فَلَمَّا جَاءَتْ قِيلَ أَهَٰكَذَا عَرْشُكِ ۖ قَالَتْ كَأَنَّهُ هُوَ ۚ وَأُوتِينَا الْعِلْمَ مِنْ قَبْلِهَا وَكُنَّا مُسْلِمِينَ
Felemma caet kıyle e hakeza arşük kalet keennehu hu ve utınel ılme min kabliha ve künna müslimın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Hükümdâr gelince, tahtın bu muydu dendi, o da ona pek benziyor zâten daha önce de Süleyman’ın peygamberliğini bilmiş, anlamıştık ve teslîm olmuştuk dedi. |
Abdullah Parlıyan |
"Senin tahtın böyle mi?" denildi. O da, sanki onun aynısıdır. Zaten bize, daha önce yaptığımız araştırmalar ve Hüdhüd’ün mektup getirmesi gibi hadiselerden dolayı bilgi sahibi olmuş, senin güç, kuvvet ve peygamberliğini kabul ederek müslüman olmuştuk." |
Adem Uğur |
Melike gelince Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi) Bize daha önce (Allah’tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk. |
Ahmed Hulusi |
(Saba Melîkesi) geldiğinde şöyle denildi "Senin tahtın işte böyle midir?"... (Melîke de) dedi ki "Sanki o... Bundan önce (zaten) bize ilim verilmişti ve müslimler olmuştuk." |
Ahmet Varol |
’Senin tahtın böyle miydi?’ denildi. ’Tıpkı odur. Bize ondan önce ilim verilmiş ve biz Müslüman olmuştuk’ dedi. |
Ali Bulaç |
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona "Senin tahtın böyle mi?" denildi. Dedi ki "Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz Müslüman olmuştuk." |
Ali Fikri Yavuz |
Vakta ki (Belkıs) geldi, ona denildi ki "- Böyle mi senin tahtın?" (Belkıs şöyle) dedi "- Sanki odur. Bununla beraber bize bu taht mucizesinden önce (peygamberliğine delâlet eden Hüdhüd mucizesi ile) ilim verildi ve müslüman olduk." |
Bayraktar Bayraklı |
Melike gelince, “Senin tahtın da böyle mi?” dendi. “Tıpkı o” dedi. “Zaten bize daha önce bilgi verilmişti ve biz teslim olmuştuk.” |
Bekir Sadak |
Melike geldiginde «Senin tahtin boyle miydi?» denildi. O da «Sanki odur, daha once bize bilgi verilmisti ve teslim olmustuk» dedi. |
Celal Yıldırım |
Melike gelince, «tahtın böyle mi idi ?» denildi. O da «onun gibi bir şey; bundan daha önce bize bilgi verilmişti; bizler de teslîm olmuş idik,» dedi. |
Cemal Külünkoğlu |
(Kraliçe) gelince kendisine “Bu senin tahtın mıdır?” diye soruldu. O da dedi ki; “Sanki odur. Zaten bu mucizeden önce bize bilgi verilmişti ve biz senin çağrına boyun eğmeye hazırlanmıştık.” |
Diyanet İşleri |
Belkıs gelince, "Senin tahtın böyle mi?" denildi. O da, "Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik" dedi. |
Diyanet Vakfı |
Melike gelince Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi) Bize daha önce (Allah’tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk. |
Edip Yüksel |
(Kadın lider) varınca kendisine, "Senin tahtın buna mı benziyor?" dendi. "Tıpkı o" dedi, "Bize ondan önce bilgi verilmişti ve biz Müslüman idik." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Melike gelince, «Senin tahtın da böyle mi?» dendi. O şöyle cevap verdi «Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik.» |
Fizil-al il Kuran |
Kraliçe gelince kendisine «Bu senin tahtın mıdır? diye soruldu. O da dedi ki; «Sanki odur. Zaten bu mucizeden önce bize bilgi verilmiş ve biz senin çağrına boyun eğmeye hazırlanmıştık.» |
Gültekin Onan |
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona "Senin tahtın böyle mi?" denildi. Dedi ki "Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk." |
Harun Yıldırım |
Melike gelince Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi Tıpkı o! (Süleyman şöyle dedi) Bize daha önce bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk. |
Hasan Basri Çantay |
Artık (kadın) gelince ona (şöyle) denildi «Senin tahtın böyle mi idi»? (Kadın) dedi «Sanki bu, odur. Ondan evvel de bize ilim verilmişdi ve biz müslüman olmuşduk». |
Hayrat Neşriyat |
Nihâyet (melîke) gelince (ona) `Senin tahtın böyle miydi?` denildi. (O da)`Sanki bu, odur! Zâten bize ondan (tahtımın hârika bir sûrette getirilişinden) önce (senin nübüvvetine dâir) bilgi verilmişti ve (biz) Müslüman kimseler olmuştuk` dedi. |
İbn-i Kesir |
