وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَىٰ
Ve lekad eraynahü ayatina külleha fe kezzebe ve eba
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi. |
Abdullah Parlıyan |
Gerçek şu ki, biz Firavun’a bütün ayetlerimizi gösterdik. Onları yalan saydı ve kabule yanaşmadı. |
Adem Uğur |
Andolsun biz ona (Firavun’a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti. |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki biz ona (Firavun’a) işaretlerimizin hepsini gösterdik... (Fakat o) yalanladı ve kabulden kaçındı. |
Ahmet Varol |
Andolsun ki ona (Firavun’a) ayetlerimizin tümünü gösterdik de o yalanladı ve ayak diretti. |
Ali Bulaç |
Andolsun, Biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti. |
Ali Fikri Yavuz |
Yemin olsun ki, biz, Firavun’a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o, yine mucizelerimizi yalanladı ve hakkı kabulden çekindi. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun biz, Firavun`a bütün delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı, kabul etmemekte diretti. |
Bekir Sadak |
(56-58) And olsun ki Firavun’a butun delillerimizi gosterdik de yalan sayip kabulden cekindi ve «Ey Musa! Sihirbazliginla bizi yurdumuzdan cikarmaya mi geldin? simdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana gosterecegiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki sen de biz de duz bir yerde bulunalim da caymayalim» dedi. |
Celal Yıldırım |
And olsun ki Fir’avn’a (gereken) bütün belgelerimizi gösterdik, bununla beraber o yalanlayıp kabul etmekten kaçındı. |
Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki, biz ona (Firavun`a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti. |
Diyanet İşleri |
Andolsun, biz ona (Firavun’a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun biz ona (Firavun’a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti. |
Edip Yüksel |
Ona tüm işaret ve delillerimizi göstermemize rağmen yalanlayıp reddetti. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
And olsun ki, biz, Firavun’a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi. |
Fizil-al il Kuran |
Biz Firavun’a tüm ayetlerimizi gösterdik, fakat o bunları yalanladı, kabul etmeye yanaşmadı. |
Gültekin Onan |
Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti. |
Harun Yıldırım |
Andolsun biz ona (Firavun’a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti. |
Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki biz ona âyetlerimizin hepsini gösterdik de, (Buna rağmen) o, yine tekzîb etdi, dayatdı. |
Hayrat Neşriyat |
Celâlim hakkı için, (biz) ona (Fir`avun`a, gösterilecek) mu`cizelerimizin hepsini gösterdik; fakat (o) yalanladı ve (hakkı kabûl etmemekte) diretti. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki ona bütün ayetlerimizi gösterdik ama yalanlayıp kaçtı. |
İlyas Yorulmaz |
Biz firavun’a ayetlerimizin hepsini gösterdik. Firavun yalanladı ve (inanmamakta) diretti. |
İskender Ali Mihr |
Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna rağmen yalanladı ve (yalanında) direndi. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o yalanladı ve ayak diretti. |
Muhammed Esed |
Gerçek şu ki, Biz Firavun’u mesajlarımızın hepsinden haberdar kıldık; ama o bunları yalan saydı ve kabule yanaşmadı. |
Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu Biz (Firavun`a) mucizevi belgelerimizin her türünü gösterdik; fakat o yalanladı ve küstahça yüz çevirdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Kasem olsun ki, Biz âyetlerimizin hepsini ona gösterdik. Böyle iken o tekzîp etti ve kaçındı. |
Ömer Öngüt |
Andolsun ki, biz ona (Firavun’a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti. |
Sadık Türkmen |
Gerçek şu Kİ; ayetlerimizin tümünü ona (Firavuna) gösterdik, yine de yalanladı ve (şeytanlaşarak yalanında) diretti. |
Seyyid Kutub |
Biz Firavun’a tüm ayetlerimizi gösterdik, fakat o bunları yalanladı, kabul etmeye yanaşmadı. |
Suat Yıldırım |
Biz Firavun’a bütün âyetlerimizi, delillerimizi gösterdik, fakat o bunları yalan saydı ve gerçeği kabul etmemekte direndi. |
Süleyman Ateş |
Andolsun biz o(Fir’av)n’a âyetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı. |
Şaban Piriş |
Ona ayetlerimizin hepsini göstermiştik. Fakat o yalanladı ve kabul etmedi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, o Firavun’a ayetlerimizin tamamını gösterdik ama yalanlayıp inadını sürdürdü. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And We showed Pharaoh all Our Signs, but he did reject and refuse. |