قَالَتْ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ أَفْتُونِي فِي أَمْرِي مَا كُنْتُ قَاطِعَةً أَمْرًا حَتَّىٰ تَشْهَدُونِ

Kalet ya eyyühel meleü eftunı fı emrı ma küntü katıaten emrah hatta teşhedun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ey ulular dedi, şu işi ne yapacağım, bana bir rey verin, sizi çağırmadan kesin bir karar vermedim.

Abdullah Parlıyan

"Beyler, ileri gelenler" diye ekledi. "Bu önemli işin hakkında görüşünüzü bildirin. Bilirsiniz ki, siz yanımda olmadan, hiçbir işi kestirip atmam."

Adem Uğur

(Sonra Melike) dedi ki Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.

Ahmed Hulusi

(Saba Melîkesi) dedi ki "Ey önde gelenlerim... Bu konuda bana görüşünüzü bildirin... Sizsiz bu konuya karar vermek istemedim."

Ahmet Varol

’Ey ileri gelenler! Bu işimde bana bir fikir verin. Siz bulunmadan ben hiçbir işte kesin karar vermem.’

Ali Bulaç

Dedi ki "Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (herşeye) şahidlik etmedikçe ben hiçbir işte kesin (karar veren biri) değilim."

Ali Fikri Yavuz

Ey seçkin topluluk! Bana bu işim hakkında bir fikir verin. Sizin görüşünüz olmadan ben hiç bir işi yapmış değilim."

Bayraktar Bayraklı

“Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir veriniz; siz benim yanımda bulunmadıkça, bir iş hakkında kesin bir karar vermem.”

Bekir Sadak

«Ey ileri gelenler! Verecegim emir hakkinda bana fikrinizi soyleyin; siz benim yanimda bulunmadikca, bir is hakkinda kesin bir hukum vermem» dedi.

Celal Yıldırım

(Melike) «Ey ileri gelenler! Bu önemli işim hakkında görüşünüzü bildirin. Siz hazır olmadığınız takdirde bir işi kesin sonuca bağlayacak değilim» dedi.

Cemal Külünkoğlu

“Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem.”

Diyanet İşleri

"Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem."

Diyanet Vakfı

(Sonra Melike) dedi ki Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.

Edip Yüksel

"Ey konseyim, şu işte bana bir fikir verin. Siz yanımda bulunmadıkça bir işte karar vermem" dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır

(Sonra Melike) dedi ki «Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam.»

Fizil-al il Kuran

Kraliçe «Ey devletin ileri gelenleri, bu konuda ne yapmam gerektiğine ilişkin görüşlerinizi söyleyiniz, ben sizin görüşünüzü almadan hiçbir işi kesin sonuca bağlamam.

Gültekin Onan

Dedi ki "Ey önde gelenler, bu buyruğumda bana görüş belirtin, siz (her şeye) şahidlik etmedikçe ben hiç bir buyrukta kesin (karar veren biri) değilim."

Harun Yıldırım

(Sonra Melike) dedi ki Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.

Hasan Basri Çantay

(Kadın) «Ey ileri gelenler, bana (bu) işim hakkında bir re’y verin. Siz huzurumda bulununcaya kadar ben hiçbir işde kat’î (bir hüküm saahibi) olamadım».

Hayrat Neşriyat

(Melîke devamla) dedi ki `Ey ileri gelenler! (Bu) işim hakkında bana fetvâ verin!(Ben, sizler yanımda) şâhid olmadıkça (size danışmadan) hiçbir iş (hakkında karâr)ımı kat`îleştirici değilim.`

İbn-i Kesir

Dedi ki Ey ileri gelenler, vereceğim emir hakkında bana görüşünüzü söyleyin. Siz, benim yanımda bulunmadıkça bir iş hakkında kesin bir hüküm veremem.