Böylece geldiğinde Senin tahtın böyle miydi? denildi. O da Sanki bu, odur. Ondan önce de bize bilgi verilmişti ve biz müslüman olmuştuk, dedi |
İlyas Yorulmaz |
Kraliçe geldiğinde ona "Bu taht senin tahtın mı?" diye soruldu. O da "Sanki o benim tahtım gibi" dedi. Süleyman "Kraliçe gelmeden önce bana "Biz teslim olacağız" dediği bilgisi verilmişti" dedi. |
İskender Ali Mihr |
Böylece geldiği zaman ona "Senin tahtın bunun gibi miydi (böyle miydi)?" denildi. (Sebe Melikesi) "Sanki o." dedi. Ve (Süleyman A.S) "İlim bize ondan önce verildi. Ve biz müslümanlar, (Allah’a teslim olanlar) olduk." |
Kadri Çelik |
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona, "Senin tahtın böyle mi?" denildi. (Belkıs tahtı tanıdı ve) "Tıpkı kendisi. Bize ondan önce de (Süleyman’ın gücü hakkında) ilim verilmişti ve biz Müslüman olmuştuk (bunu göstermeye gerek yok)" dedi. |
Muhammed Esed |
Ve böylece, (Süleyman’ın yanına gelince) ona "Senin tahtın böyle miydi?" diye soruldu. (Sebe Melikesi) "Sanki bunun gibiydi!" dedi. (Süleyman, bunun üzerine, yanındakilere) "(İlahi) bilgi ondan önce bize verilmiş olduğu ve bizim de (başından beri) Allah’a yürekten boyun eğen kimseler olduğumuz halde, (Melike’nin, bizim kendisine bu yolda herhangi bir yardımımız olmadan, kendiliğinden hakka ulaştığını) |
Mustafa İslamoğlu |
(Sebe kraliçesi) gelince, ona "Senin tahtın da böyle miydi?" denildi; o da "Sanki bu tıpkı o!" dedi. Ve (Süleyman şöyle dedi) "Hakikatin bilgisi ondan önce bize verilmişti, bu yüzden de biz müslüman olduk; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(42-43) Vaktâ ki (o hükümdar kadın) geldi, denildi ki, «Senin tahtın böyle midir?» Dedi ki «Bu, sanki o. Maamafih bize ondan evvel bilgi verilmiş idi ve bizler müslümânlar olduk.» Onu Allah’ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet’ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi. |
Ömer Öngüt |
(Belkıs) gelince "Senin tahtın böyle miydi?" denildi. O da "Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik. " dedi. |
Sadık Türkmen |
Geldiği zaman (orada biri tarafından) "Senin tahtın da böyle mi?" diye soruldu. "Tıpkı o/sanki bunun gibiydi!" dedi. (Yanındakiler, tahtın asıl yerinden kaybolduğunu haber almışlardı) "Bu bilgi daha önce bize bildirilmişti. Ve biz teslim olarak geldik." |
Seyyid Kutub |
«Bu senin tahtın mıdır? diye soruldu. O da dedi ki; «Sanki odur. Zaten bu mucizeden önce bize bilgi verilmiş ve biz senin çağrına boyun eğmeye hazırlanmıştık.» |
Suat Yıldırım |
Süleyman’ın huzuruna girince ona "Senin tahtın da böyle midir?" diye soruldu. "Sanki o!" dedi, "zaten bu mucizeden önce bize bilgi verildiği için sana itaat edenlerden olduk." |
Süleyman Ateş |
(Kraliçe) Gelince (ona) "Senin tahtın da böyle mi?" dendi, "Tıpkı o, dedi, zaten bize daha önce bilgi verilmişti. (Allâh’ın kudretini ve senin peygamber olduğunu anlamış) ve biz müslüman olmuştuk." |
Şaban Piriş |
Kraliçe geldiği zaman -Senin tahtın böyle miydi? denildi. O da -Sanki bu o! Daha önce bize bilgi verildi ve müslüman olduk, dedi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona «Senin tahtın böyle mi?» denildi. Dedi ki «Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Melike gelince şöyle denildi "Senin tahtın da böyle mi?" Dedi "Bu sanki o. Zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz müslüman olmuştuk." |
Yusuf Ali (İngilizce) |
So when she arrived, she was asked, "Is this thy throne?" She said, "It was just like this; and knowledge was bestowed on us in advance of this, and we have submitted to Allah (in Islam)." |
فَلَمَّا felemmā |
ne zaman ki | |
جَاءَتْ cā'et |
gelince | ج ي ا |
قِيلَ ḳīle |
dendi | ق و ل |
أَهَٰكَذَا ehākeƶā |
böyle mi? | |
عَرْشُكِ ǎrşuki |
senin tahtın | ع ر ش |
قَالَتْ ḳālet |
dedi | ق و ل |
كَأَنَّهُ keennehu |
tıpkı (öyle) | |
هُوَ huve |
o | |
وَأُوتِينَا ve ūtīnā |
ve bize verilmişti | ا ت ي |
الْعِلْمَ l-ǐlme |
bilgi | ع ل م |
مِنْ min |
||
قَبْلِهَا ḳablihā |
daha önce | ق ب ل |
وَكُنَّا ve kunnā |
ve biz olmuştuk | ك و ن |
مُسْلِمِينَ muslimīne |
müslüman | س ل م |