فَأَجَاءَهَا الْمَخَاضُ إِلَىٰ جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَٰذَا وَكُنْتُ نَسْيًا مَنْسِيًّا

Fe ecaehel mehadu ila ciz’ın nahleh kaletya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Derken doğum sancısı, onu bir hurma ağacının dibine sevketti de keşke dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.

Abdullah Parlıyan

"Keşke bu durum başıma gelmeden önce ölseydim de, unutulup gitseydim!" dedi.

Adem Uğur

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"

Ahmed Hulusi

Doğum sancısı ile bir hurma dalına yapışırken; "Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulup gitseydim" dedi.

Ahmet Varol

’Keşke bundan önce ölmüş ve unutulup gitmiş olsaydım.’

Ali Bulaç

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim."

Ali Fikri Yavuz

Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya götürdü "- Ah nolaydım! Bundan önce öleydim de unutulmuş gitmiş olaydım." dedi.

Bayraktar Bayraklı

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya sevketti. “Âh, keşke” dedi; “Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.”

Bekir Sadak

Dogum sancisi onu bir hurma agacinin dibine gitmege mecbur etti. «Keske ben bundan once olmus olsaydim da unutulup gitseydim» dedi.

Celal Yıldırım

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına çekip götürdü. «Ah keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim, (bu iş başıma gelmeseydi) !» dedi.

Cemal Külünkoğlu

Bir süre sonra doğum sancıları tutunca bir hurma ağacının altına sığınmak zorunda kaldı ve “Keşke, daha önce ölmüş ve hafızalardan silinmiş olsaydım” dedi.

Diyanet İşleri

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!" dedi.

Diyanet Vakfı

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. «Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!»

Edip Yüksel

Doğum sancısı onu bir hurma dalına kadar sürükledi. "Keşke bundan önce ölseydim, unutulsaydım" dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. «Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim» dedi.

Fizil-al il Kuran

Bir süre sonra doğum sancıları tutunca bir hurma ağacının altına sığınmak zorunda kaldı ve «Keşke, daha önce ölmüş ve hafızalardan silinmiş olsaydım» dedi.

Gültekin Onan

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim."

Harun Yıldırım

Derken doğum sancısı onu kuru bir hurma ağacına sürükledi. Dedi ki "Keşke, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!"

Hasan Basri Çantay

Derken doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmıya) sevk etdi. «Keşki, dedi, bundan evvel öleydim, unutulub gideydim».

Hayrat Neşriyat

Nihâyet doğum sancısı onu (kuru) bir hurma ağacının dibine gitmeye mecbûr etti.(Utancından) `Keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!` dedi.

İbn-i Kesir

Doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Keşki, dedi; bundan evvel öleydim de unutulup gideydim.

İlyas Yorulmaz

Doğum sancısı Meryem’i bir hurma ağacının yanına getirdi. "Yazıklar olsun bana, keşke bu duruma düşmeden önce ölseydim. Öldükten bir müddet sonra unutulur giderdim" dedi.

İskender Ali Mihr

Doğum sancısı onu, bir hurma ağacının gövdesine (sığınmaya) mecbur etti. "Keşke ben bundan önce ölseydim, unutularak unutulmuşların (arasına karışsaydım)." dedi.

Kadri Çelik

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup hafızalardan silinmiş olsaydım."

Muhammed Esed

Ve doğum sancısı onu bir hurma ağacının gövdesine sürükledi(ği zaman) "Keşke bu durum başıma gelmeden önce ölseydim de unutulup giden biri olsaydım!" diye yakındı.

Mustafa İslamoğlu

Ve doğum sancısı (tutunacak bir dal arayan Meryem`i) hurma ağacının gövdesine doğru sürüklerken diyordu ki "N`olaydım, keşke bundan önce öleydim de unutulup gidenlerden olaydım!"

Ömer Nasuhi Bilmen

Derken ona doğum hareketi gelerek kendisini bir hurma ağacının altına gitmeğe muztar kıldı, dedi ki «Ne olurdu bana, bundan evvel ölmüş olsaydım ve unutulup terkedilmiş bulunsa idim.»

Ömer Öngüt

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. "Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim!" dedi.

Sadık Türkmen

Derken doğum sancısı onu hurma dalının altına sürükledi. Dedi ki "Ne olurdu ben bundan önce ölseydim de, unutulup gitmiş olsaydım!"

Seyyid Kutub

Bir süre sonra doğum sancıları tutunca bir hurma ağacının altına sığınmak zorunda kaldı ve «Keşke, daha önce ölmüş ve hafızalardan silinmiş olsaydım» dedi.

Suat Yıldırım

Derken doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya zorladı. "Ay!" dedi, "n’olaydım, keşke bu iş başıma gelmeden öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım!"

Süleyman Ateş

Doğum sancısı onu, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi. "Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!"

Şaban Piriş

Doğum sancısı onu bir hurma dalına getirdi. -Keşke, dedi Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.

Tefhim-ul Kur'an

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki «Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim.»

Yaşar Nuri Öztürk

Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim."

Yusuf Ali (İngilizce)

And the pains of childbirth drove her to the trunk of a palm-tree She cried (in her anguish) "Ah! would that I had died before this! would that I had been a thing forgotten and out of sight!"

KELİME KÖKLERİ
فَأَجَاءَهَا
feecā'ehā
ve onu getirdi ج ي ا
الْمَخَاضُ
l-meḣāDu
doğum sancısı م خ ض
إِلَىٰ
ilā
جِذْعِ
ciƶ’ǐ
dalı(nın altı)na ج ذ ع
النَّخْلَةِ
n-neḣleti
bir hurma ن خ ل
قَالَتْ
ḳālet
dedi ق و ل
يَا لَيْتَنِي
yā leytenī
Keşke!
مِتُّ
mittu
ölseydim م و ت
قَبْلَ
ḳable
önce ق ب ل
هَٰذَا
hāƶā
bundan
وَكُنْتُ
ve kuntu
ve idim ك و ن
نَسْيًا
nesyen
unutulsa ن س ي
مَنْسِيًّا
mensiyyen
unutulanlar gibi ن س ي