قَالُوا نَحْنُ أُولُو قُوَّةٍ وَأُولُو بَأْسٍ شَدِيدٍ وَالْأَمْرُ إِلَيْكِ فَانْظُرِي مَاذَا تَأْمُرِينَ
Kalu nahnü ülu kuvvetiv ve ülu be’sin şedıdiv vel emru ileyki fenzurı maza te’mürın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Biz dediler; güçlü kuvvetli ve şiddetli savaşır bir topluluğuz, fakat emir senin, ne yapacaksan sen düşün, yap. |
Abdullah Parlıyan |
"Biz güçlü ve kuvvetli kimseleriz, zorlu savaşan bir topluluğuz. Fakat emir senindir, ne emredeceksen ona bak." |
Adem Uğur |
Onlar, şu cevabı verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün. |
Ahmed Hulusi |
Dediler ki "Biz hem kuvvetliyiz hem de şiddetli savaşçılarız... Emir sana aittir! Ne hükmedeceğine sen karar ver." |
Ahmet Varol |
’Biz güçlü ve çetin savaşçı kimseleriz. Emir ise senindir. Artık neyi emredeceğine bak.’ |
Ali Bulaç |
Dediler ki "Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız). |
Ali Fikri Yavuz |
(Kavmin ileri gelenleri Belkıs’a şöyle) dediler "- Biz, kuvvet sahibiyiz ve cesur savaşçıyız. Bununla beraber emir sana aiddir (savaş emrine de, sulh emrine de uyarız). Artık bak, ne emredeceksin." |
Bayraktar Bayraklı |
İleri gelenler, “Biz güçlü, kuvvetli kimseleriz; zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün!” diye cevap verdiler. |
Bekir Sadak |
«Biz guclu kimseler ve zorlu savas adamlariyiz, emir senindir, sen emretmene bak.» |
Celal Yıldırım |
Onlar dediler ki «Biz kuvvet sahibiyiz ve oldukça şiddetli (savaşçı ve dayanıklı) kimseleriz. Ama emir size aittir; artık ne emredeceksen ona bak.» |
Cemal Külünkoğlu |
(Sebeliler) dediler ki “Biz güçlü kimseleriz ve zorlu savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün!” |
Diyanet İşleri |
Dediler ki "Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün." |
Diyanet Vakfı |
Onlar, şu cevabı verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün. |
Edip Yüksel |
"Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız ve son karar sana aittir. Kararını uygula" dediler. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlar, şöyle cevap verdiler «Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın.» |
Fizil-al il Kuran |
İleri gelen devlet adamları dediler ki; «Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız, ferman senindir, düşün de ne buyuracağına karar ver.» |
Gültekin Onan |
Dediler ki "Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. Buyruk konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi buyurursan (biz uygularız). |
Harun Yıldırım |
Onlar, şu cevabı verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün. |
Hasan Basri Çantay |
Dediler «Biz güc, kuvvet saahibleri, çetin savaş erbabıyız. Emir sana aaid. Bak, sen ne emr edeceksin». |
Hayrat Neşriyat |
(Onlar) `Biz güç sâhibleriyiz ve şiddetli savaş ehliyiz; fakat emir senindir; artık bak, ne emredersin!` dediler. |
İbn-i Kesir |
Dediler ki Biz, güçlü kimseler ve zorlu savaş adamlarıyız. Emirse senindir, sen emretmene bak. |
İlyas Yorulmaz |
Yardımcıları "Biz kuvvet sahibi ve onları yenip cezalandıracak güce sahibiz. Ama yinede karar senindir. Bak düşün ne emredersin (bize onu yaparız. )" dediler. |
İskender Ali Mihr |
"Biz kuvvetli ve çok büyük savaş gücü sahibiyiz. Ve emir senindir. Öyleyse sen bak (karar ver), ne emir vereceksin?" dediler. |
Kadri Çelik |
Dediler ki "Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız, iş konusunda karar senindir, artık ne buyuracağına sen bak." |
Muhammed Esed |
(Seçkinler) "Güçlü olduğumuza ve savaşta yıldırıcı bir cesaret ve maharet sahibi olduğumuza (güven), emir senindir; öyleyse artık vereceğin emri sen düşün" diye cevap verdiler. |
Mustafa İslamoğlu |
(Seçkinler) şöyle dediler "Biz güçlüyüz ve caydırıcı şiddete bir (askeri) yeteneğe sahibiz. Yine de emir senindir. Şu halde ne emredeceğine sen karar ver!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Dediler ki «Biz kuvvet sahipleriyiz ve şiddetli bir azim sahipleriyiz ve emir sana aittir. Artık bak, ne emredeceksen.» |
Ömer Öngüt |
Dediler ki "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız. Emir senindir, sen emretmene bak!" |
Sadık Türkmen |
Dediler ki "Biz güç sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. Sen ne buyurursan buyur emir senindir." |
Seyyid Kutub |
İleri gelen devlet adamları dediler ki; «Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız, ferman senindir, düşün de ne buyuracağına karar ver.» |
Suat Yıldırım |
Onlar "Biz güçlü, kuvvetliyiz, savaşçı milletiz. Ama yetki sizindir, değerlendirip münasip gördüğünüz emri verin." dediler. |
Süleyman Ateş |
Dediler ki "Biz güçlüyüz, yaman savaşçılarız ama emir senindir. Bak, ne buyurursan öyle yaparız" |
Şaban Piriş |
Onlar da -Biz güçlü kuvvetli, zorba savaşçılarız, fakat emir senindir, ne istersen emret, dediler. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dediler ki «Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız, iş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız) |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dediler ki "Biz çok güçlüyüz, çok yaman savaşırız. Buyruk senin. Ne karar vereceğini sen bilirsin." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They said "We are endued with strength, and given to vehement war but the command is with thee; so consider what thou wilt command." |
قَالُوا ḳālū |
dediler ki | ق و ل |
نَحْنُ neHnu |
biz | |
أُولُو ūlū |
sahibiyiz | ا و ل |
قُوَّةٍ ḳuvvetin |
güç | ق و ي |
وَأُولُو ve ūlū |
ve erbabıyız | ا و ل |
بَأْسٍ be’sin |
savaş | ب ا س |
شَدِيدٍ şedīdin |
yaman | ش د د |
وَالْأَمْرُ vel’emru |
ama emir | ا م ر |
إِلَيْكِ ileyki |
senindir | |
فَانْظُرِي fenZurī |
o halde bak | ن ظ ر |
مَاذَا māƶā |
ne | |
تَأْمُرِينَ te’murīne |
buyurursan | ا م ر |