قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ ۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ

Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le sevfe ta’lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Firavun, size izin vermeden inandınız ha dedi, şüphe yok ki o, sizin büyüğünüz, büyüyü o öğretti size; şimdi anlarsınız siz, mutlaka ellerinizi, ayaklarınızı çaprazvari kestireceğim ve hepinizi de astıracağım.

Abdullah Parlıyan

"Ben size izin vermeden, O’na inanıyorsunuz öyle mi?" diye çıkıştı. "Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka. Fakat yakında, nasıl intikam alacağımı göreceksiniz. Bana karşı gelmenizden dolayı ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim sonra hepinizi asacağım!" dedi.

Adem Uğur

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

Ahmed Hulusi

(Firavun) dedi ki "Ben size izin vermeden mi Ona iman ettiniz? Kesinlikle O, size sihri öğreten büyüğünüzdür... Yakında bileceksiniz... Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestirip, kesinlikle hepinizi toptan astıracağım."

Ahmet Varol

’Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? O size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yakında muhakkak bileceksiniz. Sizin ellerinizi ve bacaklarınızı çaprazlama kesecek sonra hepinizi asacağım.’

Ali Bulaç

(Firavun) Dedi ki "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım."

Ali Fikri Yavuz

(Firavun onlara şöyle) dedi "- Ben size izin vermeden ona (Mûsa’ya) iman ettiniz, anlaşıldı ki o size büyü öğreten büyüğünüzmüş! O halde mutlaka yakında bileceksiniz Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve gerçekten hepinizi asacağım."

Bayraktar Bayraklı

Firavun, “Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?” diye çıkıştı. “Doğrusu o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Andolsun, yakında bileceksiniz, bana karşı gelip döneklik yapmanız yüzünden ellerinizi ve ayaklarınızı doğrayacağım, hepinizi asacağım” dedi.

Bekir Sadak

Firavun «Ben size izin vermeden ona iman mi ettiniz? Muhakkak ki o, size sihri ogreten buyugunuzdur. simdi bileceksiniz; ellerinizi ayaklarinizi, and olsun, caprazlama kestirecegim, hepinizi astiracagim» dedi.

Celal Yıldırım

Fir’avn, «ben size izin vermeden ona imân ettiniz (öyle mi ?) Elbette o size sihir öğreten büyüğünüzdür. Yakında (neler yapacağımı) bileceksiniz. Yemin ederim ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette hepinizi asacağım» dedi.

Cemal Külünkoğlu

Firavun “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında (size ne yapacağımı) bileceksiniz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizin hepinizi asacağım” dedi.

Diyanet İşleri

Firavun, "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi.

Diyanet Vakfı

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi (size yapacağımı görecek ve) bileceksiniz Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

Edip Yüksel

Dedi ki, "Ben size izin vermeden mi onu onayladınız? O, size büyücülüğü öğreten ustanız olmalı. Şimdi göreceksiniz Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım."

Elmalılı Hamdi Yazır

Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki «Ben size izin vermeden O’na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!»

Fizil-al il Kuran

Firavun, «ben izin vermeden O’na inandınız, öyle mi? Hiç kuşkusuz O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdı. Ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz. Andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek ve arkasından hepinizi asacağım» dedi.

Gültekin Onan

(Firavun) Dedi ki "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım."

Harun Yıldırım

Firavun, (kızgınlık içinde) dedi ki Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! Demek ki size sihiri öğreten büyüğünüzmüş o! Ama şimdi bileceksiniz Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi astıracağım!

Hasan Basri Çantay

(Fir’avn) dedi ki «Ben size izin vermeden siz ona îman etdiniz ha! Hakıykat size büyüyü öğreten büyüğünüzmüş o! O halde yakında bileceksiniz. Herhalde sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesdireceğim, sizin topunuzu behemehal çarmıha gerdireceğim»!

Hayrat Neşriyat

(Fir`avun) `(Ben) size izin vermeden ona îmân ettiniz, öyle mi? Şübhesiz ki o, gerçekten size sihri öğreten büyüğünüzmüş. Ama ileride elbette göreceksiniz. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi kesinlikle asacağım!` dedi.

İbn-i Kesir

Ben size izin vermezden önce mi ona inandınız? Şüphesiz size büyü öğreten büyüğünüzdür. Şimdi bileceksiniz; elbette ben, ellerinizi ve ayaklarınızı andolsun ki çaprazlama kestireceğim ve hepinizi astıracağım, dedi.

İlyas Yorulmaz

Firavun sihirbazlara "Ben size izin vermeden önce, iman mı ettiniz? Herhalde o (Musa) size sihir öğreten üstadınız. Şunu iyice öğreneceksiniz ki, çaprazlama olarak ellerinizi ve ayaklarınızı kesip, hepinizi sallandırıp asacağım. " dedi.

