قَالَ هَٰذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّي ۖ فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ ۖ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقًّا
Kale haza rahmetüm mir rabbı fe iza cae va’dü rabbı cealehu dekka’ ve kane va’dü rabbı hakka
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu dedi, Rabbimin rahmetinden bir lütuf. Rabbimin vaadettiği zaman gelince bu seti dümdüz yapar, yerle bir eder ve Rabbimin vaadi de gerçektir. |
Abdullah Parlıyan |
"Bu Rabbimden bir rahmettir. Bununla birlikte Rabbimin belirlediği zaman gelince, bu seddi yerle bir edecektir. Çünkü Rabbimin verdiği söz, mutlaka gerçekleşir." |
Adem Uğur |
Zülkarneyn Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi. |
Ahmed Hulusi |
(Zül-Karneyn) dedi "Bu Rabbimden bir rahmettir... Dolayısıyla Rabbimin vaadi gelince, onu yerle bir eder... Rabbimin vaadi Hak’tır." |
Ahmet Varol |
’Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi geldiğinde onu dümdüz eder. Rabbimin vaadi haktır.’ |
Ali Bulaç |
Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır." |
Ali Fikri Yavuz |
Zü’l-Karneyn dedi ki "- Bu sed, Rabbimden (kullarına bir nimet ve) rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği (kıyamet günü yaklaştığı) zaman onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır." |
Bayraktar Bayraklı |
Zülkarneyn, “Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi bir gerçektir” dedi. |
Bekir Sadak |
Zulkarneyn «Iste bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin tayin ettigi zaman gelince onu yerle bir eder; Rabbimin verdigi soz gercektir» dedi. |
Celal Yıldırım |
Zülkarneyn «Bu Rabbimden verilen bir rahmettir. Rabbimin belirlediği vakit gelince bunu yerle bir eder. Rabbimin verdiği söz haktır, (hedefinden, amacından) şaşmaz,» dedi. |
Cemal Külünkoğlu |
(Zülkarneyn) “Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince o (yapılan engel)i yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir” dedi. |
Diyanet İşleri |
Zülkarneyn, "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir" dedi. |
Diyanet Vakfı |
Zülkarneyn Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi. |
Edip Yüksel |
"Bu, Efendimden bir rahmettir" dedi. "Efendimin belirlediği an gelince onu paramparça eder. Efendimin sözü gerçektir." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Zülkarneyn dedi ki «Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi de haktır.» |
Fizil-al il Kuran |
Zülkarneyn «Bu set, Rabb’imin rahmetidir. Fakat Rabbimin belirlediği an gelince onu yerle bir eder. Hiç kuşkusuz Rabb’imin sözü gerçektir» dedi. |
Gültekin Onan |
Dedi ki "Bu benim rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; rabbimin vaadi haktır." |
Harun Yıldırım |
Zülkarneyn Bu, Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin vâdi gelince, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi haktır, dedi. |
Hasan Basri Çantay |
«Bu, dedi, Rabbimden bir merhametdir. Fakat Rabbimin va’di gelince, O bunu dümdüz yapar. Rabbimin va’di bir hakdır». |
Hayrat Neşriyat |
(Zülkarneyn) `Bu (sed) Rabbimden bir rahmettir. Fakat Rabbimin ta`yîn ettiği zaman (kıyâmet günü) gelince onu yerle bir eder. Rabbimin va`di ise haktır` dedi. |
İbn-i Kesir |
Dedi ki Bu, Rabbımın bir rahmetidir. Rabbımın vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbımın verdiği söz, gerçektir. |
İlyas Yorulmaz |
Zülkarneyn " Bu Rabbimin (bana öğrettiği) rahmetidir. Rabbimin vaat ettiği gün (kıyamet vakti) gelince, bu setti yerle bir eder. Rabbimin verdiği söz mutlaka yerine gelir. |
İskender Ali Mihr |
(Zülkarneyn) "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Ama Rabbimin vaadi geldiği zaman, onu kırıp ufalar (yerle bir eder). Ve Rabbimin vaadi haktır." dedi. |
Kadri Çelik |
(Zülkarneyn ) Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi geldiği zaman, O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır." |
Muhammed Esed |
(Zulkarneyn) "Rabbimden bir rahmettir bu!" dedi, "Bununla birlikte, Rabbimin belirlediği zaman gelince bu (seddi) yerle bir edecektir; çünkü Rabbimin verdiği söz mutlaka gerçekleşir!" |
Mustafa İslamoğlu |
(Zülkarneyn) dedi ki "Bu Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaat ettiği zaman geldiğinde, onu yerle bir edecektir zira Rabbimin vaadi mutlaka gerçekleşir. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Dedi ki «Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi geldiği vakit ise onu dümdüz etmiş olacaktır. Ve Rabbimin vaadi bir hak olmuştur.» |
Ömer Öngüt |
Zülkarneyn "Bu Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin belirlediği vakit gelince, onu yerle bir eder, Rabbimin verdiği söz şüphesiz ki gerçektir. " dedi. |
Sadık Türkmen |
Dedi ki "Bu Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin sözü/tehdidi geldiği zaman onu yerle bir eder. Rabbimin sözü/tehdidi gerçektir." |
Seyyid Kutub |
Zülkarneyn «Bu set, Rabb’imin rahmetidir. Fakat Rabbimin belirlediği an gelince onu yerle bir eder. Hiç kuşkusuz Rabb’imin sözü gerçektir» dedi. |
Suat Yıldırım |
Zülkarneyn "Bu, Rabbimden bir rahmettir, bir lütuftur, dedi. Rabbimin tayin ettiği vakit gelince, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi mutlaka gerçekleşir." |
Süleyman Ateş |
(Zu’l-Karneyn) dedi "Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin va’di gel(ip Ye’cûc ve Me’cûc’un çıkması, yahut kıyâmetin kopması gerek)diği zaman onu yerle bir eder; şüphesiz Rabbimin va’di gerçektir." |
Şaban Piriş |
-Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Bu, Rabbimin gerçek bir vaadidir, dedi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dedi ki «Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dedi "Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
He said "This is a mercy from my Lord But when the promise of my Lord comes to pass, He will make it into dust; and the promise of my Lord is true." |
قَالَ ḳāle |
(Zu’l-Karneyn) dedi ki | ق و ل |
هَٰذَا hāƶā |
bu | |
رَحْمَةٌ raHmetun |
bir rahmetdir | ر ح م |
مِنْ min |
||
رَبِّي rabbī |
Rabbimden | ر ب ب |
فَإِذَا feiƶā |
zaman | |
جَاءَ cā'e |
geldiği | ج ي ا |
وَعْدُ veǎ’du |
va’di | و ع د |
رَبِّي rabbī |
Rabbimin | ر ب ب |
جَعَلَهُ ceǎlehu |
onu eder | ج ع ل |
دَكَّاءَ dekkā'e |
yerle bir | د ك ك |
وَكَانَ ve kāne |
ve | ك و ن |
وَعْدُ veǎ’du |
va’di | و ع د |
رَبِّي rabbī |
Rabbimin | ر ب ب |
حَقًّا Haḳḳan |
haktır (gerçektir) | ح ق ق |