وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ الطُّورَ خُذُوا مَا آتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاسْمَعُوا ۖ قَالُوا سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا فِي قُلُوبِهِمُ الْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ ۚ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُمْ بِهِ إِيمَانُكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ

Ve iz ehazna mısakaküm ve rafa’na fevkakümüt tur huzu ma ateynaküm bi kuvvetiv vesmeu kalu semı’na ve asayna ve üşribu fı kulubihimül ıcle bi küfrihımv kul bi’sema ye’müruküm bihı ımanüküm in küntüm mü’minın

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

De ki O vakit sizden kesin söz almıştık, Tur dağını üstünüze yüceltmiştik. Size verdiğimizi azimle tutun, dinleyin demiştik. Onlar da duyduk demişlerdi ve âsi olduk. Buzağı sevgisi, küfürleri yüzünden tâ iliklerine işlemişti. İnanmışsanız inancınız, ne de kötü ve pis şey emrediyor size.

Abdullah Parlıyan

"Eğer iman etmiş kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şeyleri emrediyor."

Adem Uğur

Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!

Ahmed Hulusi

Biz sizden söz almıştık, Tur’u (benlik dağı) üzerinizde kaldırmıştık... "Verdiğimizi özünüzdeki kuvve ile yaşayın, algılayın ve gereğine uyun" (demiştik). Onlar ise "Algıladık ama kabul etmedik" dediler. Bu inkârları yüzünden kalpleri buzağı sevgisiyle (dışsallıkla) doldu! De ki "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın getirisi de buysa, ne kötü bir şey bu!"

Ahmet Varol

’Eğer iman sahibi iseniz, sizin imanınız size ne kadar fena şeyler emrediyor!’

Ali Bulaç

Hani sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve) "Size verdiğimize (kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki "Dinledik ve baş kaldırdık." İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?"

Ali Fikri Yavuz

Bir vakıt "- Size verdiğimiz Tevrat’ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin." diye Tur’u üzerinize kaldırıp sizden sağlam ahd almıştık. Onlar "-Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik." demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalblerine buzağı sevgisi sinmişti. Habibim, onlara şöyle de "Eğer siz mümin olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur’an’ı inkâr edin diye" çirkin şeyleri emretmezdi.

Bayraktar Bayraklı

“Eğer inanıyorsanız, inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!”

Bekir Sadak

Sizden kesin soz almis ve Tur’u tepenize dikmistik,"Size verdigimize kuvvetle sarilin ve dinleyin» demistik «Isittik ve karsi geldik» dediler de inkarlari yuzunden buzagi sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, «Eger inanmissaniz, imaniniz size ne kotu sey emrediyor?»

Celal Yıldırım

(Ve nerede sözünüzün doğruluğu ki) bir vakit sizden söz almıştık Tûr’u üzerinde yükseltip size verdiğimiz (Tevrat)ı sıkı tutun, (buyruklarımızı iyice) dinleyin, demiştik. (Ama) onlar (yani atalarınız), «Dinledik ve karşı geldik» demişlerdi. Küfürleri sebebiyle buzağıya (tapma) sevgisi (içlerine) sindirilmişti. De ki Eğer mü’minler (olduğunuzu İddia ediyor) iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!

Cemal Külünkoğlu

Hani “Size verdiğimiz Tevrat`ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin.” diye Tur`u üzerinize kaldırıp sizden sağlam söz almıştık. (Onlar da) “Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik.” demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi sinmişti. Habibim, onlara şöyle de “Eğer siz mü`min olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur`an`ı inkâr edin diye” çirkin şeyleri emretmezdi.

Diyanet İşleri

Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, "Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin" demiştik. Onlar, "Dinledik, karşı geldik" demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki (Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!

Diyanet Vakfı

Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!

Edip Yüksel

Hani üzerinize Tur dağını kaldırıp sizden söz almıştık "Size verdiğim emirlere sıkıca sarılın ve dinleyin." Fakat "Dinledik ve karşı geldik" dediler. İnkarlarından dolayı kalpleri buzağı ile kandı. De ki "Onaylamışsanız, onayınız size ne de kötü yön veriyor!"

Elmalılı Hamdi Yazır

Bir zamanlar size, «verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin.» diye Tûr’u tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık. (O yahudiler) «Duyduk, dinledik, isyan ettik.» dediler, kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler. De ki, «Eğer siz mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor!

Fizil-al il Kuran

Hani sizden kesin söz almıştık; Tur’u üzerinize kaldırarak «Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise «Dinledik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine iyice işledi. De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!

