فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُبِينٌ
Fe elka asahü fe iza hiye sü’banüm mübın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Mûsâ, sopasını attı, sopa hemen apaçık görünen koca bir ejderhâ oldu. |
Abdullah Parlıyan |
Bunun üzerine Musa, asâsını yere bıraktı, bir de ne görsünler, her haliyle koskoca bir ejderha. |
Adem Uğur |
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)! |
Ahmed Hulusi |
(Musa da) asasını bıraktı; birden o kesinlikle yılan olarak göründü! |
Ahmet Varol |
Bunun üzerine (Musa) asasını attı ve bir anda apaçık bir yılan oluverdi. |
Ali Bulaç |
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi. |
Ali Fikri Yavuz |
Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi. |
Bayraktar Bayraklı |
Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere attı. Bir de ne görsünler, asa apaçık koca bir yılan oluverdi. |
Bekir Sadak |
Bunun uzerine Musa degnegini atti, besbelli bir yilan oluverdi. |
Celal Yıldırım |
Bunun üzerine Musâ, Asâ’sını yere bırakıverdi, derken o çok açık ve belirgin ölçüde bir ejderha (oluverdi). |
Cemal Külünkoğlu |
Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi. |
Diyanet İşleri |
Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. |
Diyanet Vakfı |
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)! |
Edip Yüksel |
Değneğini atınca apaçık bir yılan oluverdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi. |
Fizil-al il Kuran |
Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi. |
Gültekin Onan |
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi. |
Harun Yıldırım |
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)! |
Hasan Basri Çantay |
Bunun üzerine (Muusâ) asaasını bırakıverdi. Birde (ne görsünler) o, apaçık bir ejderha! |
Hayrat Neşriyat |
Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı; bir de baktılar ki o, apaçık bir ejderhâdır! |
İbn-i Kesir |
Bunun üzerine o asasını attı, bir de ne görsün; apaçık bir ejderhadır. |
İlyas Yorulmaz |
Sonra Musa değneğini yere attı, değnek birden bire açıkça bir yılan oldu. |
İskender Ali Mihr |
Bunun üzerine Musa (A.S) asasını attı. O zaman o, apaçık (gerçek) bir yılan oldu. |
Kadri Çelik |
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, (bir de ne görsün) o, açıkça bir ejderha oluverdi. |
Muhammed Esed |
Bunun üzerine (Musa) asasını yere bıraktı, bir de ne görsünler, (her haliyle) düpedüz bir yılan! |
Mustafa İslamoğlu |
Bunun üzerine asasını bıraktı; fakat o da ne, bu besbelli ki kocaman bir yılan! |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi. |
Ömer Öngüt |
Bunun üzerine Musa asasını attı. O ansızın bir yılan oluverdi. |
Sadık Türkmen |
O, asasını atıverdi, bir de baktılar ki; o, apaçık bir ejderha! |
Seyyid Kutub |
Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi. |
Suat Yıldırım |
Bunun üzerine Mûsa asâsını yere attı. Bir de ne görsünler Değnek her haliyle tam bir ejderha oluvermiş! |
Süleyman Ateş |
(Mûsâ), asâsını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha! |
Şaban Piriş |
Bunun üzerine Musa asasını atmış ve o da hemen apaçık bir yılan oluvermişti. |
Tefhim-ul Kur'an |
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi. |
Yaşar Nuri Öztürk |
O da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So (Moses) threw his rod, and behold, it was a serpent, plain (for all to see)! |