إِنَّ قَارُونَ كَانَ مِنْ قَوْمِ مُوسَىٰ فَبَغَىٰ عَلَيْهِمْ ۖ وَآتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُ بِالْعُصْبَةِ أُولِي الْقُوَّةِ إِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِحِينَ

İnne karune kane min kavmi masu fe beğa aleyhim ve ateynahü minel künuzi ma inne mefatihahu le tenuü bil usbeti ülil kuvveti iz kale lehu kavmühu la tefrah innellahe la yühıbbül ferihıyn

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki Kârun, Mûsâ’nın kavmindendi de onlara karşı isyân etti; ona öyle hazîneler vermiştik ki anahtarlarını bile güçlü kuvvetli on, onbeş kişi götüremezdi. Hani kavmi ona sevinip övünme demişti, şüphe yok ki Allah, sevinip övünenleri sevmez.

Abdullah Parlıyan

Şimdi hesap gününde, bu duruma düşmek istemeyenler bilsinler ki, şu ünlü Kârûn da Musa’nın kavmindendi. Zenginliğiyle böbürlenerek toplumuna karşı şımardı da şımardı. Biz kendisine öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile bir topluluğa zor gelirdi. Toplumu ona demişti ki, servetinden dolayı böyle şımarma, Allah şımarıkları sevmez!

Adem Uğur

Karun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.

Ahmed Hulusi

Muhakkak ki Karun, Musa’nın kavminden idi de onlara haddi aşıp zulmetti... Ona öyle hazineler vermiştik ki onların anahtarları güçlü bir gruba ağır gelirdi... Hani yurttaşları ona dedi ki "Şımarma, muhakkak ki Allâh şımarıp taşkınlık gösterenleri sevmez."

Ahmet Varol

’Şımarma! Çünkü Allah şımaranları sevmez.

Ali Bulaç

Gerçek şu ki, Karun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki "Şımararak sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları sevmez."

Ali Fikri Yavuz

Gerçekten Karûn, Mûsa’nın kavminden idi de onlara karşı azgınlık etmişti. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları güçlü kuvvetli bir toplulukla (zorla) taşınıyordu. O vakit (Mûsa’nın) kavmi, ona şöyle demişti "- Gururlanıb şımarma, çünkü Allah (dünya malı ile) şımaranları sevmez.

Bayraktar Bayraklı

“Şımarma! Bil ki Allah şımaranları sevmez.”

Bekir Sadak

(76-77) Karun, Musa’nin milletindendi; ama onlara karsi azdi. Biz ona, anahtarlarini guclu bir toplulugun zor tasidigi hazineler vermistik. Milleti ona «Boburlenme, Allah suphesiz ki boburlenenleri sevmez. Allah’in sana verdigi seylerde, ahiret yurdunu gzet, dunyadaki payini da unutma; Allah’in sana yaptigi iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryuzunde bozgunculuk isteme; dogrusu Allah bozgunculari sevmez» demislerdi.

Celal Yıldırım

Şüphesiz ki, Karun, Musa’nın milletinden idi. Onlara karşı azgınlık ve taşkınlıkta bulundu. Biz ona öyle hazineler verdik ki, anahtarlarını taşımak güçlü bir gruba bile ağır geliyordu. Hani kavmi ona dedi ki «Şımarıp böbürlenme; Allah elbetteki şımarıp böbürlenenleri sevmez».

Cemal Külünkoğlu

Gerçek şu ki; Karun, Musa`nın kavminden (amcasının oğlu) idi. Ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını (taşımak bile) güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki “Böbürlenme! Çünkü Allah böbürlenip şımaranları sevmez.”

Diyanet İşleri

Şüphesiz Kârûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik. Hani, kavmi kendisine şöyle demişti "Böbürlenme! Çünkü Allah, böbürlenip şımaranları sevmez."

Diyanet Vakfı

Karun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.

