قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِمِينَ
Kul sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül mücrimın
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
De ki Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş mücrimlerin sonu. |
Abdullah Parlıyan |
"Yeryüzünde dolaşın da, günahlara batıp gidenlerin sonu ne oldu görün, ibret alın." |
Adem Uğur |
De ki Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün! |
Ahmed Hulusi |
De ki "Arzda seyredin de, suçluların sonu nasıl oldu, bir bakın." |
Ahmet Varol |
’Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonları nasıl olmuş bir bakın!’ |
Ali Bulaç |
De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün" |
Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm, Mekke halkına) de ki "- Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, günahkârların akıbeti nasıl olmuş!..." |
Bayraktar Bayraklı |
“Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbetinin ne olduğunu bir görün!” |
Bekir Sadak |
De ki «Yeryuzunde gezin, suclularin sonunun nasil olduguna bir bakin.» |
Celal Yıldırım |
De ki Yeryüzünde bir gezin de o suçlu günahkârların sonunun ne olduğunu bir görün. |
Cemal Külünkoğlu |
De ki “Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın!” |
Diyanet İşleri |
De ki "Yeryüzünde dolaşın da suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bakın." |
Diyanet Vakfı |
De ki Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün! |
Edip Yüksel |
De ki "Yeryüzünü dolaşın da suçluların sonunun ne olduğuna bir bakın." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
De ki «Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!» |
Fizil-al il Kuran |
Onlara de ki; «Yeryüzünü geziniz de ağır suçluların sonunun nice olduğunu görünüz.» |
Gültekin Onan |
De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün." |
Harun Yıldırım |
De ki Yeryüzünde gezin de, günahkârların âkıbeti nice oldu, görün! |
Hasan Basri Çantay |
De ki «Yerde gezin (dolaşın) da günahkârların sonu nice olmuşdur, görün». |
Hayrat Neşriyat |
De ki `Yeryüzünde dolaşın da o günahkârların âkıbeti nasıl olmuş bakın!` |
İbn-i Kesir |
De ki Yeryüzünde gezinin de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün. |
İlyas Yorulmaz |
Deki "Yeryüzünde şöyle bir dolaşın. Bakın bakalım suçluların sonu nasıl olmuş?" |
İskender Ali Mihr |
(Onlara) de ki "Yeryüzünde dolaşın! Böylece bakın, mücrimlerin (suçluların) akıbeti (sonu) nasıl oldu?" |
Kadri Çelik |
De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün!" |
Muhammed Esed |
De ki "Yeryüzünde dolaşın da (böyle diyerek) günaha gömülüp gitmiş olanların sonunu görün!" |
Mustafa İslamoğlu |
De ki "Yeryüzünde dolaşın da, günahı tabiat haline getirenlerin sonu ne olmuş, görün!" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
De ki «Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akibeti nasıl olmuştur.» |
Ömer Öngüt |
De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, günahkârların âkıbetinin nasıl olduğunu bir görün!" |
Sadık Türkmen |
De ki "Yeryüzünde dolaşıp araştırma yapın da, suçluların akıbeti nasıl oldu bir görün!" |
Seyyid Kutub |
Onlara de ki; «Yeryüzünü geziniz de ağır suçluların sonunun nice olduğunu görünüz.» |
Suat Yıldırım |
De ki "Hele dünyayı bir dolaşın da suçlu kâfirlerin âkıbetleri nasıl olmuş görün!" |
Süleyman Ateş |
De ki "Yeryüzünde yürüyün de suçluların sonunun nasıl olduğunu görün." |
Şaban Piriş |
-Yeryüzünde yürüyün ve bakın, günahkarların sonu nasıl olmuştur? de! |
Tefhim-ul Kur'an |
De ki «Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu günahkârların nasıl bir sona uğradıklarını bir görün» |
Yaşar Nuri Öztürk |
De ki "Yeryüzünde dolaşın da bir bakın nice olmuştur günahkârların sonu!" |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Say "Go ye through the earth and see what has been the end of those guilty (of sin)." |