وَلَقَدْ آتَيْنَا إِبْرَاهِيمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِهِ عَالِمِينَ
Ve lekad ateyna ibrahıme ruşdehu min kablü ve künna bihı alimın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Andolsun ki daha önce İbrâhim’e onu doğru yola sevkedecek delilleri vermiştik ve onun, buna ehil olduğunu da biliyorduk. |
Abdullah Parlıyan |
Andolsun biz, Musa’dan çok önce İbrahim’e de, O’nu doğru yola sevkedecek, dürüstlük ve bilgi gücü vermiştik. Biz O’nun halini ve buna ehil olduğunu pek iyi biliyorduk. |
Adem Uğur |
Andolsun biz İbrahim’e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki biz İbrahim’e daha önceden rüşdünü (olgunluk düşüncesi - hanîflik) verdik... Biz Onu bilirdik. |
Ahmet Varol |
Andolsun biz daha önce İbrahim’e doğru yolu bulma kabiliyeti vermiştik ve biz onu biliyorduk. |
Ali Bulaç |
Andolsun, bundan önce İbrahim’e rüşdünü vermiştik ve Biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Ali Fikri Yavuz |
Azametim hakkı için, biz Mûsa’dan evvel de İbrahîm’e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun ki, daha önce İbrâhim`e de doğru düşünme yeteneği vermiştik. Biz onu biliyorduk. |
Bekir Sadak |
And olsun ki, daha once Ibrahim’e de akla uygun olani gostermistik. Biz onu biliyorduk. |
Celal Yıldırım |
And olsun ki, bundan önce de İbrahim’e rüşdünü (uygun olanı, doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik.. |
Cemal Külünkoğlu |
Andolsun ki, biz daha önce İbrahim`e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n peygamberliğe ehil olduğunu) biliyorduk. |
Diyanet İşleri |
Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun biz İbrahim’e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. |
Edip Yüksel |
Biz daha önce de İbrahim’e anlama ve kavrama yeteneğini bağışlamıştık. Biz onu çok iyi biliyorduk. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
And olsun ki biz daha önce İbrahim’e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk. |
Fizil-al il Kuran |
Andolsun ki, daha önce de İbrahim’e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk. |
Gültekin Onan |
Andolsun, bundan önce İbrahim’e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Harun Yıldırım |
Andolsun ki İbrahim’e daha önceden, doğru yolu bulma imkanı vermiştik ve biz onu bilenlerdik. |
Hasan Basri Çantay |
Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik. |
Hayrat Neşriyat |
Ve and olsun ki, daha önce İbrâhîm`e de rüşdünü (doğruyu bulma kabiliyetini)vermiştik ve onu(n buna ehil olduğunu) bilenler idik. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim’e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik. |
İlyas Yorulmaz |
Biz İbrahim’i çok iyi bilen olduğumuz için, (ona elçiliğimizi vermeden) daha önce olgunluk (doğru düşünme yeteneğini) vermiştik. |
İskender Ali Mihr |
Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)’a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik. |
Kadri Çelik |
Şüphesiz bundan (erginlik çağına ermeden) önce İbrahim’e rüştünü (peygamberliği) vermiştik ve biz onu (buna liyakatli) bilenlerdik. |
Muhammed Esed |
Ve gerçek şu ki, Biz (Musa’dan) çok önce İbrahim’e (de) sağduyu vermiştik; ve o’na (yön veren saiki) biliyorduk, |
Mustafa İslamoğlu |
Doğrusu Biz, (Musa`dan) çok daha önce İbrahim`e de doğru işleyen bir muhakeme vermiştik; (İbrahim`in) bununla (doğru yolu bulacağını) daha baştan biliyorduk. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve andolsun ki, İbrahim’e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O’na âlimler idik. |
Ömer Öngüt |
Andolsun ki biz daha önce İbrahim’e de rüşd (doğru yolu bulma kabiliyeti) vermiştik. Zaten biz onu biliyorduk. |
Sadık Türkmen |
Ve gerçek ŞU Kİ, Biz (Musa’dan) çok daha önce İbrahim’e de, doğru yolu bulma yetisi vermiştik. Biz onu çok iyi biliyoruz. |
Seyyid Kutub |
Andolsun ki, daha önce de İbrahim’e doğru ile eğriyi ayırdetme yeteneği vermiştik. Onun peygamberliğe elverişli olduğunu biliyorduk. |
Suat Yıldırım |
Biz Mûsâ’dan önce de İbrâhim’e hidâyet ve akl-ı selim verdik. Biz onun halini pek iyi biliyorduk. |
Süleyman Ateş |
Andolsun biz, daha önceden İbrâhim’e de doğru yolu bulma yeteneğini vermiştik. Zaten biz onu(n olgun insan olduğunu) biliyorduk. |
Şaban Piriş |
Daha önce de İbrahim’e doğru yolu göstermiştik. Biz onu biliyorduk. |
Tefhim-ul Kur'an |
Andolsun, bundan önce de İbrahim’e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, İbrahim’e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
We bestowed aforetime on Abraham his rectitude of conduct, and well were We acquainted with him. |