قَالَ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا أَنْزَلَ هَٰؤُلَاءِ إِلَّا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ بَصَائِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا فِرْعَوْنُ مَثْبُورًا

Kale le kad alimte ma enzele haülai illa rabbüs semavati vel erdı besair ve innı le ezunnüke ya fir’avnü mesbura

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

O da, sen de biliyorsun ki demişti, bunları, insanlara apaçık deliller olmak üzere ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki ey Firavun, ben de seni küfriyle helâk olmuş sanıyorum.

Abdullah Parlıyan

O Musa da "Sen de biliyorsun ki" demişti. "Bunları insanlara apaçık deliller olmak üzere, ancak göklerin ve yeryüzünün Rabbi indirmiştir ve şüphe yok ki, ey Firavun! Ben de seni küfründen dolayı mahvolduğunu sanıyorum."

Adem Uğur

(Musa Firavun’a) "Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

Ahmed Hulusi

(Musa da Firavun’a) dedi ki "Andolsun ki, bunları, doğruluğumu sana gösteren kanıtlar olarak semâların ve arzın Rabbinden başkasının inzâl etmediğini pekâlâ bilirsin... Muhakkak ki ben de senin hüsrana uğramış olduğunu zannediyorum, ey Firavun!"

Ahmet Varol

’Andolsun bunları ancak göklerin ve yerin Rabbinin görülen belgeler olarak indirdiğini bilmişsindir. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş sanıyorum.’

Ali Bulaç

O da "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum" demişti.

Ali Fikri Yavuz

Mûsa dedi ki "Pekalâ bilirsin ki, bu mûcizeler birer ibret olsunlar diye, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmemiştir. Ben de, ey Firavun! Seni helak olmuş zannediyorum."

Bayraktar Bayraklı

Mûsâ da, “Andolsun, göklerin ve yerin Rabbinin göz açıcı belgeleri olarak bunları indirdiğini biliyorsundur. Doğrusu, Ey Firavun! Senin yok olacağını sanıyorum” dedi.

Bekir Sadak

Musa da «And olsun ki, bunlari goklerin ve yerin Rabbinin acik belgeler olarak indirdigini biliyorsun. Ey Firavun! Dogrusu senin mahvolacagini saniyorum» demisti.

Celal Yıldırım

Musa da ona «Yemin ederim ki bunları ancak göklerin ve yerin Rabbinin açıkça görülecek belgeler halinde indirdiğini sen de çok iyi bilirsin ve elbette ben de seni yok edilmiş sanıyorum» demişti.

Cemal Külünkoğlu

(Musa dedi ki) “(Ey Firavun!) Bu mucizelerin, göklerin ve yerin Rabbi tarafından gönderildiğini kesin olarak biliyorsun. Ey Firavun! Ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!”.

Diyanet İşleri

Mûsâ ise, "İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helâk olmuş bir kişi olarak görüyorum" demişti.

Diyanet Vakfı

(Musa Firavun’a) «Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!»

Edip Yüksel

"Göklerin ve yerin Rabbi’nden başkasının bu delilleri indirmediğini iyi biliyorsun. Firavun, seni mahvolmuş biri olarak görüyorum!"

Elmalılı Hamdi Yazır

Musa dedi ki «Ey Firavun! Pekâlâ bilirsin ki, bu mucizeleri, birer ibret olmak üzere, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş zannediyorum.»

Fizil-al il Kuran

Musa ona dedi ki; «Bu mucizelerin, getirdiğimiz ilahi mesajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini kesin biliyorsun. Ey Firavun, bana göre sen mahvolmaya aday oluyorsun.»

Gültekin Onan

O da "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum" demişti.

Harun Yıldırım

(Musa Firavun’a) "Pek âlâ biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak üzere, ancak, göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum!"

Hasan Basri Çantay

O da «Andolsun, dedi, bunları (her biri basıyretle görülecek) birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilmişsindir. Ben de, Fir’avn, seni herhalde helak edilmiş sanıyorum».

Hayrat Neşriyat

(Mûsâ ise) `Gerçekten (sen de) bilirsin ki, bunları birer delil olarak, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Fir`avun! Şübhesiz ki ben de seni mahvolmuş zannediyorum` dedi.

İbn-i Kesir

O da demişti ki Andolsun ki sen; bunları göklerin ve yerin Rabbının, açık deliller olarak indirmiş olduğunu biliyorsun. Ben, doğrusu ey Firavun, senin mahvolacağını sanıyorum.

İlyas Yorulmaz

Musa Firavun’a "Bu ayetleri göklerin ve yerin Rabbinin indirdiğini elbetteki biliyorsun. Onun için Ey Firavun! Ben senin, mahv (helak) olacağını zannediyorum" dedi.

