وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ لَا تَعْبُدُونَ إِلَّا اللَّهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا مِنْكُمْ وَأَنْتُمْ مُعْرِضُونَ

Ve iz ehazna mısaka benı israıle la ta’büdune illellahe ve bil valideyni ıhsanev ve izl kurba vel yetam vel mesakıni ve kulu lin nasi husnev ve ekıymus salate ve atüz zekah sümme tevelleytüm ila kalılem minküm ve entüm mu’ridun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Bir zaman İsrailoğullarından, Allah’tan başkasına tapmamak, anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik etmek üzere kesin söz almıştık. İnsanlara güzellikle söz söyleyin, iyi şeyler buyurun, namaz kılın, zekât verin demiştik. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden dönmüştünüz, hâlâ da dönmedesiniz zâten.

Abdullah Parlıyan

Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız. Bütün insanlara güzel sözler söyleyecek, namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve insanlara karşılıksız yardım olan zekatı vereceksiniz. Ama az bir kısmınız dışında, bu sözünüzden döndünüz. Zaten siz dönek kimselersiniz.

Adem Uğur

Vaktiyle biz, İsrailoğullarından Yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

Ahmed Hulusi

Hani İsrailoğullarından söz almıştık; Allâh gayrını var kabul edip ona tapınmayın, ana-babanızın hakkını verin, yakınlarınıza, yetimlere, yoksullara ihsanda bulunun; insanlara güzel (Hakk’a erdirici) sözler söyleyin; namazı ikame edip zekâtı verin. (Onlardaki namaz ve zekât İslâm’dakinden farklıydı.) Ancak bundan sonra, birazınız hariç, yüz çevirdiniz ve hâlâ da çevirmekte devam ediyorsunuz.

Ahmet Varol

Hani, İsrailoğullarından; ’Allah’dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilikte bulunacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekatı vereceksiniz’ diye kesin söz almıştık. Sonra az bir kısmınız müstesna, bu sözden döndünüz. Siz zaten yüz çevirenlersiniz.

Ali Bulaç

Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

Ali Fikri Yavuz

Ve bir vakit, İsrail Oğullarının şöyle ahd ve misakını aldık "- Allah’dan başkasına tapınmayacaksınız, ana-babaya, akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik yapın, insanlara güzellikle söyleyin, namazı kılın, zekât verin." Sonra, pek azınız müstesna, verdiğiniz bu sağlam sözden yüzçevirdiniz ve hâlâ da sözünüzden dönmekte devamlısınız.

Bayraktar Bayraklı

Sadece Allah`a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara doğru olanı söyleyiniz, namazı kılınız, zekâtı veriniz. Sonunda azınız müstesnâ, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

Bekir Sadak

Israilogullarindan, «Allah’tan baskasina kulluk etmeyin, anne babaya, yakinlara, yetimlere, duskunlere iyilik edin, insanlarla guzel guzel konusun, namazi kilin, zekati verin» diye soz almistik. Sonra siz pek aziniz mustesna, dondunuz. Sizler zaten doneksiniz.

Celal Yıldırım

Hatırlayın ki, İsrail oğullarından, «Allah’tan başkasına tapmayın, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunun ; insanlara (hitap ederken, onlarla bir konu üzerinde fikir alışverişinde bulunurken) iyi söz söyleyin ; namazı vakitlerinde dosdoğru kılın, zekâtı verin» diye (bildirmiş ve bu hususta gereken) sözü almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna olmak üzere yüzçevirdiniz. Sizler zaten dönek kimselersiniz!

Cemal Külünkoğlu

Ve bir vakit İsrailoğullarından şöyle söz almıştık “Allah`tan başkasına tapmayacaksınız, anababaya, yakınlara, öksüzlere ve biçarelere de iyilik yapacaksınız. İnsanlarla güzellikle konuşacaksınız, namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve zekâtı vereceksiniz.” Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmeye devam ediyorsunuz.

Diyanet İşleri

Hani, biz İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

Diyanet Vakfı

Vaktiyle biz, İsrailoğullarından Yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve «İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin» diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

Edip Yüksel

İsrailoğullarından şöyle söz almıştık ALLAH’tan başkasına hizmet etmeyecek, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlarla dostça konuşacaksınız. Namazı gözetecek, zekatı vereceksiniz. Fakat bundan sonra pek azınız hariç geri döndünüz.

Elmalılı Hamdi Yazır

Hani bir vakitler İsrailoğulları’ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık Allah’dan başkasına tapmayacaksınız, ana- babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.

