وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ ۗ وَمَنْ قُتِلَ مَظْلُومًا فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّهِ سُلْطَانًا فَلَا يُسْرِفْ فِي الْقَتْلِ ۖ إِنَّهُ كَانَ مَنْصُورًا
Ve la taktülün nefselletı harramellahü illa bil hakk ve men kutile mazlumen fe kad cealna li veliyyihı sültanen fe la yüsrif fil katl innehu kane mensura
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Haklı olmadıkça Allah’ın harâm ettiği cana kıymayın ve kim, zulümle öldürülürse mîrasçısına, öldürene karşı bir kudret ve salâhiyet verdik ancak öldürmede aşırı gitmemeli; şüphe yok ki yardıma da mazhar edilmiştir o. |
Abdullah Parlıyan |
Ve yine sakın haklı bir gerekçeye dayanmaksızın, Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bu konuda haksız yere öldürülen kimsenin velisine, adil bir karşılıkta bulunma yetkisi tanımışızdır, böylelikle o öldürülenin hakkını arar. Ancak o da öldürmede aşırı gitmesin, katil yerine, katilin akrabalarını veya onunla birlikte bir başkalarının ölümünü de istemesin. Çünkü o, kendisine böyle bir yetki verilmekle, zaten yardım görmüştür. |
Adem Uğur |
Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. |
Ahmed Hulusi |
Allâh’ın haram kıldığı nefsi, Hak olarak hariç (kısas gereği dışında), öldürmeyin! Kim haksız yere öldürülür ise, biz onun velîsine bir yetki vermişizdir. O da öldürmekte ileri gitmesin (kısas sınırını aşmasın)! Çünkü o yardım olunmuştur. |
Ahmet Varol |
Haklı bir sebep olmaksızın Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksızlıkla öldürülürse onun velisine bir yetki vermişizdir. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü o gerçekten yardım görmüştür. |
Ali Bulaç |
Haklı bir neden olmaksızın Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür. |
Ali Fikri Yavuz |
Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın (öldürülmesini) haram ettiği cana kıymayın. Kim haksızlığa uğrayarak öldürülürse, biz o ölünün (geride kalan) velisine bir yetki verdik (ölünün hakkını öldürenden ister). O da cana kıyma işinde ileri gitmesin (Şer’î hükümlerin dışına çıkmasın). Çünkü o veli, (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuş bulunuyor. |
Bayraktar Bayraklı |
Haklı bir sebep olmadıkça Allah`ın muhterem kıldığı cana kıymayınız! Bir kimse haksız yere öldürülürse, onun velisine yetki verdik. Ancak bu veli kısasta ileri gitmesin! Ona verdiğimiz yetkiyle, alacağı yardımı almıştır. |
Bekir Sadak |
Allah’in haram kildigi cana haksiz yere kiymayin. Haksiz yere oldurulenin velisine bir yetki tanimisizdir. Artik o da oldurmekte asiri gitmesin. Zira kendisi ne de olsa yardim gormustur. |
Celal Yıldırım |
Allah’ın haram kıldığı, (öldürülmesini kesinlikle yasakladığı) kimseyi —haklı bir sebep dışında— öldürmeyin. Kim haksız yere öldürürse, onun (öldürülenin) velîsine bir yetki vermişizdir; artık o da öldürme hususunda aşırı gitmesin ; çünkü o yardıma eriştirilmiştir. |
Cemal Külünkoğlu |
Haklı bir sebep olmadıkça, Allah`ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın! Kim haksızlığa uğramış olarak öldürülürse, biz onun aile temsilcisini (kısas hakkını istemeye) yetkili kıldık. Ama o da “cana karşılık can” sınırlarını aşmasın! Çünkü (dinin verdiği yetki ile) kendisine zaten yardım edilmiştir. |
Diyanet İşleri |
Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. |
Diyanet Vakfı |
Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. |
Edip Yüksel |
ALLAH’ın yasakladığı canı haksız yere öldürmeyin. Kim haksızlığa uğrayarak öldürülürse onun mirasçılarına yetki vermişizdir. İntikam duygusuyla öldürmede sınırı aşmasın; zira kendisine yardım edilmiştir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuştur. |
Fizil-al il Kuran |
Allah’ın dokunulmaz saydığı cana, gerekçesiz olarak kıymayınız. Gerekçesiz olarak öldürülen kimsenin aile temsilcisine, velisine yetki tanıdık. Ama o da ’cana karşılık can’ sınırlarını aşmasın. Çünkü yasalar kendisine arka çıkmıştır. |
Gültekin Onan |
Haklı bir neden olmaksızın Tanrı’nın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür. |
Harun Yıldırım |
Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. |
Hasan Basri Çantay |
Allahın haram kıldığı cana, haklı bir sebeb olmadıkça, kıymayın. Kimi mazlum olarak öldürülürse biz onun velîsine (mirasçısına maktülün hakkını taleb hususunda) bir salâhiyyet vermişizdir. O da katilde israf etmesin. Çünkü o, cidden (ve zâten) yardıma mazhar edilmişdir. |
Hayrat Neşriyat |
Hem hak bir sebeb olmadıkça, Allah`ın haram kıldığı canı öldürmeyin! Bir kimse zulme uğramış olarak öldürülürse, o hâlde şübhesiz ki onun velîsine (hakkını araması için)bir salâhiyet vermişizdir; artık (o da) öldürmede (Allah`ın koyduğu) haddi aşmasın! Çünki kendisi (de) yardım olunan bir kimsedir. |
İbn-i Kesir |
Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin. Ancak hak ile olursa müstesna. Kim, zulmedilerek öldürülürse; gerçekten Biz, onun velisine bir yetki kılmışızdır. Artık o da öldürmekte aşırı gitmesin. Muhakkak ki o, yardım görenlerden olmuştur. |
İlyas Yorulmaz |
Geçerli bir sebep olmadığı sürece, Allah’ın yasakladığı bir nefsi öldürmeyin. Kim zulme uğrayarak, haksız bir şekilde öldürülürse, Öldürülenin velisini onun hakkını almakta yetkili kıldık. Veli isteklerinde aşırı gitmesin. Çünkü kendiside (Allah dan) yardım görmektedir. |
İskender Ali Mihr |
Allah’ın haram kıldığı bir nefsi (kişiyi), haksız yere öldürmeyin! Kim mazlum olarak (haksız yere) öldürülürse, o taktirde onun velîsini sultan (hak sahibi) kıldık. Artık öldürmede haddi aşmasın. Çünkü o, yardım görmüş olandır. |
Kadri Çelik |
Haklı bir neden olmaksızın Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine (kısas için) yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü taşırmasın. Çünkü o gerçekten yardım görmüştür. |
Muhammed Esed |
Ve yine sakın, haklı bir gerekçeye dayanmaksızın, Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bu konuda, haksız yere öldürülen kimsenin velisine (adil bir karşılıkta bulunma) yetkisi tanımışızdır; ama hal böyle de olsa, bu kişi (karşılıkta) bire bir sınırını sakın aşmasın. (Maktule gelince,) o, şüphesiz, (Allah tarafından) yardıma layık görülmüştür! |
Mustafa İslamoğlu |
Yine haklı bir gerekçeye dayanmaksızın Allah`ın dokunulmaz kıldığı hiçbir cana kıymayın! Zira haksız yere canına kıyılan kim olursa olsun, işte onun velisine (eşdeğer bir ceza konusunda) yetki tanımışızdır; fakat o katl cezasında (belirlenen) sınırı aşmasın; şu da bir gerçek ki, zaten o yardıma mazhar olmuştur. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Allah’ın haram kılmış olduğu nefsi katletmeyin, meğer ki bihakkın olsun. Ve kim mazlumen katledilirse onun velîsine bir tasallut (selâhiyeti) vermişizdir. Artık o da katilde israf etmesin. Şüphe yok ki, o (maktul veya velîsi) mansur bulunmuştur. |
