وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَأَنْزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَىٰ ۖ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ ۖ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِنْ كَانُوا أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ

Ve zallelna aleykümül ğamame ve enzelna aleykümül menne ves selva külu min tayyibati ma razaknaküm ve ma zalemuna ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Bulutla gölgelendirmiştik sizi. Rızıklandırdığımız tertemiz şeylerden yiyin diye size kudret helvasıyla bıldırcın indirmiştik. Onlar, zulmü bize etmediler, kendilerine ettiler.

Abdullah Parlıyan

Ve bulutların sizi gölgeleriyle rahatlatmasını sağladık, ayrıca "Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın" diyerek kudret helvası ve bıldırcın da gönderdik. Onlar işledikleri bu günahlarla zulmü bize değil kendilerine ettiler.

Adem Uğur

Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve "Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz" (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.

Ahmed Hulusi

Ve sizi (yakıcı Hakikatten perdeleyen ve beşeriyetinizin idâmesini sağlayan) bulutla gölgeledik; üzerinize menn (varlığınızı oluşturan Allâh Esmâ’sındaki kudret kuvvesi) ve selva (manevî âleminizi hissetme duygusu) inzâl ettik (hakikatinizden şuurunuza)... "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeyleri yeyin", dedik. Onlar (hakikat bilgisini değerlendirmeyerek) bize zulmetmediler, kendi nefslerine zulmettiler!

Ahmet Varol

Üzerinize bulutları göndererek sizi gölgelendirdik. Size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. ’Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin.’ Onlar (nankörlükleriyle) bize zulmetmediler ancak kendi kendilerine zulmettiler.

Ali Bulaç

Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

Ali Fikri Yavuz

Tîh sahrâsında (güneşin ateşinden korunmak için) üstünüze bulutla gölge yaptık ve size kudret helvası ile bıldırcın gönderdik ve bu helâl rızkımızdan yeyin, dedik. Onlar itâat etmemekle bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmetmişlerdi.

Bayraktar Bayraklı

Ve bulutların sizi gölgeleriyle rahatlatmasını sağladık, ayrıca “Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın” diyerek kudret helvası ve bıldırcın da gönderdik. Onlar işledikleri bu günahlarla zulmü bize değil kendilerine ettiler.

Bekir Sadak

Bulutla sizi golgelendirdik, kudret helvasi ve bildircin indirdik, «Verdigimiz riziklarin iyi ve guzel olanlarindan yiyin» dedik. Onlar bize degil, fakat kendilerine yazik ediyorlardi.

Celal Yıldırım

Ve (Sina çölünde sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutu gölge yapmış, üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirmiş ve «Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yeyin,» demiştik. (Fakat onlar bu nimetlerin şükrünü yerine getirmeyip nankörlük etmekle) Bize zulmetmemişlerdi, ama kendilerine zulmetmişlerdi.

Cemal Külünkoğlu

Ve (Tih çölünde, Sina`da sizi güneşin yakıcı sıcaklığından korusun diye) üstünüze bulutları gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın (kuşu) indirdik. “Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin” dedik. (Buna rağmen isyan ettiler ama onlar nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, kendi kendilerine zulmettiler.

Diyanet İşleri

Bulutu üstünüze gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" (dedik). Onlar (verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle) bize zulmetmediler, fakat kendilerine zulmediyorlardı.

Diyanet Vakfı

Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve «Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz» (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.

Edip Yüksel

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için menna ve bıldırcın indirmiştik "Size verdiğimiz iyi rızıklardan yiyin." Fakat onlar bize değil, sadece kendilerine zulmediyorlardı.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık, ve size ihsan ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin, diye üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Onlar, bize zulmetmediler, lakin kendi nefislerine zulmediyorlardı.

Fizil-al il Kuran

Üstünüze buluttan gölgelik çektik, size kudret helvası ile bıldırcın kuşu indirerek, «Bağışladığımız helâl yiyeceklerden istediğinizi yiyin» dedik. Ama onlar bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

Gültekin Onan

Sizi bulutlarla gölgelendirmiş ve sizin için manna ve bıldırcın (selva) indirmiştik "Sizi rızıklandırdıklarımızın temizlerinden (tayyib) yiyin (külu)" (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefslerine zulmetmişlerdi.

Harun Yıldırım

Bulutu da üzerinize gölge yaptık. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin!" Onlar bize zulmetmediler; fakat kendi nefislerine zulmetmekteydiler.

Hasan Basri Çantay

Ve («Tîh» de güneşin sıcaklığından korunmanız için) üstünüze (ince bir) bulutu gölge yapmış, size (orada) kudret helvasiyle yelve kuşunu indirmiş, «Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden (en temiz ve halâl olanlarından) yeyin» (onları gizlice saklayıb ve biriktirib de nankörlük ve tama’kârlık etmeyin demişdik). Onlar (o nankörlükleriyle) bize zulmetmemişler, fakat kendi kendilerine zulmetmişlerdi.

