إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ ۚ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا
İnne rabbeke yebsütur riska li mey yeşaü ve yakdir innehu kane bi ıbadihı habıram besıyra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok Rabbin, dilediğinin rızkını genişletir, daraltır, şüphe yok ki o, kullarından haberdardır, onları görür. |
Abdullah Parlıyan |
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine bolca verendir ve dilediğine de ölçülü verendir. Kullarının durumunu, bütün açıklığıyla görerek haberdar olan da O’dur. |
Adem Uğur |
Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki Rabbin dilediğine, yaşam gıdasını (rızkı) genişletir veya daraltır! Muhakkak ki O kullarını Habiyr’dir, Basıyr’dir. |
Ahmet Varol |
Şüphesiz Rabbin dilediğine rızkı yayar ve (dilediğine) daraltır. Gerçekten O kullarından haberdar olan, onları görendir. |
Ali Bulaç |
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine -genişletir- yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir. |
Ali Fikri Yavuz |
Gerçekten senin Rabbin, dilediği kimse için, rızkı genişletir ve daraltır. Şüphe yok ki Allah, kullarının hallerinden haberdardır, her şeyi görendir. |
Bayraktar Bayraklı |
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine bolca verendir ve dilediğine de ölçülü verendir. Kullarının durumunu, bütün açıklığıyla görerek haberdar olan da O`dur. |
Bekir Sadak |
Dogrusu senin Rabbin diledigi kimsenin rizkini genisletir ve bir olcuye gore verir. O kullarini goren ve haberdar olandir. |
Celal Yıldırım |
Şüphesiz ki Rabbin rızkı dilediğine genişletir, dilediğine de bir ölçüye göre daraltır. Çünkü O, kullarından elbette haberlidir ve onları mutlaka görür. |
Cemal Külünkoğlu |
Kuşkusuz Rabbin, dilediğine rızkı bolca verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır, onların hallerini görendir (kime ne kadar vereceğini ve bundaki hikmeti bilendir). |
Diyanet İşleri |
Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir. |
Diyanet Vakfı |
Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür. |
Edip Yüksel |
Efendin, dilediğine rızkını bol verir veya kısar. Kuşkusuz O, kullarından haberdardır, onları görendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Gerçekten senin Rabbin, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar. Şüphesiz ki Allah, kullarının durumlarından haberdardır, her şeyi görendir. |
Fizil-al il Kuran |
Rabbin dilediğine geniş rızık verir ve dilediğinin rızkını kısıtlar. Hiç şüphesiz O, kullarını iyi görür, onların durumundan yakından haberdardır. |
Gültekin Onan |
Kuşkusuz senin rabbin, rızkı dilediğine genişletir / yayar veya daraltır / kısar / kısıtlar. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir. |
Harun Yıldırım |
Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür. |
Hasan Basri Çantay |
Şübhesiz ki Rabbin kimi dilerse rızkını genişletir, daraltır. Çünkü O, kulları (nın her haali) nden gerçekden haberdârdır, (her şey’i) hakkıyle görendir. |
Hayrat Neşriyat |
Doğrusu Rabbin, dilediği kimseye bol rızık verir, dilediği kimseye de kısar ve ölçülü verir. Hiç şüphesiz O, kullarının (her halinden) hakkıyla haberdardır ve onları (her halleriyle) hakkıyla görmektedir. |
İbn-i Kesir |
Muhakkak ki Rabbın; dilediğine rızkı genişletir ve daraltır. Muhakkak ki O; kulları için Habir’dir, Basir’dir. |
İlyas Yorulmaz |
Rabbin, dilediği kimseler için rızkını yayar, dilediği kimse içinde rızkını kısar. Çünkü O kullarının yaptığı her şeyden haberdar olup, onların yaptıklarını görendir. |
İskender Ali Mihr |
Muhakkak ki Rabbin, dilediğine rızkı genişletir ve (ölçüsünü) taktir eder (daraltır). O, mutlaka kullarını gören ve (onlardan) haberdar olandır. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine genişletip açar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir. |
Muhammed Esed |
Şüphesiz dilediğine rızkı bolca, dilediğine de ölçülü, idareli veren senin Rabbin’dir. Ve kullarının durumunu bütün açıklığıyla görerek haberdar olan da O’dur. |
Mustafa İslamoğlu |
Elbet senin Rabbin (hak edenin) rızkını bollaştırmayı, (hak etmeyenin) rızkını da kısmayı diler; çünkü O kullarının her durumundan haberdardır, her şeyi tarifsiz görmektedir. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphe yok ki, Rabbin dilediğine rızkı genişletir ve darlaştırır. Muhakkak ki o, kulları için ziyâdesiyle haberdar ve görücü bulunmaktadır. |
Ömer Öngüt |
Rabbin dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bunu bir ölçüye göre verir. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları görmektedir. |
Sadık Türkmen |
Şüphesiz senin Rabbin rızkı, dilediği kadar açar (yaratır) ve kısar. Şüphesiz O, kullarından haberi olandır, görendir. |
Seyyid Kutub |
Rabbin dilediğine geniş rızık verir ve dilediğinin rızkını kısıtlar. Hiç şüphesiz O, kullarını iyi görür, onların durumundan yakından haberdardır. |
Suat Yıldırım |
Şu kesin ki, Rabbin dilediği kimsenin nasîbini bollaştırır, dilediğinin nasîbini daraltır. Çünkü Rabbin kullarının her halini bilip görmektedir. |
Süleyman Ateş |
Rabbin dilediğine rızkı açar (bol bol verir, dilediğine) kısar. Çünkü O, kulları(nın hâli)ni bilir, görür. |
Şaban Piriş |
Rabbin dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Şüphesiz o, kullarından haberdardır, onları görmektedir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine (genişletir) yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hiç kuşkusuz Rabbin, dilediğine rızkı açar da kısar da. O, kullarını görüyor, onlardan haber alıyor. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Verily thy Lord doth provide sustenance in abundance for whom He pleaseth, and He provideth in a just measure. For He doth know and regard all His servants. |
إِنَّ inne |
şüphesiz | |
رَبَّكَ rabbeke |
Rabbin | ر ب ب |
يَبْسُطُ yebsuTu |
açar (bol bol verir) | ب س ط |
الرِّزْقَ r-rizḳa |
rızkı | ر ز ق |
لِمَنْ limen |
kimseye | |
يَشَاءُ yeşā'u |
dilediği | ش ي ا |
وَيَقْدِرُ ve yeḳdiru |
ve kısar | ق د ر |
إِنَّهُ innehu |
çünkü O | |
كَانَ kāne |
ك و ن | |
بِعِبَادِهِ biǐbādihi |
kullarını | ع ب د |
خَبِيرًا ḣabīran |
bilir | خ ب ر |
بَصِيرًا beSīran |
görür | ب ص ر |