أُولَٰئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الضَّلَالَةَ بِالْهُدَىٰ فَمَا رَبِحَتْ تِجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُوا مُهْتَدِينَ
Ülaikellezıneşteravüd dalalete bil hüda fe ma rabihat ticaratühüm ve ma kanu mühtedın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlardır doğru yolu satıp azgınlığı alanlar. Alışverişlerinden faydalanmadıkları gibi bir kazanç yolu da tutmamışlardır. |
Abdullah Parlıyan |
Onlar hidayete karşılık sapıklığı değişmişler, ama bu değişimleri onlara kâr getirmemiş ve onlar doğru yolu da bulamamışlardır. |
Adem Uğur |
İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir. |
Ahmed Hulusi |
İşte onlar hakikatlerini oluşturan gerçeğe (bilhüda) karşılık, dalâleti (kendi hakikatini fark edememe) satın almışlardır! Oysa bu ticaret onlara kâr getirmedi; gerçeğe de erdirmez! |
Ahmet Varol |
Bu kimseler hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır. Ancak yaptıkları alışveriş bir kazanç sağlamamış, kendileri de doğru yolu bulamamışlardır. |
Ali Bulaç |
İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alış-verişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır. |
Ali Fikri Yavuz |
Bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı, cehennemi) satın almışlardır. Onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır. |
Bayraktar Bayraklı |
İşte onlar, doğru yola karşılık sapıklığı satın alanlardır. Onların bu ticareti kazançlı olmayacak ve doğru yolu da bulamayacaklardır. |
Bekir Sadak |
Onlar, dogruluk yerine sapikligi aldilar da alisverisleri kar getirmedi; dogru yolu bulamamislardi. |
Celal Yıldırım |
İşte onlar öyle kimselerdir ki, doğru yola karşılık sapıklığı satın almışlardır. Bu alış verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır; doğru yolu da bulmuş değillerdir. |
Cemal Külünkoğlu |
Onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış olan kimselerdir ama ne bu ticaretleri onlara fayda sağlamış, ne de başka bir şekilde doğru yolu bulmuşlardır. |
Diyanet İşleri |
İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır. |
Diyanet Vakfı |
İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir. |
Edip Yüksel |
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldı. Ticaretleri ne kâr bırakır, ne de onları gerçeğe ulaştırır. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar. |
Fizil-al il Kuran |
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve de hidayete erememişlerdir. |
Gültekin Onan |
İşte bunlar hidayet karşılığında sapıklığı (dalaleti) satın almışlardır. Fakat bu ticaretleri bir yarar (kar) sağlamamış / getirmemiş, hidayeti de bulamamışlardır. |
Harun Yıldırım |
İşte onlar, hidâyete karşı sapıklığı satın almış kimselerdir. Alışverişleri kâr getirmemiş ve doğru yolu da bulanlardan olmamışlardır. |
Hasan Basri Çantay |
Onlar o kimselerdir ki doğru yolu bırakıp sapkınlığı (eğri yolu) satın almışlardır. Demek, alış verişleri onlara kazanç sağlamamış, onlar doğru yolu da bulmamışlardır. |
Hayrat Neşriyat |
İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Fakat ticâretleri (onlara) kâr getirmemiştir. (Onlar, o zarardan kurtulmak için) doğru yolu bulmuş kimseler de değillerdir. |
İbn-i Kesir |
Onlar; hidayet karşılığı sapıklığı satın almış kimselerdir. Ticaretleri kendilerine kar sağlamamıştır. Ve onlar hidayete ermişlerden değildirler. |
İlyas Yorulmaz |
İşte böyleleri, doğru yola karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Fakat bu alış veriş onlara kazanç sağlamamış, bu nedenle doğru yolu bulamamışlardır. |
İskender Ali Mihr |
İşte onlar, o kimselerdir ki; hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi. |
Kadri Çelik |
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve hidayete ermişlerden de olamamışlardır.); |
Muhammed Esed |
(Çünkü) onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlar, ama ne (bu) ticaretleri onlara fayda sağlamış, ne de (başka bir şekilde) hidayet bulmuşlardır. |
Mustafa İslamoğlu |
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar, bu yüzden ticaretleri onlara kâr sağlamadı; zira onlar doğru yolda giden kimseler değiller. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Onlar (o münafıklar) o kimselerdir ki, hidâyet mukabilinde dalâleti satın almışlardır. Onların bu ticaretleri bir kazanç temin etmemiştir. Ve onlar hidâyete ermiş kimseler değildir. |
Ömer Öngüt |
İşte onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır. Bu alışverişleri kendilerine kâr sağlamamıştır, doğru yolu da bulamamışlardır. |
Sadık Türkmen |
İşte onlar, hidâyete karşı sapıklığı satın almış kimselerdir. Alışverişleri kâr getirmemiş ve doğru yolu da bulanlardan olmamışlardır. |
Seyyid Kutub |
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve de hidayete erememişlerdir. |
Suat Yıldırım |
İşte onlar hidâyeti verip, dalâlet satın aldılar. Ama bu, kârlı bir ticaret olmadı. Çünkü kâr yolunu tutmadılar. |
Süleyman Ateş |
İşte onlar o kimselerdir ki, hidâyet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kar etmedi, doğru yolu da bulamadılar. |
Şaban Piriş |
Onlar, hidayet yerine sapıklığı satın aldılar da alışverişleri kar getirmedi ve doğru yolu bulanlar olmadılar. |
Tefhim-ul Kur'an |
İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır. |
Yaşar Nuri Öztürk |
İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiç bir kazanç sağlamadı. Bir yol yordama girebilmiş de değillerdir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
These are they who have bartered Guidance for error But their traffic is profitless, and they have lost true direction, |
أُولَٰئِكَ ulāike |
işte onlar | |
الَّذِينَ elleƶīne |
||
اشْتَرَوُا şteravu |
satın aldılar | ش ر ي |
الضَّلَالَةَ D-Delālete |
sapıklığı | ض ل ل |
بِالْهُدَىٰ bil-hudā |
hidayet karşılığında | ه د ي |
فَمَا femā |
etmedi | |
رَبِحَتْ rabiHat |
kâr | ر ب ح |
تِجَارَتُهُمْ ticāratuhum |
ticaretleri | ت ج ر |
وَمَا ve mā |
ve değildir | |
كَانُوا kānū |
olanlardan | ك و ن |
مُهْتَدِينَ muhtedīne |
doğru yolu bulan | ه د ي |