قَالَ لَقَدْ كُنْتُمْ أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمْ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Kale le kad küntüm entüm ve abaüküm fı dalalim mübın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
O da andolsun ki demişti, siz de apaçık bir sapıklık içindesiniz, atalarınız da. |
Abdullah Parlıyan |
"Doğrusu siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindeymişsiniz" dedi. |
Adem Uğur |
Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi. |
Ahmed Hulusi |
(İbrahim) dedi ki "Yemin ederim ki, sizin de atalarınızın da sapık bir düşüncede olduğu apaçık ortada!" |
Ahmet Varol |
’Andolsun siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz.’ |
Ali Bulaç |
Dedi ki "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Ali Fikri Yavuz |
(Hz. İbrâhîm, onlara) dedi ki "- Yemin olsun, siz ve atalarınız açık bir sapıklık içindesiniz." |
Bayraktar Bayraklı |
İbrâhim, “Andolsun ki, sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi. |
Bekir Sadak |
Ibrahim «And olsun ki sizler de babalariniz da apacik bir sapiklik icindesiniz» deyince |
Celal Yıldırım |
O da, «yemin ederim ki siz de, babalarınız da çok açık bir sapıklık içindesiniz» demişti. |
Cemal Külünkoğlu |
(İbrahim) “Yemin ederim ki siz de, atalarınız da çok açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. |
Diyanet İşleri |
İbrahim, "Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi. |
Diyanet Vakfı |
Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi. |
Edip Yüksel |
"Doğrusu, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içine düşmüşsünüz" deyince, |
Elmalılı Hamdi Yazır |
İbrahim «And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz» dedi. |
Fizil-al il Kuran |
İbrahim «Gerek siz, gerekse babalarınız gerçekten koyu bir sapıklığa düşmüşsünüz» dedi. |
Gültekin Onan |
Dedi ki "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Harun Yıldırım |
Dedi ki "Andolsun siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Hasan Basri Çantay |
(İbrâhîm) dedi «Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz». |
Hayrat Neşriyat |
(İbrâhîm) `Yemîn olsun ki siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz` dedi. |
İbn-i Kesir |
O Andolsun ki sizler de, babalarınız da apaçık bir sapıklık içerisindesiniz, demişti. |
İlyas Yorulmaz |
"Şüphe yok ki siz ve önceki atalarınız gerçekten apaçık sapıklık içindesiniz" demişti. |
İskender Ali Mihr |
(İbrâhîm A.S) "Andolsun ki siz ve babalarınız, apaçık dalâlettesiniz." dedi. |
Kadri Çelik |
Dedi ki "Şüphesiz siz ve babalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Muhammed Esed |
(İbrahim) "Doğrusu, siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindeymişsiniz!" dedi. |
Mustafa İslamoğlu |
Dedi ki "Doğrusu siz de, atalarınız da başından beri açık bir sapıklık içindeymişsiniz." |
Ömer Nasuhi Bilmen |
«Kasem olsun ki,» dedi, «siz de, babalarınız da pek açık bir sapıklık içinde bulunmuş oldunuz.» |
Ömer Öngüt |
"Doğrusu siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içine düşmüşsünüz. " dedi. |
Sadık Türkmen |
Dedi ki "Ant olsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." |
Seyyid Kutub |
İbrahim «Gerek siz, gerekse babalarınız gerçekten koyu bir sapıklığa düşmüşsünüz» dedi. |
Suat Yıldırım |
"Yemin ederim ki, dedi, siz de atalarınız da besbelli bir sapıklık içindesiniz." |
Süleyman Ateş |
"Doğrusu siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz!" dedi. |
Şaban Piriş |
-Hiç kuşkusuz siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorsunuz dedi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dedi ki «Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dedi "Vallahi, siz de atalarınız da açık bir sapıklık içine düşmüşsünüz." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
He said, "Indeed ye have been in manifest error - ye and your fathers." |