قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا ۖ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَىٰ

Kelehbita minha cemıam ba’duküm li ba’dın adüvv fe imma ye’tiyenneküm minnı hüden fe menittebea hüdaye fe la yedıllü ve la yeşka

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Hepiniz dedi, inin oradan; bir kısmınız, bir kısmınıza düşman olsun. Fakat benden, size bir yol gösteren geldi mi onu kabûl edip doğru yoluma uyan, ne dünyâda yoldan çıkar, ne âhirette kutsuzluğa düşer.

Abdullah Parlıyan

"Birbirinize düşman olarak, hepiniz topluca inin bu cennetten." Bununla birlikte muhakkak ki, size benden doğru yol bilgisi gelecektir. Kim ki, benim doğru yoluma uyarsa, artık ne sapıtır, ne de sıkıntıya düşer.

Adem Uğur

Dedi ki Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.

Ahmed Hulusi

(Rabbi) dedi ki "Birlikte (şuur ve daha sonra terk edilecek beden eşi) inin aşağı ondan! Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak! Benden size bir Hüda (hakikatinizi hatırlatıcı) geldiğinde, kim benim Hüdama (hatırlattığım hakikatine) tâbi olur ise, işte o sapmaz ve şakî olmaz!"

Ahmet Varol

’Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Artık size benden hidayet geldiğinde kim hidayetime uyarsa o ne sapar ne de bedbaht olur.

Ali Bulaç

Dedi ki "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size Benden bir yol gösterici gelecektir; kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz."

Ali Fikri Yavuz

Allah şöyle buyurdu "- Birbirinize (dünyada nesliniz) düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennet’den) ininiz. Artık benden size bir hidayet (kitab) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve ahirette zahmet çekmez.

Bayraktar Bayraklı

Allah onlara şöyle dedi, “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan ininiz. Elbet size benden bir yol gösteren gelir. Benim yoluma uyan ne sapar ne de mutsuz olur.”

Bekir Sadak

Onlara soyle dedi «Birbirinize dusman olarak hepiniz oradan inin. Elbet size Benden bir yol gosteren gelir; Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur.»

Celal Yıldırım

Onlara, haydi ikiniz de birbirinize düşman olarak hep birlikte inin buradan; ne zaman benden size doğru yol gösteren biri gelir de kim benim gösterdiğim doğru yola uyarsa, artık ne sapıtır, ne de bedbaht olup şaşırır.

Cemal Külünkoğlu

(Bu arada Allah) şöyle buyurdu “(Şeytan ve siz) birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber/kitap) geldiğinde kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker.”

Diyanet İşleri

Allah, şöyle dedi "Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker."

Diyanet Vakfı

Dedi ki Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.

Edip Yüksel

Dedi ki, "Birbirinize düşmanlar olarak ordan aşağı inin. Size benden bir yol gösterici geldiğinde, kim benim yoluma uyarsa o sapmaz ve perişan olmaz."

Elmalılı Hamdi Yazır

Allah (onlara) şöyle dedi «Birbirinize düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artık benden size bir hidayet (kitab) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve (ahirette) zahmet çekmez.

Fizil-al il Kuran

Allah dedi ki; Her ikiniz de cennetten yere ininiz. Sizler birbirinizin düşmanısınız. Benden size bir hidayet geldiğinde kim benim doğru yola çağıran mesajıma uyarsa o, ne sapıtır ve ne de sıkıntıya düşer.

Gültekin Onan

Dedi ki "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz."

Harun Yıldırım

Dedi ki Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.

Hasan Basri Çantay

(Şöyle) buyurdu «Kiminiz kiminize düşman olarak hepiniz oradan inin. Artık ne zaman benden size hidâyet gelir de kim benim hidâyetime uyarsa o (dünyâda) sapmaz, (âhiretde de) bedbaht olmaz».

Hayrat Neşriyat

(Onlara) şöyle buyurmuştu `Birbirinize düşman olarak hep birlikte oradan inin! Artık benden size bir hidâyet geldiğinde, kim benim hidâyetime tâbi` olursa, (o) ne dalâlete düşer, ne de bedbaht olur!`

İbn-i Kesir

Buyurdu ki Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Benden size bir yol gösteren gelir de kim, benim yoluma uyarsa; ne sapar, ne de bedbaht olur.

