وَيَوْمَ نَحْشُرُ مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ فَوْجًا مِمَّنْ يُكَذِّبُ بِآيَاتِنَا فَهُمْ يُوزَعُونَ
Ve yevme nahşüru min külli ümmetin fevcem mimmey yükezzibü bi ayatina fehüm yuzeun
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve o gün, her ümmetten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, takım takım duracaklar. |
Abdullah Parlıyan |
Ve o gün, her ümmetin içinden mesajlarımızı yalanlayanları ayrı bir bölük olarak toplayacağız ve böylece hepsi, Allah’ın huzuruna hesap görülmek üzere sevkedilirler. |
Adem Uğur |
O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler. |
Ahmed Hulusi |
O süreç ki, her ümmetten işaretlerimizi yalanlayanları gruplar hâlinde toplarız... Onlar hep beraber sevk olunurlar. |
Ahmet Varol |
O gün her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanlardan bir grubu toplarız. Artık onlar (arkalarındakiler de kendilerine katılıncaya kadar) tutuklanırlar. |
Ali Bulaç |
Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar ’tutuklanıp (azap yerine) dağıtılırlar.’ |
Ali Fikri Yavuz |
Kıyamet gününde her din ehlinden, âyetlerimizi tekzip edenlerden bir topluluk toplıyacağız. Artık bunlar, diğer kafileler arka arkaya gelip toplanıncaya kadar tutuklanacaklardır. |
Bayraktar Bayraklı |
O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplarız da onlar toplu olarak hesap yerine sevk edilirler. |
Bekir Sadak |
O gun her ummetin ayetlerimizi yalanlayanlarini toplariz. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler. |
Celal Yıldırım |
Ve o gün, her ümmetten, âyetlerimizi yalanlıyanları birer grup halinde toplayıp biraraya getireceğiz ; onları birarada tutup (sonra da Cehennem’e) sevkedeceğiz. |
Cemal Külünkoğlu |
O büyük duruşma günü, her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan birer zümre toplarız, onlar bir araya getirilip (hesap yerine) sevk edilirler. |
Diyanet İşleri |
Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların (topluca hesap yerine) sevk edilecekleri günü hatırla. |
Diyanet Vakfı |
O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler. |
Edip Yüksel |
Ve o gün gelecek, her toplum içinde, ayetlerimizi ve mucizelerimizi yalanlayan kimseleri toplayıp süreceğiz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün, artık onlar bir arada tutulup (hesap yerine) sevkedilirler. |
Fizil-al il Kuran |
O gün her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları grup grup bir yere topladıktan sonra saf düzeninde yürüyüşe geçiririz. |
Gültekin Onan |
Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar ’tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar’. |
Harun Yıldırım |
O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler. |
Hasan Basri Çantay |
(Hatırla) o gün (ü ki) her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemâati toplayacağız. Artık onlar (kaafilelerin ardı alınıncaya kadar) tevkıyf olunacaklardır. |
Hayrat Neşriyat |
Hem o gün her ümmet içinden, âyetlerimizi yalanlayanları bir bölük hâlinde toplarız; artık onlar toplu olarak (hesab yerine) sevk edilirler. |
İbn-i Kesir |
Her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları toplayacağımız gün; onlar, bir arada tutulurlar. |
İlyas Yorulmaz |
O (hesap) günü, her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları, grup halinde bir araya toplarız ve düzenli bir şekilde bekletilirler. |
İskender Ali Mihr |
Ve o gün, bütün ümmetlerden, âyetlerimizi tekzip edenleri (yalanlayanları) grup grup haşredeceğiz (toplayacağız). Böylece onlar (72 fırka) biraraya getirilir. |
Kadri Çelik |
Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar dağılmaktan alıkonurlar. |
Muhammed Esed |
Ve o Gün her ümmetin içinden mesajlarımızı yalanlayanları ayrı bir bölük olarak toplayacağız; ve böylece, onlar (günahlarının derecesine göre) sınıflandırılacaklar; |
Mustafa İslamoğlu |
İşte o gün, her bir ümmetten ayetlerimizi yalanlayanlara özgü birer bölük oluşturacağız; ve onları (öylece) sevk edeceğiz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve o gün ki, her ümmetten Bizim âyetlerimizi tekzîp eder olan kimselerden bir tâifeyi haşrederiz. Artık onlar tevkif edileceklerdir. |
Ömer Öngüt |
Her ümmet içinden âyetlerimizi yalanlayan birer cemaat toplarız da, onlar o gün bir arada tutulurlar. |
Sadık Türkmen |
O gün her toplumdan; ayetlerimizi yalanlayan kimselerden bir grup toplarız da, onlar bir arada tutuklu olarak sevkedilirler. |
Seyyid Kutub |
O gün her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları grup grup bir yere topladıktan sonra saf düzeninde yürüyüşe geçiririz. |
Suat Yıldırım |
O büyük duruşma günü, her ümmetten ayetlerimizi yalan sayan birer cemaat toplarız, onlar bir araya getirilip Allah’ın huzuruna sevkolunurlar. |
Süleyman Ateş |
O gün her ümmet içinde âyetlerimizi yalanlayanlardan bir cemâat toplarız. Onlar hep bir araya getirilip tutuklanarak (ilahi huzûra) sevk edilirler. |
Şaban Piriş |
Ve o gün, her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları birer grup halinde toplayıp, biraraya getiririz. Onlar da toplanırlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar ’tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.’ |
Yaşar Nuri Öztürk |
O gün her ümmetin içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir zümre derleriz de onlar, toplu halde ortaya sürülürler. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
One day We shall gather together from every people a troop of those who reject our Signs, and they shall be kept in ranks,- |
وَيَوْمَ ve yevme |
o gün | ي و م |
نَحْشُرُ neHşuru |
toplarız | ح ش ر |
مِنْ min |
-ten | |
كُلِّ kulli |
her | ك ل ل |
أُمَّةٍ ummetin |
ümmet- | ا م م |
فَوْجًا fevcen |
bir cemaat | ف و ج |
مِمَّنْ mimmen |
-dan | |
يُكَذِّبُ yukeƶƶibu |
yalanlayanlar- | ك ذ ب |
بِايَاتِنَا biāyātinā |
ayetlerimizi | ا ي ي |
فَهُمْ fe hum |
onlar | |
يُوزَعُونَ yūzeǔne |
(ilahi huzura) sevk edilirler | و ز ع |