür. Bir kısım ayetlerimizi gösterelim diye. Muhakkak ki O’dur O, Semi’, Basir. |
İlyas Yorulmaz |
Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldığımız Mescidi Aksa’ya (Medine’ye), ayetlerimizi ona göstermemiz için, gece yürüyüşü yaptıran (Allah), bütün eksikliklerden noksanlıklardan uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir. |
İskender Ali Mihr |
Âyetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten Allah, Sübhan’dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir. |
Kadri Çelik |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescidi Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah münezzehtir. Gerçekten O, işitendir görendir. |
Muhammed Esed |
Yüceliğinde sınır olmayan O (Allah) ki kulunu geceleyin, kendisine bazı alametlerimizi göstermek için (Mekke’deki) Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götürdü. Çünkü, gerçekten her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur. |
Mustafa İslamoğlu |
Yarattıklarına benzemekten münezzeh, mutlak aşkın ve yüce O (Allah) ki, kulunu gecenin bir vaktinde Mescid-i Haram`dan çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa`ya, ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye yürüttü zira O, evet sadece O`dur her şeyi işitip gören. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Münezehtir o (Hâlik-i Kudret) ki, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya yürüttü. Tâ ki, O’na âyetlerimizden gösterelim. Şüphe yok ki, ancak O (Hâlik-i Kadîm)dir ve herşeyi işiten, gören. |
Ömer Öngüt |
Kulunu (Muhammed’i) gecenin bir anında Mescidi Haram’dan alıp civarını mübarek kıldığımız Mescidi Aksâ’ya götüren Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Ona âyetlerimizden nicelerini gösterelim diye böyle yaptık. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir. |
Sadık Türkmen |
O Allah Kİ; hiçbir kusuru, eksiği yoktur. Geceleyin kulunu; Mescidi Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız En Uzak Mescid’e iletti. Ayetlerimizden bir kısmını kendisine göstermek için! Şüphesiz O; işitendir, görendir.i Aksa’ya götüren Allah münezzehtir. Gerçekten O, işitendir görendir. |
Seyyid Kutub |
Kulu Muhammed’i bir gece Mescidi Haram’dan (Kabe’den) yola çıkararak, kendisine bazı mucizelerimizi, olağanüstülüklerimizi gösterelim diye, çevresini kutsal kıldığımız Mescidi Aksa’ya (Kudüs’e) ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır. O her şeyi işiten ve her şeyi görendir. |
Suat Yıldırım |
Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur. |
Süleyman Ateş |
Eksiklikten uzaktır O (Allâh) ki gecenin bir vaktinde kulunu, âyetlerimizden bir bölümünü, kendisine göstermemiz için, Mescid-i Harâm’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya yürüttü. Gerçekten O, işitendir, görendir. |
Şaban Piriş |
Bir gece kulunu, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya ayetlerimizi O’na göstermek için götüren (Allah) her türlü noksanlıktan uzaktır. Şüphesiz O, her şeyi işiten ve görendir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir görendir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya yürütmüştür. Hiç kuşkusuz, O’dur Semî’ ve Basîr. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Glory to (Allah) Who did take His servant for a Journey by night from the Sacred Mosque to the farthest Mosque, whose precincts We did bless,- in order that We might show him some of Our Signs for He is the One Who heareth and seeth (all things). |
سُبْحَانَ subHāne |
eksiklikten uzaktır | س ب ح |
الَّذِي lleƶī |
O (Allah) ki | |
أَسْرَىٰ esrā |
yürüttü | س ر ي |
بِعَبْدِهِ biǎbdihi |
kulunu | ع ب د |
لَيْلًا leylen |
gecenin bir vaktinde | ل ي ل |
مِنَ mine |
||
الْمَسْجِدِ l-mescidi |
Mescid-i | س ج د |
الْحَرَامِ l-Harāmi |
Haram’dan | ح ر م |
إِلَى ilā |
||
الْمَسْجِدِ l-mescidi |
Mescid-i | س ج د |
الْأَقْصَى l-eḳSā |
Aksa’ya | ق ص و |
الَّذِي lleƶī |
öyle ki | |
بَارَكْنَا bāraknā |
bereketli kıldığımız | ب ر ك |
حَوْلَهُ Havlehu |
çevresini | ح و ل |
لِنُرِيَهُ linuriyehu |
kendisine göstermemiz için | ر ا ي |
مِنْ min |
bir bölümünü | |
ايَاتِنَا āyātinā |
ayetlerimizden | ا ي ي |
إِنَّهُ innehu |
gerçekten | |
هُوَ huve |
O | |
السَّمِيعُ s-semīǔ |
işitendir | س م ع |
الْبَصِيرُ l-beSīru |
görendir | ب ص ر |