İlyas Yorulmaz

İkinizde o cennetten, bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, topluca çıkın. Eğer benim tarafımdan size doğru yolu gösteren belgeler geldiğinde, benim gösterdiğim doğrulara kim uyarsa, asla doğru yoldan sapmaz ve baş kaldıranlardan da olamaz.

İskender Ali Mihr

(Allahû Tealâ şöyle) dedi "İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz."

Kadri Çelik

Dedi ki "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, hepiniz oradan inin. Artık size benden bir hidayet gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve azgın da olmaz."

Muhammed Esed

(yani onlara şöyle) dedi "Birbirinize düşman olarak hepiniz topluca inin bu (safiyet/arınmışlık) makamından! Bununla birlikte, muhakkak ki, size Benden doğru yol bilgisi gelecektir kim ki Benim doğru yol öğretimi izlerse yoldan sapmayacak ve bedbaht olmayacaktır.

Mustafa İslamoğlu

dedi ki "O makamdan hep birlikte birbirinize düşman olarak inin! Bundan böyle de, Benim katımdan size doğru yol bilgisi gelecektir artık kim benim gösterdiğim yolu izlerse, işte o ne sapacak ne de kendini yitirecektir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Buyurdu ki «Bazınız bazınıza düşman olarak hepiniz oradan ininiz, ne vakit size benden bir hidâyet gelir de kim hidâyete tâbi olursa artık dalâlete düşmez ve şekavete uğramaz.»

Ömer Öngüt

Buyurdu ki "Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa o (dünyada) sapmaz, (ahirette de) bedbaht olmaz.

Sadık Türkmen

(Allah) buyurdu ki "İkiniz de oradan aşağı inin. Birinizin diğerinize yapabileceği düşmanlığa dikkat ederek!.. Benden size bir kılavuz geldiğinde, kim kılavuzuma tâbi olursa sapmaz ve sıkıntıya düşmez.

Seyyid Kutub

Allah dedi ki; Her ikiniz de cennetten yere ininiz. Sizler birbirinizin düşmanısınız. Benden size bir hidayet geldiğinde kim benim doğru yola çağıran mesajıma uyarsa o, ne sapıtır ve ne de sıkıntıya düşer.

Suat Yıldırım

Onlara hitaben buyurdu ki Kiminiz kiminize düşman olarak cennetten yere ininiz. Sonra ne zaman Benden bir rehber gelir de, kim ona tâbi olursa, artık o ne yolu şaşırır, ne de bedbaht olur.

Süleyman Ateş

Dedi ki "Hepiniz oradan inin, birbirinize düşmansınız. İmdi benden size bir hidâyet geldiği zaman kim benim hidâyetime uyarsa o, sapmaz ve sıkıntıya düşmez."

Şaban Piriş

-Hepiniz, oradan inin, birbirinize düşman olarak. Benden size bir yol gösterici gelir de kim benim rehberime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.

Tefhim-ul Kur'an

Dedi ki «Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz da olmaz.»

Yaşar Nuri Öztürk

Allah dedi "İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur."

Yusuf Ali (İngilizce)

He said "Get ye down, both of you,- all together, from the Garden, with enmity one to another but if, as is sure, there comes to you Guidance from Me, whosoever follows My Guidance, will not lose his way, nor fall into misery.

KELİME KÖKLERİ
قَالَ
ḳāle
dedi ki ق و ل
اهْبِطَا
hbiTā
inin ه ب ط
مِنْهَا
minhā
oradan
جَمِيعًا
cemīǎn
hepiniz ج م ع
بَعْضُكُمْ
beǎ’Dukum
bir kısmınız ب ع ض
لِبَعْضٍ
libeǎ’Din
diğerinize ب ع ض
عَدُوٌّ
ǎduvvun
düşmansınız ع د و
فَإِمَّا
feimmā
artık
يَأْتِيَنَّكُمْ
ye’tiyennekum
size geldiği zaman ا ت ي
مِنِّي
minnī
benden
هُدًى
huden
bir hidayet ه د ي
فَمَنِ
femeni
sonra kim
اتَّبَعَ
ttebeǎ
uyarsa ت ب ع
هُدَايَ
hudāye
benim hidayetime ه د ي
فَلَا
felā
yoktur (ona)
يَضِلُّ
yeDillu
sapkınlık ض ل ل
وَلَا
ve lā
ve yoktur
يَشْقَىٰ
yeşḳā
bir sıkıntı ش ق و