لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى
Li nüriyeke min ayatinel kübra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim sana. |
Abdullah Parlıyan |
Böylece sana, en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim. |
Adem Uğur |
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim. |
Ahmed Hulusi |
"Sana en büyük mucizelerimizden gösterelim böylece!" |
Ahmet Varol |
Böylece sana, büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım. |
Ali Bulaç |
"Öyle ki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım." |
Ali Fikri Yavuz |
Bunları, sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık. |
Bayraktar Bayraklı |
“Ta ki, sana en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim.” |
Bekir Sadak |
(21-23) Allah «Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna cevirecegiz. Daha buyuk mucizelerimizi sana gostermemiz icin elini koltugunun altina koy da, diger bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz ciksin» dedi. |
Celal Yıldırım |
Tâ ki, bununla sana en büyük mu’cizelerimizi gösterelim. |
Cemal Külünkoğlu |
“Böylece sana en büyük mucizelerimizden birini göstermek istiyoruz.” |
Diyanet İşleri |
(22-23) "Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın." |
Diyanet Vakfı |
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim. |
Edip Yüksel |
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını gösterelim." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
«Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık.» |
Fizil-al il Kuran |
Böylece sana birkaç büyük mucizemizi göstermek istedik. |
Gültekin Onan |
"Öyle ki, sana büyük ayetlerimizden (birini) göstermiş olalım." |
Harun Yıldırım |
Ta ki, sana, (böylece) en büyük âyetlerimizden bazılarını gösterelim. |
Hasan Basri Çantay |
«Tâki sana en büyük âyetlerimizden (birini daha) gösterelim». |
Hayrat Neşriyat |
`Tâ ki sana en büyük mu’cizelerimizden bazılarını gösterelim!` |
İbn-i Kesir |
Bununla sana daha büyük mucizelerimizi gösterelim. |
İlyas Yorulmaz |
"Sana ayetlerimizden en büyüğünü göstereceğiz. " |
İskender Ali Mihr |
Büyük âyetlerimizden (mucizelerimizden) birini, sana göstermemiz içindir. |
Kadri Çelik |
"Öyle ki sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım." |
Muhammed Esed |
ki böylece sana büyük mucizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım. |
Mustafa İslamoğlu |
ki bu sayede, sana en büyük mucizelerimizden birini gösterebilelim..." |
Ömer Nasuhi Bilmen |
«Tâ ki, sana en büyük âyetlerimizden gösterelim.» |
Ömer Öngüt |
"Bununla sana en büyük âyetlerimizden (mucizelerimizden) bazılarını göstermiş olalım. " |
Sadık Türkmen |
Öyle ki, büyük ayetlerimizden birini sana gösterelim. |
Seyyid Kutub |
Böylece sana birkaç büyük mucizemizi göstermek istedik. |
Suat Yıldırım |
Böylece sana en büyük mûcizelerimizden birini göstermek istiyoruz. |
Süleyman Ateş |
"Ki sana en büyük mu’cizelerimizden bazılarını göstermiş olalım" |
Şaban Piriş |
Sana büyük mucizelerimizden gösterelim. |
Tefhim-ul Kur'an |
«Öyleki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
"In order that We may show thee (two) of our Greater Signs. |