Gültekin Onan

Hani sizden misak almış ve üzerinize Tur (dağını) kaldırmıştık / yükseltmiştik "Size verdiğime sıkıca sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki "Dinledik ve karşı geldik / baş kaldırdık" (asayna). Küfürlerinden dolayı buzağı (tutkusu) kalplerine sinmişti / içirilmişti (üşribu). De ki "Eğer inançlılar iseniz inancınız size ne kötü / çirkin (şeyler) buyuruyor VEYA inançlılar olsaydınız inancınız size kötü / böyle çirkin şeyler buyurmazdı".

Harun Yıldırım

Hani sizin kesin sözünüzü almış, Tûr’u da üzerinize kaldırmıştık "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin!" "İşittik ve isyan ettik!?" dediler de küfürleri sebebiyle buzağı (sevgisi) kalplerine içirildi. De ki "Siz gerçekten mü’minler iseniz îmânınızın size emretttiği şey ne kötüdür?!"

Hasan Basri Çantay

Bir vakit «Size verdiğimiz (Tevrat) ı kuvvetle tutun (ona sımsıkı yapışın, söz) dinleyin» (diye) «Tur» u tepenizin üstüne kaldırıb sizden te’mînatlı va’d almışdık. «(Kulağımızla) dinledik, (kalbimizle) isyan etdik» demişlerdi. (Çünkü) küfürleri yüzünden özlerine buzağı (bir su gibi) içirilmiş (iyice işlemiş) di. De ki «Eğer mü’min (kimse) ler iseniz inancınız size ne kötü şey emrediyor.»

Hayrat Neşriyat

Hani sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr`u da üzerinize kaldırmıştık. (Şöyle demiştik)`Size verdiğimizi (Tevrât`ı) kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!` (Onlar ise)`İşittik ve isyân ettik!` dediler de inkârları sebebiyle kalblerine buzağı (sevgisi) içirildi, (o muhabbet, âdetâ iliklerine işledi). (Ey Resûlüm! Onlara) de ki `Eğer mü`min kimseler iseniz, inancınızın size kendisiyle emretmekte olduğu şey ne kötüdür!`

İbn-i Kesir

Hani; size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun ve dinleyin, diye Tur’u tepenize dikmiş ve sizden misak almıştık. İşittik ve karşı geldik dediler ve küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. Eğer inananlardansanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor? de.

İlyas Yorulmaz

Sizden sağlam bir söz almıştık ve bunun karşılığında da, sizin şanınızı yüceltmiştik. Sonra "Allah’ın verdiklerine sımsıkı sarılın ve mesajlara kulak verin" demiştik. Onlarda "İşittik ama kabul etmiyoruz" demişlerdi. Daha önceki inkâr ettiklerinden dolayı, buzağı sevgisi onların kalplerine yerleştirilmişti. Deki "Eğer inanıyorsanız, şu anda imanınızın emrettiği inkârınız, ne kadar kötü şeydir. "

İskender Ali Mihr

Sizden, misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik. Size verdiğimiz (Tevrat’ı) şeyi, kuvvetle alın ve (emirlerimizi) işitin (demiştik). "İşittik ve isyan ettik." dediler. Küfürleri sebebiyle onların kalpleri içine buzağı(ya tapmanın) küfrü içirildi (yerleştirildi). De ki "Eğer siz mü’min (kimse)ler iseniz îmânınız size onunla ne kötü şeyler emrediyor."

Kadri Çelik

Hani sizden kesin bir söz almış ve Tur’u (tehdit olarak) tepenize dikmiştik de, "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin" demiştik. (Ama onlar,) "Dinledik ve karşı geldik" demişlerdi. Küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine içirilip sindirilmişti. De ki "Eğer iman etmiş kimseler iseniz, (bu durumda) imanınız size pek de kötü bir şeyi emretmektedir.");

Muhammed Esed

Biz o zaman, Sina Dağı’nı üzerinize şahit tutarak, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir taahhüt almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Dinledik, ama itaat etmiyoruz!" derler. Zira, hakikati reddetmeleri yüzünden bunların kalplerini (altın) buzağı sevgisi kaplamıştır. De ki "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."

Mustafa İslamoğlu

Hani, bir zaman (Sina) Dağı`nı üzerinize yükselterek sizden kesin söz almıştık "Size gönderdiğimiz mesajı hayata uygulayın ve artık hakikatı duyun!" Buna karşın "İşittik ve itaat ettikisyan ettik" dediler. Küfürleri sebebiyle buzağı (heykeli) gönüllerinde taht kurdu. De ki onlara Bozuk inancınız size ne fena şeyler yaptırıyor? Eğer gerçekten inandıysanız (böyle yapmazdınız).

