وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا
Ve emmel ğulamü fekane ebevahü mü’mineyni fe haşına ey yürhikahüma tuğyanev ve küfra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Çocuğa gelince Anası, babası inanmış kimseler. Bu çocuğun, onları azgınlığa ve kâfirliğe sevketmesinden korktuk da öldürdük. |
Abdullah Parlıyan |
Öldürdüğüm çocuğa gelince, onun anası ve babası inanmış kimselerdi. Bu çocuğun onları azgınlığa ve kâfirliğe sevketmesinden korktuk da, onu öldürmüş olduk. |
Adem Uğur |
Erkek çocuğa gelince, onun ana babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk. |
Ahmed Hulusi |
"O küçük erkek çocuğa gelince Onun ana-babası iki iman eden idi... (Büyüyünce, bürüneceği kişilikle çocuğun) onları taşkınlık ve küfre düşürmesinden ürktük!" |
Ahmet Varol |
Onun anne babası mü’min kimselerdi. Biz onun onları taşkınlığa ve küfre sürükleyeceğinden korktuk. |
Ali Bulaç |
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk." |
Ali Fikri Yavuz |
Oğlana gelince; onun ebeveyni mümin kimselerdi. Bunun için oğlanın bunları azgınlık ve küfür ile sarmasından sakındık da, |
Bayraktar Bayraklı |
“O çocuk ise, onun anne ve babası inanmış kimselerdi. Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk.” |
Bekir Sadak |
«glana gelince; onun ana babasi inanmis kimselerdi. ocugun onlari azdirmasindan ve inkara suruklemesinden korkmustuk» |
Celal Yıldırım |
Oğlana gelince, onun ana-babası ikisi de mü’min kişilerdi, çocuğun onları azgınlığa ve küfre itmesinden endişe ettik. |
Cemal Külünkoğlu |
(80-81) “Oğlan çocuğa gelince; onun anne ve babası mü`min kimselerdi. (Bu çocuğun) onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk. Ve böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.” |
Diyanet İşleri |
"Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk." |
Diyanet Vakfı |
«Erkek çocuğa gelince, onun ana babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk.» |
Edip Yüksel |
"Çocuğa gelince, ana babası iki gerçeği onaylayan kişi idi. Taşkınlık ve nankörlük ile o ikisine yük olmasından endişelendik." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Oğlana gelince, onun ana babası mümin kimselerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk.» |
Fizil-al il Kuran |
O delikanlıya gelince, onun ana babası mü’min kimselerdi. Onları azgınlığa ve kâfirliğe sürüklemesinden çekindik. |
Gültekin Onan |
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası inançlı kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe edip korktuk." |
Harun Yıldırım |
"Erkek çocuğa gelince, onun anababası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk." |
Hasan Basri Çantay |
«Oğlana gelince Onun anası da, babası da îman etmiş kimselerdi. Bunun için onları bir azgınlık ve kâfirlik bürümesinden endîşe etdik de», |
Hayrat Neşriyat |
`Ve o çocuğa gelince (o büluğ çağına ulaşmış bir isyankâr idi); hâlbuki ana-babası mü`min kimselerdi; onları da azgınlığa ve küfre bürümesinden (sürüklemesinden) korktuk.` |
İbn-i Kesir |
Oğlana gelince; onun anası babası inanmış kimselerdi. Çocuğun onları azdırıp küfre sürüklemesinden korkmuştuk. |
İlyas Yorulmaz |
"Çocuğa gelince, o çocuğun anası babası inanan kimselerdi. Ana babasına isyan ve inkâr ederek zarar vermesinden endişelendik. " |
İskender Ali Mihr |
Fakat çocuğa (çocuk meselesine) gelince, onun anne ve babası mü’minlerdi. Onları azgınlık ve küfre (inkâra) sürüklemesinden korktuk. |
Kadri Çelik |
"Çocuğa gelince, onun anne ve babası mümin kimselerdi. Dolayısıyla çocuğun onları azgınlık ve küfre sürüklemesinden korktuk." |
Muhammed Esed |
O genç adam da, -ki anası babası mümin kimselerdi- taşkınlıkları ve inkarcı eğilimleriyle onlara çok derin acılar vereceği yolunda kaygı verici belirtiler görmüştük; |
Mustafa İslamoğlu |
"Gelelim delikanlıya Onun ebeveyni imanlı kimselerdi; fakat biz onun azgınlık ve sapkınlıkla (ebeveynini) derin acılara boğacağına dair kaygı verici bir bilgiye sahiptik. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
«Oğlana gelince onun anası ile babası iki mü’min kimselerdir. İmdi onları bir azgınlığa, bir küfre bürümesinden korktuk.» |
Ömer Öngüt |
"Çocuğa gelince, onun ana ve babası mümin insanlardı. Çocuğun onları azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korkmuştuk. " |
Sadık Türkmen |
Gence gelince onun anası ve babası Mü’min insanlardı. Bunun onlara azgınlık ve küfür nedeni olması sözkonusu idi. |
Seyyid Kutub |
O delikanlıya gelince, onun ana babası mü’min kimselerdi. Onları azgınlığa ve kâfirliğe sürüklemesinden çekindik. |
Suat Yıldırım |
Oğlan çocuğuna gelince Onun ebeveyni mümin insanlar idi. Bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk. |
Süleyman Ateş |
"Oğlana gelince Onun anası babası mü’min insanlardı. Bunun, onlara azgınlık ve küfür sarmasından korktuk." |
Şaban Piriş |
Gence gelince, onun, anne ve babası mümin idi. Gencin onları azdırıp, küfre sürüklemesinden korktuk. |
Tefhim-ul Kur'an |
Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe edip korktuk.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Oğlan çocuğa gelince Onun anası babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"As for the youth, his parents were people of Faith, and we feared that he would grieve them by obstinate rebellion and ingratitude (to Allah and man). |
وَأَمَّا ve emmā |
gelince | |
الْغُلَامُ l-ğulāmu |
çocuğa | غ ل م |
فَكَانَ fekāne |
idi | ك و ن |
أَبَوَاهُ ebevāhu |
onun anası babası | ا ب و |
مُؤْمِنَيْنِ mu'mineyni |
mü’min insanlar | ا م ن |
فَخَشِينَا fe ḣaşīnā |
korktuk | خ ش ي |
أَنْ en |
||
يُرْهِقَهُمَا yurhiḳahumā |
onlara sarmasından | ر ه ق |
طُغْيَانًا Tuğyānen |
azgınlık | ط غ ي |
وَكُفْرًا ve kufran |
ve küfür | ك ف ر |