وَلَوْ أَنَّهُمْ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَمَثُوبَةٌ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ خَيْرٌ ۖ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
Ve lev ennehüm amenu vettekav le mesubetüm min ındillahi hayr lev kanu ya’lemun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
İman edip de kötülüklerden korunsalardı elbette Allah’tan elde edecekleri sevap, daha hayırlı olacaktı. Bir bilselerdi bunu. |
Abdullah Parlıyan |
Eğer onlar, gönderilen peygamber ve kitaba iman edip, yollarını bununla bulmuş olsalardı. Bu sebeble Allah tarafından verilecek sevap, onlara iyilik getirecekti; keşke bunu bilselerdi. |
Adem Uğur |
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı! |
Ahmed Hulusi |
Eğer onlar iman edip (şirkten) korunmuş olsalardı, Allâh indînden açığa çıkacak sevap, haklarında çok daha hayırlı olacaktı. Keşke bilselerdi. |
Ahmet Varol |
Eğer onlar iman edip sakınsalardı Allah tarafından verilecek olan karşılık kendileri için daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi. |
Ali Bulaç |
Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah Katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi. |
Ali Fikri Yavuz |
Eğer Yahudiler Peygambere ve Kur’an’a iman edip de sihir yapmaktan sakınsalardı, Allah’ın sevabı onlar için hayırlı olurdu; bunu bilselerdi... |
Bayraktar Bayraklı |
Eğer onlar, iman edip sakınsalardı, Rablerinden çok daha iyi bir ödül alacaklardı. Keşke bilselerdi! |
Bekir Sadak |
Onlar inanip, Allah’a karsi gelmekten sakinsalardi, Allah katindan olan sevab daha hayirli olurdu. Keske bilselerdi! |
Celal Yıldırım |
Ve eğer onlar (Yahudiler, Peygambere ve Kur’ân’a) İnanıp (sihir ve büyüden) sakınmış olsalardı, Allah katından (kendilerine verilecek) sevap daha hayırlı olurdu. Bunu bir bilselerdi!. |
Cemal Külünkoğlu |
Eğer Yahudiler Peygambere ve Kur`an`a iman edip de sihir yapmaktan sakınsalardı, doğrusu, Allah`ın mükâfatı onlara iyilik getirecekti. Keşke bunu bilselerdi! |
Diyanet İşleri |
Eğer onlar iman edip Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap kendileri için daha hayırlı olacaktı. Keşke bilselerdi! |
Diyanet Vakfı |
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı! |
Edip Yüksel |
Onlar gerçeği onaylayıp günahlardan sakınmış olsalardı elbette ALLAH’tan alacakları ödül çok daha hayırlı olurdu. Bir bilselerdi! |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Şayet onlar iman edip de korunmuş olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek mükafat çok hayırlı olacaktı. Keşke bunu bilselerdi. |
Fizil-al il Kuran |
Eğer onlar iman edip Allah’ın yasaklarından sakınsalardı, Allah katında elde edecekleri sevap daha hayırlı idi. Keşke bunu bilselerdi. |
Gültekin Onan |
Eğer gerçekten inanıp sakınsalardı, Tanrı katındaki sevap(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi. |
Harun Yıldırım |
Gerçekten onlar îmân edip sakınmış olsalardı, elbette Allah katındaki sevabı daha hayırlı olurdu; keşke bilselerdi. |
Hasan Basri Çantay |
Eğer onlar (Yahudiler, Peygambere ve Kurana) îman edib de (sihir yapmak gibi günahlardan) sakınmış olsalardı Allah katından (kazanacakları) sevab, (haklarında) elbet daha hayırlı olurdu. Eğer bunu bilselerdi. |
Hayrat Neşriyat |
Hem gerçekten onlar îmân edip (günahlardan) sakınmış olsalardı, Allah tarafından(verilecek) bir sevab elbette daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi! |
İbn-i Kesir |
Eğer onlar inanmış ve sakınmış olsalardı; Allah katındaki sevab daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi. |
İlyas Yorulmaz |
Eğer iman edip, Allah dan sakınıp korunsalardı, Allah’ın katında daha hayırlı karşılıklar bulurlardı. Keşke bilselerdi. |
İskender Ali Mihr |
Şâyet onlar âmenû olup (Allah’a ulaşmayı dileyip) takva sahibi olsalardı; Allah katından (kendilerine verilecek) sevap, elbette daha hayırlı (olacaktı), eğer biliyor olsalardı. |
Kadri Çelik |
Onlar iman edip takva sahibi olsalardı, (kendileri için) Allah katındaki sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi!); |
Muhammed Esed |
Eğer inansalar ve O’na karşı sorumluluklarının bilincinde olsalardı, doğrusu, Allah’ın mükafatı onlara iyilik getirecekti; keşke bunu bilselerdi! |
Mustafa İslamoğlu |
Ve eğer onlar hakikate inansalar ve sorumluluklarının bilincine varsalardı, Allah katından kendileri için hayırlı bir ödül alırlardı. Keşke bunu olsun bilselerdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Eğer onlar imân etseler ve ittikada bulunsalar idi elbette Allah Teâlâ katından bir sevap çok hayırlı olacaktı. Eğer bilir olsalardı. |
Ömer Öngüt |
Eğer onlar iman edip Allah’tan korksalardı, Allah katında kendilerine verilecek sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bilmiş olsalardı! |
Sadık Türkmen |
Eğer onlar iman edip, Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap, kendileri için daha hayırlı olacaktı. Ne olurdu bilselerdi!.. |
Seyyid Kutub |
Eğer onlar iman edip Allah’ın yasaklarından sakınsalardı, Allah katında elde edecekleri sevap daha hayırlı idi. Keşke bunu bilselerdi. |
Suat Yıldırım |
Şayet onlar iman edip (sihir gibi) haramlardan sakınmış olsalardı, Allah katından kendilerine verilecek mükâfatlar elbette haklarında daha hayırlı olurdu. Keşke bunu bilselerdi! |
Süleyman Ateş |
Eğer onlar inanıp (Allâh’ın azâbından) korunmuş olsalardı, elbette Allâh katından (verilecek) sevâp, (kendileri için) daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi! |
Şaban Piriş |
Keşke onlar iman edip korunmuş olsalardı, elbette Allah katında verilecek sevap daha hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi! |
Tefhim-ul Kur'an |
Doğrusu eğer onlar, iman edip sakınsalardı, sevab(ları) Allah katında gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
If they had kept their Faith and guarded themselves from evil, far better had been the reward from their Lord, if they but knew! |
وَلَوْ velev |
ve eğer | |
أَنَّهُمْ ennehum |
şüphesiz onlar | |
امَنُوا āmenū |
iman etseler | ا م ن |
وَاتَّقَوْا vetteḳav |
ve sakınmış olsalardı | و ق ي |
لَمَثُوبَةٌ lemeṧūbetun |
sevabı | ث و ب |
مِنْ min |
||
عِنْدِ ǐndi |
katından | ع ن د |
اللَّهِ llahi |
Allah’ın | |
خَيْرٌ ḣayrun |
daha hayırlı (olurdu) | خ ي ر |
لَوْ lev |
keşke | |
كَانُوا kānū |
idi | ك و ن |
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne |
bilseler | ع ل م |