Fizil-al il Kuran

Hani biz İsrailoğullarından ’Allah’dan başka bir şeye tapmayınız, ana- babaya, akrabalara yetimlere ve yoksullara iyilik ediniz, namazı kılınız, zekâtı veriniz» diye söz almıştık. Fakat sonra küçük bir azınlık dışında bu sözünüzden döndünüz. Hâlâ da bu dönekliği sürdürüyorsunuz.

Gültekin Onan

Hani İsrailoğullarından "Tanrı’dan başkasına kulluk etmeyin, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın (ihsanen), insanlara güzel söz söyleyin, namazı gözetin ve zekatı verin" diye misak almıştık Sonra siz pek azınız dışında döndünüz / yüz çevirdiniz (tevelleytüm) ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

Harun Yıldırım

Hani İsrailoğullarından "Allah’tan başkasına ibâdet etmeyeceksiniz, anababaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapacaksınız, insanlara en güzel sözü söyleyeceksiniz, namazı dosdoğru kılıp zekatı vereceksiniz" diye kesin söz almıştık. Sonra sizden pek azınız hariç döndünüz ve siz hala yüz çeviricisiniz.

Hasan Basri Çantay

Hani İsrail oğullarından «Allahdan başkasına ibâdet etmeyin, anaya, babaya, hısımlara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın, insanlara güzellikle söyleyin, dosdoğru namaz kılın, zekât verin» diye (emretmiş), te’mînâtlı söz almışdık. Sonra (bu sağlam sözünüze karşı) içinizden birazınız hark olmak üzere arka döndünüz ve siz (de atalarınız gibi) haalâ yüz çevirmekde berdevamsınız.

Hayrat Neşriyat

Yine bir vakit İsrâiloğullarından `Allah`dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, akrabâya, yetimlere ve yoksullara iyilik (edeceksiniz), insanlara da güzellikle söyleyin, namazı hakkıyla edâ edin ve zekâtı verin!` diye sağlam söz almıştık. Sonra sizden pek azı müstesnâ, (hepiniz o sözünüzden) döndünüz, zâten siz yüz çevirici kimselersiniz.

İbn-i Kesir

Hani, İsrailoğullarından; Allah’tan başkasına ibadet etmeyin; anaya, babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzellikle söyleyin, namaz kılın zekat verin diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna yüz çevirdiniz. Ve siz hala yüz çevirenlerdensiniz.

İlyas Yorulmaz

Biz İsrail oğulların dan, yalnızca Allah’a ibadet edeceklerine, ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapacaklarına, insanlara güzel sözler söyleyeceklerine, namazı kılıp, zekâtı vereceklerine dair sağlam bir söz almıştık. Sonra "Ey İsrailoğulları pek azınız hariç verdiğiniz sözden döndünüz. Zaten siz hep antlaşmalara sırt dönersiniz" demiştik.

İskender Ali Mihr

Biz, İsrailoğulları’ndan "Allah’tan başkasına kul olmayın, ana-babaya, yakınlara, (akrabaya) yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun, insanlara güzel söz söyleyin, namazı (hakkıyla) kılın, zekâtı verin." diye misak almıştık. Sonra da sizden pek azınız hariç, yüz çevirdiniz. (Zaten) siz döneklersiniz.

Kadri Çelik

Ve hani İsrail oğullarından, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyin; anne babaya, yakınlara, yetimlere ve düşkünlere iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin" diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, (amelen ve kalben) yüz çevirenlersiniz.);

Muhammed Esed

Ve bir zaman, (ey) İsrailoğulları, (sizden) şu (konularda) kesin taahhüt almıştık "Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz; akraba ve ebeveyninize, yetimlere ve fakirlere iyilik yapacaksınız; bütün insanlarla güzellikle konuşacaksınız; namazlarınızda dikkatli ve devamlı olacaksınız ve karşılıksız yardımda bulunacaksınız." Ama, birkaçınız dışında bu sözünüzden döndünüz zaten siz, inatçı, isyankar bir topluluksunuz!

Mustafa İslamoğlu

Hani bir zaman İsrailoğullarından yalnızca Allah`a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakınlara, kimsesizlere, yoksullara iyilik yapacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı istikametle kılacaksınız, zekatı vereceksiniz diye söz almıştık. Sizden birkaç istisna dışında hepiniz sözünüzden dönmüştünüz; ve siz pek dönek bir toplumsunuz.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve Biz bir vakit İsrailoğullarının misakını almıştık ki, «Siz Allah’tan başkasına ibadet etmezsiniz, ananıza babanıza da (ihsanda bulunursunuz). Karabet sahibine, yetimlere, yoksullara da (ihsan edersiniz). Ve insanlara güzel söz söyleyin. Ve namazı doğruca kılın, zekâtı da verin.» Sonra siz, içinizden pek azınız müstesna olmak üzere yüz çevirdiniz ve siz hâlâ yüz çeviren kimselersiniz.