Edip Yüksel

Karun, Musa’nın halkından olmasına rağmen ihanet edip onlara zulmetti. Kendisine öyle hazineler vermiştik ki anahtarları güçlü bir topluluğa bile ağır geliyordu. Halkı ona şöyle demişti "Şımarma, ALLAH şımaranları sevmez."

Elmalılı Hamdi Yazır

Karun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki «Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.»

Fizil-al il Kuran

Karun, Musa’nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki; «Şımarma, Allah şımaranları sevmez.»

Gültekin Onan

Gerçek şu ki, Karun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki "Şımararak sevinme çünkü Tanrı şımararak sevince kapılanları sevmez."

Harun Yıldırım

Karun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.

Hasan Basri Çantay

Filhakıyka Kaarun Musânın kavmindendi. Fakat onlara karşı serkeşlik etdi o. Biz ona öyle hazineler verdik ki anahtarları (nı taşımak bile) gücü kuvvetli büyük bir cemâate ağır geliyordu. O vakit kavmi ona şöyle demişdi «Şımarma. Çünkü Allah şımarıkları sevmez».

Hayrat Neşriyat

Hakikaten Karun, Mûsâ`nın kavminden idi. Fakat onlara karşı azgınlık etmişti. Ve ona öyle hazînelerden vermiştik ki, gerçekten onun (hazînelerinin) anahtarları(nı taşımak)güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. O zaman kavmi ona şöyle demişti `Böbürlenme! Çünki Allah, böbürlenenleri sevmez!`

İbn-i Kesir

Gerçekten Karun; Musa’nın kavminden biriydi. Ama onlara karşı azgınlık etti. Biz, ona; anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Kavmi ona şöyle demişti Şımarma, çünkü Allah; şımarıkları sevmez.

İlyas Yorulmaz

Karun, Musa nın kavminden idi. Halkı üzerine (büyüklük taslayarak) azmıştı. Biz çok güçlü topluluklarla taşınan hazinelerin anahtarlarını ona vermiştik. Kavmi ona "Çok böbürlenme, Allah övünüp böbürlenenleri sevmez" demişti.

İskender Ali Mihr

Karun, Musa (A.S)’ın kavmindendi. Sonra onlara karşı azdı. Ona hazineler verdik. Öyle ki gerçekten onun anahtarlarını mutlaka kuvvetli bir topluluk zor taşıyordu. Kavmi ona "Sevinme (gururlanma), muhakkak ki Allah şımaranları (gururlananları) sevmez." demişti.

Kadri Çelik

Şüphesiz Karun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Hani halkı ona, "Şımararak sevinme, gerçekten Allah, şımararak sevinenleri sevmez" demişti

Muhammed Esed

(İmdi,) Hesap Günü’nde bu duruma düşmek istemeyenler bilsinler ki şu ünlü Karun da Musa’nın kavmindendi ve kendini büyük görüp onlara zulmediyordu; çünkü Biz kendisine öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile bir manga adama, hatta daha fazlasına zor gelirdi. Soydaşları ona "(Servetinden ötürü) böyle böbürlenme, çünkü Allah böbürlenenleri sevmez!

Mustafa İslamoğlu

Unutmayın ki, Karun da Musa kavmine mensup biriydi; fakat onların omuzlarında yükselerek haddi aştı; zira Biz kendisine öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile güçlü kuvvetli bir müfrezeye zor gelirdi. Bir gün kavmi ona dedi ki "Şımarma! Çünkü Allah şımaranları sevmez.

Ömer Nasuhi Bilmen

Şüphe yok ki Karun, Mûsa’nın kavminden bulunmuştu. Fakat onlara karşı haddi tecavüz etti ve ona hazinelerden öylesini vermiş idik ki, onun anahtarları muhakkak kuvvetli, büyük bir cemaate ağır geliyordu. O vakit kavmi ona dedi ki «Şımarma! Şüphe yok ki Allah şımarık olanları sevmez.»