Hayrat Neşriyat

Hem (Tih çölünde) üzerinizi bulutlarla gölgeledik ve size kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Ve) `Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!` (dedik). Artık (onlar) bize zulmetmediler; fakat (aslında) kendilerine zulmediyorlardı.

İbn-i Kesir

Ve üstünüze bulutları gölge yaptık. Kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyilerinden, güzellerinden yeyin. Onlar bize değil ancak kendi nefislerine zulmekteydiler.

İlyas Yorulmaz

Bulutları üzerinize gölgeler yapmış, size (bizden bir ikram olarak) helva ve bıldırcın vermiştik. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin. (Şunu bilsinler ki) Onlar bize zulmetmiyor, kendi kendilerine zulmediyorlar.

İskender Ali Mihr

Ve bulutu sizin üstünüze gölgeledik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yeyin. Ve onlar, bize zulmetmediler, fakat kendi nefslerine zulmediyorlardı.

Kadri Çelik

Sizi bulutla gölgelendirdik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Rızık olarak verdiğimiz temiz şeylerden yiyin" dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmedicilerdi.);

Muhammed Esed

Ve bulutların sizi gölgeleri ile ferahlatmasını sağladık, ayrıca "Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yararlanın" (diyerek) kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. O soydaşlarınız (işledikleri günahlarla) bize hiçbir zarar vermediler, fakat (sadece) kendilerine zulmettiler.

Mustafa İslamoğlu

Üzerinizdeki bulutla sizi gölgeledik, size menn ve selva ikram ettik Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin (diyerek)... Bize kötülük etmediler, fakat kötülük ettikleri yalnızca kendileriydi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve üzerinize bulutları gölgelik kıldık. Ve üzerinize kudret helvası ile (Selva denilen) Yelve kuşunu indirdik. «Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin pâk helâl (olanlarını) yiyiniz!» dedik. Bize zulmetmiş olmadılar, ancak kendi nefislerine zulmeder oldular.

Ömer Öngüt

Üstünüze bulutları gölge yaptık. Kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve güzel olanlarından yiyin. " dedik. Onlar bize değil, kendilerine zulmediyorlardı.

Sadık Türkmen

Ve üzerinize buluttan bir gölge yaptık; üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Güzel ve temiz olandan yiyin, size rızık olarak verdiğimiz şeyden!.. Bize zulmetmediler/kötülük yapmadılar, fakat onlar, (sadece) kendi kendilerine kötülük/zulüm yapıyorlardı.

Seyyid Kutub

Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin (diyerek)... Bize kötülük etmediler, fakat kötülük ettikleri yalnızca kendileriydi.

Suat Yıldırım

Üzerinize bulutları gölge yaptık. Size kısmet ettiğimiz helâl hoş rızıklardan yiyesiniz diye kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Fakat nankörlük etmekle onlar Biz’e değil, kendilerine yazık ediyorlardı.

Süleyman Ateş

bulutu üstünüze gölgelik çektik, size kudret helvası ve bıldırcın indirdik "Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin," (dedik). Ama onlar bize değil, kendi kendilerine zulmediyorlardı.

Şaban Piriş

Bulutlarla sizi gölgelendirdik, kudret helvası ve bıldırcın gönderdik. Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin, dedik. Onlar bize değil ancak kendilerine zulmediyorlardı.

Tefhim-ul Kur'an

Bulutları üzerinize gölgelendirdik ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin iyisinden yiyin (dedik) . Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik "rızk olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler.

Yusuf Ali (İngilizce)

And We gave you the shade of clouds and sent down to you Manna and quails, saying "Eat of the good things We have provided for you" (But they rebelled); to us they did no harm, but they harmed their own souls.

KELİME KÖKLERİ
وَظَلَّلْنَا
ve Zellelnā
ve gölgelendirdik ظ ل ل
عَلَيْكُمُ
ǎleykumu
üstünüze
الْغَمَامَ
l-ğamāme
bulutu غ م م
وَأَنْزَلْنَا
ve enzelnā
ve indirdik ن ز ل
عَلَيْكُمُ
ǎleykumu
size
الْمَنَّ
l-menne
kudret helvası م ن ن
وَالسَّلْوَىٰ
ve sselvā
ve bıldırcın س ل و
كُلُوا
kulū
yeyin ا ك ل
مِنْ
min
-den
طَيِّبَاتِ
Tayyibāti
güzellikler- ط ي ب
مَا
şeyleri
رَزَقْنَاكُمْ
razeḳnākum
rızık olarak verdiğimiz ر ز ق
وَمَا
ve mā
ve değildi
ظَلَمُونَا
Zelemūnā
bize zulmediyor ظ ل م
وَلَٰكِنْ
velākin
ama
كَانُوا
kānū
idiler ك و ن
أَنْفُسَهُمْ
enfusehum
kendilerine ن ف س
يَظْلِمُونَ
yeZlimūne
zulmetmekteler ظ ل م