Ömer Öngüt |
Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. Bir kimse zulmen öldürülürse, biz onun velisine bir hak tanımışızdır. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Çünkü o zaten yardıma mazhar olmuştur. (Alacağını almıştır). |
Sadık Türkmen |
Haksız yere, Allah’ın haram kıldığı canı/nefsi öldürmeyin! Kim mazlum olarak öldürülürse, onun velisine yetki vermişizdir, o da öldürmede aşırı istekli olmasın. Çünkü o, kendisine yardım edilendir. |
Seyyid Kutub |
Allah’ın dokunulmaz saydığı cana, gerekçesiz olarak kıymayınız. Gerekçesiz olarak öldürülen kimsenin aile temsilcisine, velisine yetki tanıdık. Ama o da ’cana karşılık can’ sınırlarını aşmasın. Çünkü yasalar kendisine arka çıkmıştır. |
Suat Yıldırım |
Haklı bir gerekçe olmaksızın Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın! Bir kimse zulmen öldürülürse onun velisine (mirasçısına) bir yetki vermişizdir; artık o da kısas hususunda aşırı davranmasın, (meşrû hakla yetinsin). Zaten kendisine yetki verilmekle gerekli destek sağlanmıştır. |
Süleyman Ateş |
Allâh’ın harâm kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. Kim haksızlıkla öldürülürse, onun velisi(olan mirâsçısı)na yetki vermişizdir (öldürülenin hakkını arar. Fakat o da) öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiş(yetki verilmiş)tir. |
Şaban Piriş |
Allah’ın haram kıldığı bir cana, haklı bir sebep olmadıkça asla kıymayın! Kim, haksız yere öldürülürse, onun velisine bir yetki verdik. Fakat, o da öldürme konusunda aşırıya gitmesin. Çünkü ona yardım edilmiştir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Haklı bir neden olmaksızın Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü taşırmasın. Çünkü, o gerçekten yardım görmüştür. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Allah’ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın. Kim haksızlıkla öldürülürse, onun velisine yetki/söz hakkı vermişizdir. Ama o da öldürmede sınır tanımazlık etmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Nor take life - which Allah has made sacred - except for just cause. And if anyone is slain wrongfully, we have given his heir authority (to demand qisas or to forgive) but let him not exceed bounds in the matter of taking life; for he is helped (by the Law). |
وَلَا ve lā |
ve asla | |
تَقْتُلُوا teḳtulū |
öldürmeyin | ق ت ل |
النَّفْسَ n-nefse |
canı | ن ف س |
الَّتِي lletī |
||
حَرَّمَ Harrame |
haram kıldığı | ح ر م |
اللَّهُ llahu |
Allah’ın | |
إِلَّا illā |
||
بِالْحَقِّ bil-Haḳḳi |
haksız yere | ح ق ق |
وَمَنْ ve men |
ve kim | |
قُتِلَ ḳutile |
öldürülürse | ق ت ل |
مَظْلُومًا meZlūmen |
haksızlıkla | ظ ل م |
فَقَدْ feḳad |
muhakkak | |
جَعَلْنَا ceǎlnā |
vermişizdir | ج ع ل |
لِوَلِيِّهِ liveliyyihi |
onun velisine | و ل ي |
سُلْطَانًا sulTānen |
bir yetki | س ل ط |
فَلَا felā |
fakat | |
يُسْرِفْ yusrif |
aşırı gitmesin | س ر ف |
فِي fī |
||
الْقَتْلِ l-ḳatli |
öldürmede | ق ت ل |
إِنَّهُ innehu |
çünkü | |
كَانَ kāne |
ك و ن | |
مَنْصُورًا menSūran |
kendisine yardım edilmiştir | ن ص ر |