Ömer Öngüt

Karun, Musa’nın kavminden biriydi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona anahtarlarını güçlü bir topluluğun zor taşıdığı hazineler vermiştik. Kavmi ona şöyle demişti "Gururlanıp şımarma, şüphesiz ki Allah şımarıkları sevmez. "

Sadık Türkmen

Gerçek şu Kİ; Karun, Musa’nın kavminden idi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki; onun anahtarları kuvvet sahibi bir topluluğa ağır geliyordu! Bir zaman kavmi ona demişti ki "Şımarma! Çünkü Allah şımarıklık edenleri sevmez!

Seyyid Kutub

Karun, Musa’nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki; «Şımarma, Allah şımaranları sevmez.»

Suat Yıldırım

Yoldan sapanlardan biri olan Karun da Mûsa’nın ümmetinden olup onlara karşı böbürlenerek zulmetmişti. Ona hazineler dolusu öyle bir servet vermiştik ki o hazinelerin anahtarlarını bile güçlü kuvvetli bir bölük zor taşırdı. Halkı ona "Servetine güvenip şımarma, böbürlenme! Zira Allah böbürlenenleri sevmez!" demişti.

Süleyman Ateş

Kârûn, Mûsâ’nın kavminden idi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz kendisine öyle hazineler vermiştik ki onun (hazinelerinin) anahtarlarını (taşımak), güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Kavmi ona demişti ki "Şımarma, Allâh, şımarıkları sevmez."

Şaban Piriş

Karun, Musa’nın kavminden idi; ama onlara karşı azgınlık etti. Ona güçlü bir sürü adamın anahtarlarını taşımakta zorluk çektiği hazineler vermiştik. Kavmi ona -Şımarma, çünkü Allah, şımarıkları sevmez, demişti.

Tefhim-ul Kur'an

Gerçek şu ki, Kârun, Musa’nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, onun anahtarları birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki «Şımararak sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları sevmez.»

Yaşar Nuri Öztürk

Şu da bir gerçek ki Karun, Mûsa kavmindendi. Onlara karşı şımarıklık/azgınlık yaptı. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak, kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona şöyle demişti "Şımarma, çünkü Allah, şımaranları sevmez."

Yusuf Ali (İngilizce)

Qarun was doubtless, of the people of Moses; but he acted insolently towards them such were the treasures We had bestowed on him that their very keys would have been a burden to a body of strong men, behold, his people said to him "Exult not, for Allah loveth not those who exult (in riches).

KELİME KÖKLERİ
إِنَّ
inne
elbette
قَارُونَ
ḳārūne
Karun
كَانَ
kāne
idi ك و ن
مِنْ
min
-nden
قَوْمِ
ḳavmi
kavmi- ق و م
مُوسَىٰ
mūsā
Musa’nın
فَبَغَىٰ
febeğā
azgınlık etti ب غ ي
عَلَيْهِمْ
ǎleyhim
onlara karşı
وَاتَيْنَاهُ
ve āteynāhu
ve ona vermiştik ا ت ي
مِنَ
mine
-den
الْكُنُوزِ
l-kunūzi
hazineler- ك ن ز
مَا
ki
إِنَّ
inne
muhakkak
مَفَاتِحَهُ
mefātiHahu
onun anahtarları ف ت ح
لَتَنُوءُ
letenū'u
ağır geliyordu ن و ا
بِالْعُصْبَةِ
bil-ǔSbeti
bir topluluğa ع ص ب
أُولِي
ūlī
sahibi ا و ل
الْقُوَّةِ
l-ḳuvveti
kuvvet ق و ي
إِذْ
hani
قَالَ
ḳāle
demişti ki ق و ل
لَهُ
lehu
ona
قَوْمُهُ
ḳavmuhu
kavmi ق و م
لَا
تَفْرَحْ
tefraH
şımarma ف ر ح
إِنَّ
inne
şüphesiz
اللَّهَ
llahe
Allah
لَا
يُحِبُّ
yuHibbu
sevmez ح ب ب
الْفَرِحِينَ
l-feriHīne
şımarıkları ف ر ح