وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ
Ve inneke le ted’uhüm ila sıratım müstekıym
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki sen, onları mutlaka doğru yola çağırmadasın. |
Abdullah Parlıyan |
Ve şüphesiz sen onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
Adem Uğur |
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki sen, onları sırat-ı müstakime davet edersin. |
Ahmet Varol |
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Ali Bulaç |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun. |
Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu sen, onları, İslâm dinine çağırıyorsun. |
Bayraktar Bayraklı |
Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Bekir Sadak |
(73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar. |
Celal Yıldırım |
Ve şüphesiz ki sen onları dosdoğru bir yola çağırırsın. |
Cemal Külünkoğlu |
(73-74) Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan sapıyorlar. |
Diyanet İşleri |
Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Diyanet Vakfı |
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Edip Yüksel |
Kuşku yok ki sen onları dosdoğru yola çağırıyorsun. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Fizil-al il Kuran |
Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun. |
Gültekin Onan |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun. |
Harun Yıldırım |
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Hasan Basri Çantay |
Hakıykatde sen onları doğru bir yola da’vet ediyorsun. |
Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki şübhesiz sen, onları elbette dosdoğru bir yola da`vet ediyorsun. |
İbn-i Kesir |
Aslında sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
İlyas Yorulmaz |
Ve sende onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
İskender Ali Mihr |
Ve muhakkak ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm’e davet ediyorsun. |
Kadri Çelik |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın. |
Muhammed Esed |
Ve, doğrusu sen onları gerçekten dosdoğru bir yola çağırıyorsun; |
Mustafa İslamoğlu |
Sen onları gerçekten de dosdoğru bir yola çağırıyorsun, |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve şüphe yok ki, sen onları dosdoğru bir caddeye dâvet ediyorsun. |
Ömer Öngüt |
Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Sadık Türkmen |
Doğrusu sen, onları dosdoğru bir yola davet ediyorsun. |
Seyyid Kutub |
Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun. |
Suat Yıldırım |
Sen gerçekten onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
Süleyman Ateş |
Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. |
Şaban Piriş |
Aslında sen onları dosdoğru yola çağrıyorsun. |
Tefhim-ul Kur'an |
Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Şu bir gerçek ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
But verily thou callest them to the Straight Way; |