قَالُوا اطَّيَّرْنَا بِكَ وَبِمَنْ مَعَكَ ۚ قَالَ طَائِرُكُمْ عِنْدَ اللَّهِ ۖ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ تُفْتَنُونَ
Kalüt tayyerna bike ve bi mem meak kale tairuküm ındellahi bel entüm kavmün tüftenun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Biz dediler, seninle ve yanında bulunanlarla uğursuzluğa uğramadayız. O, uğradığınız uğursuzluk, Allah katından gelmede; hattâ siz, sınanmakta olan bir topluluksunuz dedi. |
Abdullah Parlıyan |
"Uğursuzluğunuz Allah yanında, kötü amellerinizden dolayıdır. İşin gerçeği sizler, sınanan bir toplumsunuz" dedi. |
Adem Uğur |
Şöyle dediler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. Sâlih Size çöken uğursuzluk (sebebi), Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi. |
Ahmed Hulusi |
Dediler ki "Sen ve sana tâbi olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." (Sâlih) dedi ki "Sizin uğursuzluğunuz Allâh indîndedir... Hayır, siz imtihan edilen bir toplumsunuz." |
Ahmet Varol |
’Sizin uğursuzluğunuz Allah katındadır. Hayır siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz’ dedi. |
Ali Bulaç |
Dediler ki "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah Katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz." |
Ali Fikri Yavuz |
(Onlar peygambere) dediler ki "- Biz, sen ve beraberindekilerle (müminlerle) uğursuzluğa uğradık, (başımıza çeşitli musibetler geldi)". Salih onlara şöyle dedi "- Size gelen uğursuzluk, Allah katında takdir edilmiştir. Doğrusu siz, imtihana çekilen bir kavimsiniz." |
Bayraktar Bayraklı |
“Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık.” Sâlih, “Size çöken uğursuzluğun sebebi Allah katındandır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz” dedi. |
Bekir Sadak |
«Ben ve beraberindekiler yuzunden ugursuzluga ugradik» dediler. Salih «Ugursuzlugunuz Allah katindandir; belki imtihana cekilen bir milletsiniz» dedi. |
Celal Yıldırım |
Kavmi ona «Biz seninle ve beraberinde bulunanlar sebebiyle uğursuzluğa uğradık» dediler. O da. «sizin uğursuzluğunuz Allah yanında (kötü amelinizden dolayı)dır. Hayır, siz ciddi bir imtihandan geçiriliyorsunuz!» dedi. |
Cemal Külünkoğlu |
(Onlar) “Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık” dediler. (Salih) “Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah tarafından bilinmektedir. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz” dedi. |
Diyanet İşleri |
Onlar, "Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih, "Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah katında (yazılı)dır. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz" dedi. |
Diyanet Vakfı |
Şöyle dediler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. Sâlih Size çöken uğursuzluk (sebebi), Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi. |
Edip Yüksel |
Dediler ki, "Sen ve beraberindekiler bize uğursuzluk getirdiniz." Dedi ki, "Sizin uğursuzluğunuz ALLAH’tan gelmektedir. Doğrusu siz sınava sokulan bir toplumsunuz." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Cevap verdiler «Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık.» Salih «Size çöken uğursuzluk (sebebi) Allah katında (yazılı)dır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz» dedi. |
Fizil-al il Kuran |
Semudoğulları, Salih’e «Sen ve yanındakiler bize uğursuzluk getirdiniz» dediler. Salih dedi ki; «Sizin kısmetiniz Allah katında belirlenmiştir. Aslında siz toplum olarak sınavdan geçiriliyorsunuz.» |
Gültekin Onan |
Dediler ki "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Tanrı katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz." |
Harun Yıldırım |
Şöyle dediler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. Sâlih Size çöken uğursuzluk (sebebi), Allah katında (yazılı) dır. Hayır, siz imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi. |
Hasan Basri Çantay |
Dediler «Senin yüzünden ve maiyyetinde bulunan kimseler (mü’minler) yüzünden uğursuzluğa uğradık». (Saalih de) «Sizin (bütün) amel (ve hareketler) iniz Allah nezdinde (gizli değildir, yazılı) dır. Belki siz imtihaana çekilmekde olan bir kavmsiniz» dedi. |
Hayrat Neşriyat |