İlyas Yorulmaz

Melike "Ey yardımcılarım! (Bu mektuptaki benden istenen) Kararım hakkında ikileme düştüm ve görüşlerinizi bana bildirinceye kadar, kesinleşmiş bir kararımda yoktur" dedi.

İskender Ali Mihr

(Sebe Melikesi) "Ey ileri gelenler! İşimde bana fetva verin (reyinizi bildirin). Siz şahitlik etmedikçe (yanımda bulunup fetva vermedikçe) ben kat’i (kesin) emir verecek değilim." dedi.

Kadri Çelik

Dedi ki "Ey önde gelenler! Bu işimde bana görüş belirtin, siz yanımda olmadan ben hiç bir işte kesin (karar verecek) değilim."

Muhammed Esed

"Siz ey soylular!" diye ekledi, "Yüzyüze geldiğim bu meselede görüşünüz nedir, bana söyleyin; siz görüşlerinizi bana açıklamadan benim (kesin) bir karara varmam mümkün değil".

Mustafa İslamoğlu

(Sebe kraliçesi) dedi ki "Siz ey seçkinler! Karşı karşıya kaldığım bu konuda bana kanaatlerinizi bildirin! Sizin katkınız olmadan bu konuda kestirip atmam doğru olmaz."

Ömer Nasuhi Bilmen

Dedi ki «Ey ileri gelenler! Bu işim hakkında bana fetva veriniz. Siz hazır bulununcaya değin ben bir işimi kestirmiş değilim.»

Ömer Öngüt

Ey ileri gelenler! Bana bu işimde bir fikir verin. Bilirsiniz ki siz benim yanımda olmadan hiçbir işi kendi başıma kestirip atmam.

Sadık Türkmen

Dedi ki "Ey ileri gelenler! Bana işim hakkında fikir verin. Ben hiçbir işi kestirip atan birisi olmadım, sizin bana yol göstermeniz olmadıkça!"

Seyyid Kutub

Kraliçe «Ey devletin ileri gelenleri, bu konuda ne yapmam gerektiğine ilişkin görüşlerinizi söyleyiniz, ben sizin görüşünüzü almadan hiçbir işi kesin sonuca bağlamam.

Suat Yıldırım

"Değerli danışmanlarım, bu mesele hakkında görüşlerinizi istiyorum. Pek iyi bildiğiniz gibi, sizi çağırmadan, size danışmadan hiç bir meseleyi hükme bağlamam."

Süleyman Ateş

"Ey ileri gelenler, dedi, bu işimde bana bir fikir verin; ben, siz olmadıkça hiçbir işi kesip atmam."

Şaban Piriş

Ey ileri gelenler, bu hususta bana görüşlerinizi belirtin. Siz hazır olmadıkça bir iş hakkında kesin karar veremem, dedi.

Tefhim-ul Kur'an

Dedi ki «Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (her şeye) şahidlik etmedikçe ben hiç bir işte kesin (karar veren biri) değilim.»

Yaşar Nuri Öztürk

Melike dedi "Ey danışmanlarım, bu meselem konusunda bana fikir verin. Siz onaylamadıkça, hiçbir işe kesin karar vermem."

Yusuf Ali (İngilizce)

She said "Ye chiefs! advise me in (this) my affair no affair have I decided except in your presence."

KELİME KÖKLERİ
قَالَتْ
ḳālet
dedi ki ق و ل
يَا أَيُّهَا
yā eyyuhā
ey
الْمَلَأُ
l-meleu
ileri gelenler م ل ا
أَفْتُونِي
eftūnī
bana bir fikir verin ف ت ي
فِي
أَمْرِي
emrī
(bu) işimde ا م ر
مَا
كُنْتُ
kuntu
ben olmam ك و ن
قَاطِعَةً
ḳāTiǎten
kesip atan ق ط ع
أَمْرًا
emran
hiçbir işi ا م ر
حَتَّىٰ
Hattā
sürece
تَشْهَدُونِ
teşhedūni
siz olmadığınız ش ه د