ثُمَّ نُكِسُوا عَلَىٰ رُءُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَٰؤُلَاءِ يَنْطِقُونَ

Sümme nükisu ala ruusihim lekad alimte ma haülai yentıkun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Sonra başlarını eğdiler ve andolsun ki dediler, sen de bunların konuşmadığını bilirsin.

Abdullah Parlıyan

"Bu putların konuşamadıklarını, kendin de pekala biliyorsun!" dediler.

Adem Uğur

Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.

Ahmed Hulusi

Sonra gene kafaları alt üst olup eski fikirlerinde ısrarla "Sen gerçekten bilirsin ki, bunlar konuşmazlar!" (dediler).

Ahmet Varol

’Andolsun bunların konuşamayacaklarını sen de bilirsin!’

Ali Bulaç

Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."

Ali Fikri Yavuz

Sonra yine eski kafalarına (akıllarına) döndüler (ve Nemrud İbrâhîm’e şöyle dedi.) Sen gerçekten biliyorsun ki, bu putlar konuşamazlar.

Bayraktar Bayraklı

(64-65) Kendi kendilerine dönüp birbirlerine, “Doğrusu siz zâlimlerdensiniz” dedikten sonra, gönüllerindeki eski inançları depreşerek, “Ey İbrâhim! Sen bunların konuşmayacağını bilirsin” dediler.

Bekir Sadak

(64-65) Kendi kendilerine «Dogrusu siz haksizsiniz", sonra kafalarinda olan eski inanclarina donerek «Ey Ibrahim! Bunlarin konusmayacagini, and olsun ki, bilirsin» dediler.

Celal Yıldırım

Sonra da başları üzerine döndüler de «And olsun ki bunların konuşamıyacağını sen de bilirsin» dediler.

Cemal Külünkoğlu

Fakat sonra yine eski dik kafalılıklarına dönerek İbrahim`e “Sen de iyi bilirsin ki, bunlar konuşamazlar” dediler.

Diyanet İşleri

Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, "Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin" dediler.

Diyanet Vakfı

Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler Sen bunların konuşmadığını pek âlâ biliyorsun, dediler.

Edip Yüksel

Sonra tekrar eski kafalarına döndüler "Bunların konuşamadığını sen gayet iyi bilirsin!"

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra yine (eski) kafalarına döndüler «And olsun ki (ey İbrahim!) bunların konuşmayacağını (sen de) bilirsin.» dediler.

Fizil-al il Kuran

Fakat sonra yine eski dik kafalılıklarına dönerek İbrahim’e «Sen de iyi bilirsin ki, bunlar konuşamazlar,» dediler.

Gültekin Onan

Sonra yine tepeleri üstüne ters döndüler "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."

Harun Yıldırım

Sonra başaşağı edildiler de "Sen de çok iyi bilirsin ki bunlar konuşamazlar."

Hasan Basri Çantay

Sonra yine (eski) kafalarına döndürüldüler; «Andolsun ki bunların söz söylemeyeceğini sen de bilirsin» dediler.

Hayrat Neşriyat

Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler `Yemîn olsun (sen de) bilirsin ki, bunlar konuşmazlar!` (dediler).

İbn-i Kesir

Sonra eski kafalarına döndürüldüler Bunların konuşamayacağını, andolsun ki; sen de bilirsin, dediler.

İlyas Yorulmaz

Sonra eski görüşlerine geri dönüp İbrahim’e "Bunların konuşamadıklarını sen çok iyi biliyorsun" dediler.

İskender Ali Mihr

Sonra onların başları öne eğildi. (Hz. İbrâhîm’e) "Andolsun ki sen, bunların konuşmadığını (konuşamadığını) biliyordun." (dediler).

Kadri Çelik

Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler de, "Şüphesiz bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin" (dediler).

Muhammed Esed

Ama çok geçmeden yine eski düşünce tarzlarına döndüler ve (İbrahim’e) "Bu (put)ların konuşamadıklarını kendin de pekala biliyorsun!" dediler.

Mustafa İslamoğlu

Fakat daha sonra, baş aşağı çevrilmiş bilinç haline (geri dönerek); "Doğrusu, onların konuşamayacağını kendin de çok iyi biliyorsun!" (dediler).

Ömer Nasuhi Bilmen

Sonra da başları üzerine döndürüldüler de (dediler ki) «Muhakkak sen bilmişsindir ki, onlar söz söyler değildirler.»

Ömer Öngüt

Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler. "Sen de pekâlâ bunların konuşmadığını biliyorsun. " dediler.

Sadık Türkmen

Sonra, yine eski kafalarına/düşüncelerine döndüler "Kesinlikle sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar!"

Seyyid Kutub

Fakat sonra yine eski dik kafalılıklarına dönerek İbrahim’e «Sen de iyi bilirsin ki, bunlar konuşamazlar,» dediler.

Suat Yıldırım

Fakat bunu dışa vurmayıp sonra yine önceki görüşlerine dönüp İbrâhim’e "Bunların konuşmadıklarını sen de pek iyi bilirsin!" dediler.

Süleyman Ateş

Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler "Sen de bilirsin ki bunlar konuşmazlar," dediler.

Şaban Piriş

Sonra yine eski kafalarına döndüler ve -Onların konuşamayacağını sen çok iyi bilirsin, dediler.

Tefhim-ul Kur'an

Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler «Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin.»

Yaşar Nuri Öztürk

Sonra, yine kendi kafalarına döndürüldüler "Vallahi, sen de bilirsin ki, bunlar konuşamazlar."

Yusuf Ali (İngilizce)

Then were they confounded with shame (they said), "Thou knowest full well that these (idols) do not speak!"

KELİME KÖKLERİ
ثُمَّ
ṧumme
sonra yine
نُكِسُوا
nukisū
döndürüldüler ن ك س
عَلَىٰ
ǎlā
üzerine
رُءُوسِهِمْ
ru'ūsihim
eski kafaları ر ا س
لَقَدْ
leḳad
muhakkak
عَلِمْتَ
ǎlimte
bilirsin ki ع ل م
مَا
هَٰؤُلَاءِ
hā'ulā'i
bunlar
يَنْطِقُونَ
yenTiḳūne
konuşmazlar ن ط ق