Ömer Öngüt

Bir zamanlar biz İsrailoğullarından şöyle söz almıştık "Yalnızca Allah’a kulluk edin, anababaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik yapın. İnsanlarla güzel konuşun. Namazı kılın, zekâtı verin!" Sonra pek az kısmınız hariç döndünüz, hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

Sadık Türkmen

Ve bir ZAMAN, İsrailoğulları’ndan "Allah’tan başkasına kul olmayacaksınız; anne ve babaya ve en yakınlara (akrabalara) ve yetimlere ve yoksullara iyi davranacak/iyilik edeceksiniz, insanlara güzel sözler söyleyeceksiniz ve namazı gereği gibi kılacaksınız ve zekatı (çalışıp üreterek) vereceksiniz" diye söz almıştık. Bundan sonra pek azı hariç, yüz çevirerek sözlerinden döndüler.

Seyyid Kutub

Hani biz İsrailoğullarından ’Allah’dan başka bir şeye tapmayınız, ana- babaya, akrabalara yetimlere ve yoksullara iyilik ediniz, namazı kılınız, zekâtı veriniz» diye söz almıştık. Fakat sonra küçük bir azınlık dışında bu sözünüzden döndünüz. Hâlâ da bu dönekliği sürdürüyorsunuz.

Suat Yıldırım

Bir vakit İsrailoğullarından söz alıp "Allah’tan başkasına ibadet etmeyin! Anneye babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara güzel muamele edin, İnsanlara tatlı söz söyleyin, namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin!" demiştik. Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmektesiniz.

Süleyman Ateş

Biz İsrâil oğullarından şöyle söz almıştık "Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

Şaban Piriş

İsrailoğullarından -Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anaya, babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edin, insanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin! diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız dışında sözünüzden döndünüz ve hala da dönmeye devam ediyorsunuz.

Tefhim-ul Kur'an

Hani İsrailoğullarından, «Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin» diye kesin söz almıştık. Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz.

Yaşar Nuri Öztürk

İsrailoğulları’ndan şöyle bir söz de almıştık Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik ve güzellikle davranın. İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Namazı kılın, zekâtı verin. Bütün bunlardan sonra siz, pek azınız müstesna, sırt çevirdiniz. Hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.

Yusuf Ali (İngilizce)

And remember We took a covenant from the Children of Israel (to this effect) Worship none but Allah; treat with kindness your parents and kindred, and orphans and those in need; speak fair to the people; be steadfast in prayer; and practise regular charity. Then did ye turn back, except a few among you, and ye backslide (even now).

KELİME KÖKLERİ
وَإِذْ
ve iƶ
ve hani
أَخَذْنَا
eḣaƶnā
biz almıştık ا خ ذ
مِيثَاقَ
mīṧāḳa
bir söz و ث ق
بَنِي
benī
oğullarından ب ن ي
إِسْرَائِيلَ
isrāīle
İsrail
لَا
تَعْبُدُونَ
teǎ’budūne
kulluk etmeyeceksiniz ع ب د
إِلَّا
illā
başkasına
اللَّهَ
llahe
Allah’tan
وَبِالْوَالِدَيْنِ
ve bil-vālideyni
ve anaya-babaya و ل د
إِحْسَانًا
iHsānen
iyilik edeceksiniz ح س ن
وَذِي
ve ƶī
ve
الْقُرْبَىٰ
l-ḳurbā
yakınlara ق ر ب
وَالْيَتَامَىٰ
velyetāmā
ve yetimlere ي ت م
وَالْمَسَاكِينِ
velmesākīni
ve yoksullara س ك ن
وَقُولُوا
ve ḳūlū
ve söyleyin ق و ل
لِلنَّاسِ
linnāsi
insanlara ن و س
حُسْنًا
Husnen
güzel söz ح س ن
وَأَقِيمُوا
ve eḳīmū
ve kılın ق و م
الصَّلَاةَ
S-Salāte
namazı ص ل و
وَاتُوا
ve ātū
ve verin ا ت ي
الزَّكَاةَ
z-zekāte
zekatı ز ك و
ثُمَّ
ṧumme
sonra
تَوَلَّيْتُمْ
tevelleytum
döndünüz و ل ي
إِلَّا
illā
hariç
قَلِيلًا
ḳalīlen
pek azınız ق ل ل
مِنْكُمْ
minkum
sizden olan
وَأَنْتُمْ
ve entum
ve siz
مُعْرِضُونَ
muǎ’riDūne
yüz çeviriyorsunuz ع ر ض