İskender Ali Mihr

""Andolsun bunları (9 mucizeyi), görünür bir şekilde, semaların ve arzın Rabbinden başkasının indirmediğini sen biliyordun. Ve ey firavun! Muhakkak ki ben, senin helâk olacağına kesin şekilde inanıyorum." dedi.

Kadri Çelik

O da, "Şüphesiz bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin. Gerçekten Ey Firavun! Ben artık seni helak olmuş sanıyorum (görüyorum), demişti.

Muhammed Esed

(Musa) da ona "Bu (mucizevi olguları, sana) uyarıcı, aydınlatıcı belirtiler olarak göklerin ve yerin (gerçek) sahibinden başkasının indiremeyeceğini pekala biliyorsun!" diye karşılık verdi, "Ve ey Firavun, (onları doğru değerlendirme yolunu seçmediğin için) ben de senin bütünüyle ziyan içinde olduğunu düşünüyorum!"

Mustafa İslamoğlu

(Musa) dedi ki "Doğrusu (muhatabına) basiret kazandıran bu (vahyi), göklerin ve yerin Rabbi dışında kimsenin indiremeyeceğini sen de çok iyi biliyorsun; ve ben de ey Firavun, senin artık iyice tükenip bittiğini düşünüyorum!"

Ömer Nasuhi Bilmen

Dedi ki «Andolsun, sen bilirsin ki, bunları indirmedi, ancak göklerin ve yerin Rabbi birer basiret olmak üzere indirdi. Ve muhakkak ki, ey Fir’avun, ben seni elbette helâk olmuş sanıyorum.»

Ömer Öngüt

Musa da "Sen çok iyi biliyorsun ki, kalp gözlerini açmak üzere bunları ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvolduğunu sanıyorum. " dedi.

Sadık Türkmen

(Musa) dedi ki "Sen bunları göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini çok iyi bildin; uyandırıcı belgeler/basiretler olarak! Ey Firavun! Gerçekten ben de seni mahvolmuş birisi olarak görüyorum."

Seyyid Kutub

Musa ona dedi ki; «Bu mucizelerin, getirdiğimiz ilahi mesajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini kesin biliyorsun. Ey Firavun, bana göre sen mahvolmaya aday oluyorsun.»

Suat Yıldırım

Mûsâ da şöyle cevap verdi "Pek iyi bilirsin ki bu âyetleri, birer belge olmak üzere, indiren, göklerin ve yerin Rabbinden başkası değildir. Ey Firavun! Ben de senin mahvolduğunu zannediyorum."

Süleyman Ateş

Mûsâ dedi ki "Bunları, ancak göklerin ve yerin Rabbinin, (benim doğruluğumu belgeleyen) kanıtlar olarak indirdiğini pekâlâ bildin. Ey Fir’avn, ben de seni mahvolmuş görüyorum."

Şaban Piriş

Musa da ona -Elbette bunları deliller olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini bilirsin. Ben de kesinlikle senin mahvolacağını zannediyorum ey Firavun! dedi.

Tefhim-ul Kur'an

O da «Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış, harab olmuş sanıyorum» demişti.

Yaşar Nuri Öztürk

Mûsa dedi "Yemin olsun, sen bilmektesin ki, bunları, basîretle görülebilecek ibretler halinde/basîretler olarak o, göklerin ve yerin Rabbinden başkası indirmedi. Vallahi ben de seni mahvolmuş görüyorum, ey Firavun!"

Yusuf Ali (İngilizce)

Moses said, "Thou knowest well that these things have been sent down by none but the Lord of the heavens and the earth as eye-opening evidence and I consider thee indeed, O Pharaoh, to be one doomed to destruction!"

KELİME KÖKLERİ
قَالَ
ḳāle
(Musa) dedi ki ق و ل
لَقَدْ
leḳad
andolsun
عَلِمْتَ
ǎlimte
sen biliyorsun ki ع ل م
مَا
أَنْزَلَ
enzele
indirmez ن ز ل
هَٰؤُلَاءِ
hā'ulā'i
bunları
إِلَّا
illā
başkası
رَبُّ
rabbu
Rabbinden ر ب ب
السَّمَاوَاتِ
s-semāvāti
göklerin س م و
وَالْأَرْضِ
vel’erDi
ve yerin ا ر ض
بَصَائِرَ
beSāira
kanıtlar olarak ب ص ر
وَإِنِّي
ve innī
şüphesiz ben de
لَأَظُنُّكَ
leeZunnuke
seni görüyorum ظ ن ن
يَا فِرْعَوْنُ
yā fir’ǎvnu
Fir’avn
مَثْبُورًا
meṧbūran
mahvolmuş ث ب ر