فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ أُولَاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَادًا لَنَا أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُوا خِلَالَ الدِّيَارِ ۚ وَكَانَ وَعْدًا مَفْعُولًا

Fe iza cae va’dü ulahüme beasna aleyküm ıbadel lena ülı be’sin şedıdin fe casu hılaled diyar ve kane va’dem mef’ula

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

O iki taşkınlıktan birincisinin mukadder zamânı gelince size, azâp etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de yurdunuzun tâ içine girip sizi araştırdılar ve bu, yerine getirilen bir vaatti.

Abdullah Parlıyan

O iki taşkınlıktan birincisinin zamanı gelince, size azap etmede çetin, kuvvetli kullarımızı gönderdik de, bunlar ülkede sizi aramak için kıyı bucak girmedik yer bırakmadılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü ki, böylece gerçekleşmiş oldu."

Adem Uğur

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.

Ahmed Hulusi

O ikisinden ilkinin zamanı geldiğinde, güçlü kullarımızı üzerinize getirdik... (Onlar) yurtların aralarına girip araştırdılar... (Bu) yerine getirilmiş bir vaat idi.

Ahmet Varol

Nitekim bu ikiden birincisinin vakti gelince üzerinize pek zorlu kullarımızı gönderdik ve onlar evlerin aralarına kadar girip (sizi) araştırdılar. Bu yerine gelecek bir vaaddi.

Ali Bulaç

Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

Ali Fikri Yavuz

Onlardan birinci fesadınızın ceza vakti gelince kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize musallat ettik de (onlar sizi yakalayıp öldürmek veya esir etmek için) evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu, yapılması kesinleşmiş bir vaad idi.

Bayraktar Bayraklı

Birincisinin vakti geldiği zaman, pek güçlü olan kullarımızı üzerinize saldık ve evlerin arasında dolaştılar. Bu yerine gelmiş bir vaad idi.

Bekir Sadak

«Bu ikiden birincisinin vakti gelince, uzerinize pek guclu olan kullarimizi salacagiz. Onlar memleketlerinizde her koseyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir.»

Celal Yıldırım

Onlardan birincisinin va’desi ( = mukadder vakti) gelince üzerinize çok güçlü (savaşçı) kullarımızı gönderdik, yurtları(nızın) arasına kadar sokulup (her tarafı didik didik edip) araştırdılar. Bu, yerine getirilmiş bir va’d idi ki (gerçekleşti).

Cemal Külünkoğlu

Nihayet bu iki bozgunculuktan birincisinin vakti gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar(sizi yakalamak için) evlerinizin arasına kadar sokuldular. (Bu,) yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.

Diyanet İşleri

Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va’d idi.

Diyanet Vakfı

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.

Edip Yüksel

"Birincisinin zamanı gelince, büyük güce sahip kullarımızı üstünüze göndeririz. Evlerinize kadar girerek araştırırlar. Gerçekleşmesi gereken bir sözdü bu."

Elmalılı Hamdi Yazır

Birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.

Fizil-al il Kuran

Birinci kargaşaya ilişkin ilahi cezanın vadesi gelince üzerinize son derece atılgan ve acımasız kullarımızı saldık. Bunlar evlerinizin köşe bucaklarını arayarak sizi yakalamaya giriştiler. Bu, Allah’ın yerine gelmesi kaçınılmaz bir sözü idi.

Gültekin Onan

Nitekim o ikiden ilk vaad geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

Harun Yıldırım

Bunlardan ilkinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.

Hasan Basri Çantay

İşte o ikiden birinci (fesadlarının ceza) va’de (si) gelince (muhaarebede) çok çetin bir kuvvete mâlik olan kullarımızı üzerinize musallat kıldık da onlar evlerin aralarına kadar girib (sizi) araşdırdılar. (Bu), yerine getirilmiş bir va’d idi.

Hayrat Neşriyat

(Onlara dedik ki) `Artık, o ikisinden birincisinin va`desi geldiği (ve baştan çıktığınız) zaman, üzerinize şiddetli (kendileri de isyankâr), harb ehli bizim (mahlûkumuz)olan birtakım kullar gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu (zilletemahkûmiyetiniz) ise, yerine getirilmiş bir va`d idi.`

İbn-i Kesir

O ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize çok güçlü olan kullarımızı saldık. Onlar, memleketin her köşesini kontrollarına aldılar. Bu, yerine gelmiş bir vaad idi.