İskender Ali Mihr

(Firavun) "Benim size izin vermemden evvel, siz O’na îmân ettiniz. Muhakkak ki O, size sihri öğreten büyüğünüz (ustanız). Artık yakında elbette bileceksiniz. Ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka çaprazlama kestireceğim. Ve sizin hepinizi mutlaka astıracağım." dedi.

Kadri Çelik

(Firavun) Dedi ki "Ben size izin vermeden önce mi ona iman ettiniz? Hiç tartışmasız o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz, şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım."

Muhammed Esed

(Firavun) "Ben size izin vermeden ona inanıyorsunuz, öyle mi?" diye çıkıştı, "Size büyüyü öğreten ustanız bu olmalı mutlaka! Fakat yakında (benim intikamımı) göreceksiniz içinizden çoğunun ellerini ayaklarını kestireceğim, hepinizi astıracağım!"

Mustafa İslamoğlu

(Firavun) dedi ki "Demek siz ben izin vermeden ona inandınız, öyle mi? Anlaşıldı ki o size büyüyü öğreten üstadınızdır; fakat pek yakında gününüzü göreceksiniz dönekliğinizden dolayı ellerinizi ve ayaklarınızı mutlaka keseceğim ve topunuzu asacağım!"

Ömer Nasuhi Bilmen

(Fir’avun) Dedi ki «Ben size izin vermeden evvel siz ona imân ettiniz, şüphesiz ki, o size sihri öğretmiş olan büyüğünüzdür. Artık yakında bileceksiniz, elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kestireceğim ve muhakkak ki sizi toplu bir halde astıracağım.»

Ömer Öngüt

(Firavun) dedi ki "Ben size izin vermeden ona iman mı ettiniz? Size sihiri öğreten büyüğünüz odur. Fakat siz göreceksiniz! Andolsun ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım!"

Sadık Türkmen

(Firavun) dedi ki "Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Şüphesiz o size büyü öğreten liderinizdir. Yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Kesinlikle hepinizi asacağım."

Seyyid Kutub

Firavun, «ben izin vermeden O’na inandınız, öyle mi? Hiç kuşkusuz O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdı. Ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz. Andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek ve arkasından hepinizi asacağım» dedi.

Suat Yıldırım

Firavun "Demek ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı. Size büyüyü öğreten ustanız oymuş! Size yapacağımı da yakında öğreneceksiniz. Farklı yönlerden olmak üzere el ve ayaklarınızı kesecek ve hepinizi asacağım!"

Süleyman Ateş

(Fir’avn) dedi "Ben size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse (size ne yapacağımı) yakında bileceksiniz Ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve hepinizi asacağım!"

Şaban Piriş

-Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Anlaşıldı ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireyim ve sizi çarmıha gerdireyim de görün siz! dedi.

Tefhim-ul Kur'an

(Firavun) Dedi ki «Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Hiç tartışmasız, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım.»

Yaşar Nuri Öztürk

Firavun haykırdı "Ben size izin vermeden ona inandınız ha! Anlaşıldı, o sizin hepinize sihirbazlığı öğreten büyüğünüz. Yakında bileceksiniz. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlamasına keseceğim ve yemin olsun sizi toptan asacağım."

Yusuf Ali (İngilizce)

Said (Pharaoh) "Believe ye in Him before I give you permission? surely he is your leader, who has taught you sorcery! but soon shall ye know! Be sure I will cut off your hands and your feet on opposite sides, and I will cause you all to die on the cross!"

KELİME KÖKLERİ
قَالَ
ḳāle
(Fir’avn) dedi ق و ل
امَنْتُمْ
āmentum
inandınız mı? ا م ن
لَهُ
lehu
ona
قَبْلَ
ḳable
önce ق ب ل
أَنْ
en
اذَنَ
āƶene
ben izin vermeden ا ذ ن
لَكُمْ
lekum
size
إِنَّهُ
innehu
şüphesiz O
لَكَبِيرُكُمُ
lekebīrukumu
büyüğünüzdür ك ب ر
الَّذِي
lleƶī
عَلَّمَكُمُ
ǎllemekumu
size öğreten ع ل م
السِّحْرَ
s-siHra
büyüyü س ح ر
فَلَسَوْفَ
felesevfe
öyleyse yakında
تَعْلَمُونَ
teǎ’lemūne
bileceksiniz ع ل م
لَأُقَطِّعَنَّ
leuḳaTTiǎnne
mutlaka keseceğim ق ط ع
أَيْدِيَكُمْ
eydiyekum
ellerinizi ي د ي
وَأَرْجُلَكُمْ
ve erculekum
ve ayaklarınızı ر ج ل
مِنْ
min
خِلَافٍ
ḣilāfin
çapraz olarak خ ل ف
وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ
veleuSallibennekum
ve asacağım ص ل ب
أَجْمَعِينَ
ecmeǐyne
hepinizi ج م ع