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve o zamanı hatırlayınız ki, sizin misakınızı almıştık. «Size verdiğimiz şeyi kuvvetle alınız ve dinleyiniz,» Diye üzerinize Tûr dağını kaldırmıştık. Demiştiler ki «İşittik ve isyan ettik.» Ve onların küfürleri sebebiyle kalblerinde buzağı (muhabbeti) yerleştirilmişti. De ki «Size imânınız ne kötü şey emrediyor, eğer mü’minlerseniz.»

Ömer Öngüt

Hatırlayın o zamanı ki, sizden sağlam söz almış, Tur dağını üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi sıkıca tutun ve dinleyin. " demiştik. Onlar da "İşittik ve isyan ettik. " dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı (sevgisi) içirildi. De ki "Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor?"

Sadık Türkmen

Biz o zaman, Tur Dağı’nı tepelerine dikerek onlardan kesin söz almıştık; "Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve ona kulak verin" demiştik. Onlar; "Dinledik ve karşı geliyoruz" demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine işlemişti. Onlara de ki "İmanınızın; size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!"

Seyyid Kutub

Hani sizden kesin söz almıştık; Tur’u üzerinize kaldırarak «Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise «Dinledik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine iyice işledi. De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!

Suat Yıldırım

"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tur’u (Dağı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar "Dinledik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kâfirlikleri sebebiyle buzağıya tapma sevgisi iliklerine işlemişti. De ki "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"

Süleyman Ateş

Bir zaman üzerinize Tur(dağın)ı kaldırıp sizden kesin söz almıştık "Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, dinleyin!" (demiştik). "Dinledik ve isyân ettik." dediler. İnkârlarıyla kalblerine buzağı sevgisi içirildi. De ki "Eğer inanan kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor."

Şaban Piriş

Bir vakit de sizden üzerinize dağı kaldırarak kesin söz almıştık -Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin, demiştik. -İşittik ve karşı geldik, dediler de küfürleri yüzünden gönüllerine buzağı sevgisi sindirildi. De ki -Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!

Tefhim-ul Kur'an

Hani sizden kesin söz almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve) «Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı yapışın ve dinleyin» (demiştik) . Demişlerdi ki «Dinledik ve başkaldırdık.» Küfürleri yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki «İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emredip önermektedir?»

Yaşar Nuri Öztürk

Hani kesin söz almıştık sizden de Tûr’u üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle demişlerdi "Dinledik ve isyan ettik." İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu..."

Yusuf Ali (İngilizce)

And remember We took your covenant and We raised above you (the towering height) of Mount (Sinai) (Saying) "Hold firmly to what We have given you, and hearken (to the Law)" They said" We hear, and we disobey" And they had to drink into their hearts (of the taint) of the calf because of their Faithlessness. Say "Vile indeed are the behests of your Faith if ye have any faith!"

KELİME KÖKLERİ
وَإِذْ
ve iƶ
hani bir zaman
أَخَذْنَا
eḣaƶnā
almıştık ا خ ذ
مِيثَاقَكُمْ
mīṧāḳakum
kesin sözünüzü و ث ق
وَرَفَعْنَا
ve rafeǎ’nā
ve kaldırmıştık ر ف ع
فَوْقَكُمُ
fevḳakumu
üzerinize ف و ق
الطُّورَ
T-Tūra
Tur(dağın)ı ط و ر
خُذُوا
ḣuƶū
tutun ا خ ذ
مَا
şeyi
اتَيْنَاكُمْ
āteynākum
size verdiğimiz ا ت ي
بِقُوَّةٍ
biḳuvvetin
kuvvetle ق و ي
وَاسْمَعُوا
vesmeǔ
dinleyin (demiştik) س م ع
قَالُوا
ḳālū
dediler ق و ل
سَمِعْنَا
semiǎ’nā
dinledik س م ع
وَعَصَيْنَا
ve ǎSaynā
ve isyan ettik ع ص ي
وَأُشْرِبُوا
ve uşribū
ve içirildi ش ر ب
فِي
قُلُوبِهِمُ
ḳulūbihimu
kalblerine ق ل ب
الْعِجْلَ
l-ǐcle
buzağı (sevgisi) ع ج ل
بِكُفْرِهِمْ
bikufrihim
inkarlarıyla ك ف ر
قُلْ
ḳul
de ki ق و ل
بِئْسَمَا
bi’semā
ne kötü şey ب ا س
يَأْمُرُكُمْ
ye’murukum
size emrediyor ا م ر
بِهِ
bihi
onunla
إِيمَانُكُمْ
īmānukum
imanınız ا م ن
إِنْ
in
eğer
كُنْتُمْ
kuntum
iseniz ك و ن
مُؤْمِنِينَ
mu'minīne
inanan kimseler ا م ن