İlyas Yorulmaz

Haber verdiğimiz iki vaatten ilkinin zamanı geldiğinde, bizim tarafımızdan, olağan üstü güçlere sahip kullarımızı sizin üzerinize göndermiş ve her tarafta evlerinize kadar sizi arayıp çıkarmışlardı. Bu gerçekleşmiş bir vaatti.

İskender Ali Mihr

Artık ikisinden birincisinin vadesi (zamanı) geldiği zaman, (çok çetin) kuvvet sahibi kullarımızı sizin üzerinize gönderdik. Böylece evlerin aralarına girip (sizi) aradılar ve vaadedilen, yapılmış oldu.

Kadri Çelik

"O ikiden (iki taşkınlıktan) birincisinin vakti gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı üzerinize göndeririz de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırırlar. Bu yerine gelecek kesin bir sözdür."

Muhammed Esed

Bu yüzden bunlardan ilki hakkında yapılan ön uyarı(nın günü) gelip çattığında kavgada çok çetin kullarımızdan saldık üzerinize, öyle ki bunlar ülkede kıyı bucak girmedik yer bırakmadılar; ve ön uyarının gereği böylece bütünüyle yerine gelmiş oldu.

Mustafa İslamoğlu

İşte bu iki uyarıdan birincisinin vakti geldiğinde, sizin üzerinize şu Bizim (belalı) kullardan saldırı gücü çok yüksek olanları musallat ettik; öyle ki, bunlar köşe bucak her yeri arayıp taradılar zira bu, sadece (böyle yapanlar için) konulmuş bir yasanın uygulanmasıydı.

Ömer Nasuhi Bilmen

İmdi o ikiden (iki fesattan) birini vadesi (vakt-i cezası) gelince üzerinize Bizim çok şiddetli kuvvet sahibi olan kullarımızdan göndereceğiz. Artık evlerin aralarını bile araştıracaklardır. Bu, bir yerine getirilmiş hükümden ibaret bulunmuştur.

Ömer Öngüt

Birinci bozgunculuğunuzun ceza vakti gelince üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketin her köşesini kontrollerine alacaklar, evlerin aralarına girip sizi araştıracaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir.

Sadık Türkmen

Ilkinde üzerinize güçlü kullarımızı gönderdik. Evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu yapılması gereken ilahi bir kanun idi.

Seyyid Kutub

Birinci kargaşaya ilişkin ilahi cezanın vadesi gelince üzerinize son derece atılgan ve acımasız kullarımızı saldık. Bunlar evlerinizin köşe bucaklarını arayarak sizi yakalamaya giriştiler. Bu, Allah’ın yerine gelmesi kaçınılmaz bir sözü idi.

Suat Yıldırım

Onlardan birincisinin vâdesi gelince, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ettik de onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırdılar. Bu, yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.

Süleyman Ateş

Birincisinin zamanı gelince üzerinize çok güçlü kullarımızı gönderdik, evlerin aralarına girip (sizi) araştırdılar. Bu, yapılması gereken bir va’d idi.

Şaban Piriş

Birincisinin zamanı gelince, üzerinize çok şiddetli savaşçı kullarımızı gönderdik de ülkeyi baştan başa ele geçirdiler. Bu, gerçekleşmiş bir hüküm idi.

Tefhim-ul Kur'an

Nitekim o ikiden ilk vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

Yaşar Nuri Öztürk

Nihayet, o ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi.

Yusuf Ali (İngilizce)

When the first of the warnings came to pass, We sent against you Our servants given to terrible warfare They entered the very inmost parts of your homes; and it was a warning (completely) fulfilled.

KELİME KÖKLERİ
فَإِذَا
feiƶā
ne zaman ki
جَاءَ
cā'e
gelince ج ي ا
وَعْدُ
veǎ’du
zamanı و ع د
أُولَاهُمَا
ūlāhumā
birincisinin ا و ل
بَعَثْنَا
beǎṧnā
gönderdik ب ع ث
عَلَيْكُمْ
ǎleykum
üzerinize
عِبَادًا
ǐbāden
kullarımızı ع ب د
لَنَا
lenā
bizim
أُولِي
ūlī
çok güçlü ا و ل
بَأْسٍ
be’sin
çok güçlü ب ا س
شَدِيدٍ
şedīdin
çok güçlü ش د د
فَجَاسُوا
fe cāsū
(sizi) araştırdılar ج و س
خِلَالَ
ḣilāle
aralarına girip خ ل ل
الدِّيَارِ
d-diyāri
evlerin د و ر
وَكَانَ
ve kāne
idi ك و ن
وَعْدًا
veǎ’den
bir va’d و ع د
مَفْعُولًا
mef’ǔlen
yapılması gereken ف ع ل