(Onlar) `Senin ve berâberinde bulunanların yüzünden uğursuzluğa uğradık` dediler. (Sâlih) `Sizin uğursuzluğunuz(un sebebi) Allah katındadır (O takdîr etmiştir); hayır, siz imtihâna çekilen bir kavimsiniz` dedi. |
İbn-i Kesir |
Dediler ki Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık O da Uğursuzluğunuz Allah katındandır. Belki siz, imtihana çekilen bir kavimsiniz, dedi. |
İlyas Yorulmaz |
Kavmi Salih’e "Sen ve seninle beraber olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih de onlara "Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelen musibetler yaptığınızın karşılığı olarak) Allah katından gelmektedir. Siz, ne yapacağına karar veremez haline gelmiş bir topluluksunuz" dedi. |
İskender Ali Mihr |
"Sen ve seninle beraber olanlar, bize uğursuzluk getirdiniz." dediler. (Salih A.S) "Sizin uğursuzluğunuz Allah’ın katındadır. Hayır, siz fitneye düşmüş bir kavimsiniz." dedi. |
Kadri Çelik |
Dediler ki "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki "Size çöken uğursuzluk (sebebi, kendi amelleriniz olup azabı da), Allah indindedir. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz." |
Muhammed Esed |
"Biz sende ve seninle beraber olanlarda uğursuzluk görüyoruz!" diye karşılık verdiler. (Salih) "Uğurumuz ya da uğursuzluğumuz Allah’ın elindedir!" dedi, "İşin gerçeği, sizler sınanan bir toplumsunuz!" |
Mustafa İslamoğlu |
Onlar "Biz, senin ve seninle beraber olanların uğursuzluk getirdiğine inanıyoruz" dediler. (Salih) "Uğurunuz Allah`ın takdirindedir; kaldı ki siz (besbelli ki) sınanan bir toplumsunuz" dedi. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Dediler ki «Biz seninle ve seninle beraber olanlar ile teşe’üm ettik. (Hazreti Sâlih de) Dedi ki «Sizin şeametiniz, Allah indinde (malûm)dur. Hayır. Siz imtihana tutulur bir tâifesinizdir.» |
Ömer Öngüt |
Dediler ki "Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık. " Sâlih dedi ki "Uğursuzluğunuz Allah katındadır. Doğrusu siz imtihana çekilen bir kavimsiniz. " |
Sadık Türkmen |
Dediler ki "Senin ve seninle beraber bulunan kimselerin yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi ki "Sizin uğursuzluk sandığınız belâlar Allah’tan gelmektedir. Aksine siz yapageldiğiniz kötülüklerin karşılığı verilen bir topluluksunuz." |
Seyyid Kutub |
Semudoğulları, Salih’e «Sen ve yanındakiler bize uğursuzluk getirdiniz» dediler. Salih dedi ki; «Sizin kısmetiniz Allah katında belirlenmiştir. Aslında siz toplum olarak sınavdan geçiriliyorsunuz.» |
Suat Yıldırım |
"Biz" dediler, "senin ve sana bağlı olanların yüzünden uğursuzluğa uğradık."Salih "Uğursuzluk dediğiniz şey Allah katında takdir edilmiştir. Doğrusu siz imtihana tutulan bir toplumsunuz." diye cevap verdi. |
Süleyman Ateş |
Dediler "Senin ve seninle beraber bulunanların yüzünden uğursuzluğa uğradık." Dedi "Uğursuzluğunuz(un sebebi), Allâh’ın yanındadır (herşey O’nun takdiriyle olur). Doğrusu siz (bu olaylarla) sınanan bir toplumsunuz." |
Şaban Piriş |
-Sen ve beraberindeki kimseler, bize uğursuzluk getirdiniz dediler. -Uğursuzluğunuz Allah katındandır. Esasında imtihan oluyorsunuz, dedi. |
Tefhim-ul Kur'an |
Dediler ki «Senin ve seninle birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık.» Dedi ki «Sizin uğursuzluğunuz (başınıza gelenler) Allah katında (yazılı)dır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Dediler "Sen ve beraberindekiler yüzünden başımıza uğursuzluk geldi/sen ve beraberindekileri uğursuzluk belirtisi sayıyoruz." Dedi "Uğursuzluk kuşunuz Allah katındadır. Daha doğrusu siz, imtihana çekilen bir topluluksunuz. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
They said "Ill omen do we augur from thee and those that are with thee". He said "Your ill omen is with Allah; yea, ye are a people under trial." |
قَالُوا ḳālū |
dediler | ق و ل |
اطَّيَّرْنَا TTayyernā |
uğursuzluğa uğradık | ط ي ر |
بِكَ bike |
senin yüzünden | |
وَبِمَنْ ve bimen |
ve bulunanların yüzünden | |
مَعَكَ meǎke |
seninle beraber | |
قَالَ ḳāle |
dedi | ق و ل |
طَائِرُكُمْ Tāirukum |
uğursuzluğunuz | ط ي ر |
عِنْدَ ǐnde |
katındadır | ع ن د |
اللَّهِ llahi |
Allah | |
بَلْ bel |
doğrusu | |
أَنْتُمْ entum |
siz | |
قَوْمٌ ḳavmun |
bir toplumsunuz | ق و م |
تُفْتَنُونَ tuftenūne |
sınanan | ف ت ن |