وَلَقَدْ كُنْتُمْ تَمَنَّوْنَ الْمَوْتَ مِنْ قَبْلِ أَنْ تَلْقَوْهُ فَقَدْ رَأَيْتُمُوهُ وَأَنْتُمْ تَنْظُرُونَ

Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe kad raeytümuhü ve entüm tenzurun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Andolsun, ölümle karşılaşmadan önce arzulamıştınız ölümü. İşte onu gördünüz, bakıp duruyordunuz ona.

Abdullah Parlıyan

Siz ölümle yüz yüze gelmeden Allah yolunda ölmeyi arzuluyordunuz. İşte onu şimdi gözlerinizle görmektesiniz, ama ona atılmayıp bakıp duruyorsunuz.

Adem Uğur

Andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu karşınızda gördünüz.

Ahmed Hulusi

Andolsun siz, ölümle karşı karşıya kalmadan önce şehîd olmayı temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, bakıp duruyorsunuz!

Ahmet Varol

Siz ona kavuşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz; ama öyle bakıp duruyordunuz.

Ali Bulaç

Andolsun, siz onunla karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Ali Fikri Yavuz

Gerçekten siz, savaşa tutuşmazdan önce, ölüp şehid olmayı arzu etmiştiniz. Fakat işte onu gördüğünüz halde bakıp duruyorsunuz. (Bu âyet-i kerime, Bedir savaşında bulunamayıp Medine’de kalanlar hakkında nâzil olmuştur. Bunlar Bedir savaşında bulunup şehid olmayı arzu etmişlerdi. Fakat daha sonra Uhud savaşında bulundukları halde, çokları savaşa karşı ayak direyememişti).

Bayraktar Bayraklı

Andolsun ki siz ölümle yüz yüze gelmeden önce, onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu kendi gözlerinizle görmektesiniz.

Bekir Sadak

And olsun ki, olumle karsilasmadan once onu temenni ediyordunuz; iste onu gozlerinizle bakarak gordunuz.

Celal Yıldırım

And olsun ki, ölümle karşılaşmadan önce onu temenni edip duruyordunuz. İşte onu gözlerinizle bakarak görüyorsunuz.

Cemal Külünkoğlu

Gerçekten siz, savaşa tutuşmazdan önce, ölmeyi (şehid olmayı) arzu etmiştiniz. Fakat (Uhud gününde) onu gördüğünüz halde (seyirci gibi) bakıp duruyordunuz.

Diyanet İşleri

Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Diyanet Vakfı

Andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz. İşte şimdi onu karşınızda gördünüz.

Edip Yüksel

Siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. Fakat şimdi onu gördüğünüz halde bekliyorsunuz.

Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Fizil-al il Kuran

Sizler ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. Oysa onu görünce bakıp duruyorsunuz.

Gültekin Onan

Andolsun, siz onunla karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Harun Yıldırım

Andolsun ki siz onunla karşılaşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte onu kesin olarak gördüğünüz halde bakıp duruyorsunuz?

Hasan Basri Çantay

Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzulamışdınız. İşte onu gerçekden gördünüz de. (Fakat) siz (seyirciler gibi) bakıyordunuz.

Hayrat Neşriyat

Ve and olsun ki (siz) onunla karşılaşmadan önce ölümü (şehâdeti) temennî ediyordunuz; işte siz (kardeşleriniz şehîd edilirken) bakakaldığınız bir hâlde, yakinen onu(ölümü) gördünüz.

İbn-i Kesir

Gerçekten siz, ölümle karşılaşmadan önce onu arzulamıştınız. İşte onu gördüğünüz halde bakıp duruyorsunuz.

İlyas Yorulmaz

Ölümle karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. Sizler ölümü (savaşı) beklerken, işte ölümü (savaşı) gördünüz (savaşsanız ya).

İskender Ali Mihr

Ve andolsun ki siz, ölümü (şehit olmayı), onunla karşılaşmadan (yüzyüze gelmeden) önce, temenni ediyordunuz. İşte şimdi onu görmüş oldunuz. Ve ,(oysa) siz ( şehit olarak ölmeyi) bekliyordunuz.

Kadri Çelik

Şüphesiz ölümle (cihatla) karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz; (ama şimdi) ölümü görünce (tedirgin gözlerle) bakıyorsunuz.

Muhammed Esed

Nitekim siz, ölümle yüzyüze gelmeden önce, (Allah yolunda) ölmeyi arzuladınız işte şimdi kendi gözlerinizle onu görmektesiniz!

Mustafa İslamoğlu

Nitekim siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce (Allah yolunda) can vermeyi arzuluyordunuz; işte şimdi onu gösterdiğimiz halde seyirci kalan da (yine) siz oluyorsunuz.

Ömer Nasuhi Bilmen

Andolsun ki, siz ölümü onunla karşılaşmadan evvel temenni ediyordunuz. İşte siz bekleyip durduğunuz halde onu görüverdiniz.

Ömer Öngüt

Andolsun ki siz ölümle yüz yüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz. Şimdi onunla karşılaştınız ve gözlerinizle bakıp duruyorsunuz.

Sadık Türkmen

Andolsun, siz ölümle karşılaşmadan önce onu temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz ama bakıp duruyorsunuz.

Seyyid Kutub

Sizler ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. Oysa onu görünce bakıp duruyorsunuz.

Suat Yıldırım

Siz ölümle yüzyüze gelmeden önce, şehid olmayı temenni etmiştiniz. İşte şimdi onu ayan beyan gördünüz.

Süleyman Ateş

Andolsun ki, siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Şaban Piriş

Oysa siz, (Uhud’da) ölümle karşılaşmadan önce (Allah yolunda) ölmeyi arzuladınız. İşte şimdi onu gözlerinizle gördünüz.

Tefhim-ul Kur'an

Andolsun, siz onunla karşılaşmadan önce ölümü temenni ediyordunuz. İşte onu gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.

Yaşar Nuri Öztürk

Yemin olsun ki siz, onunla karşılaşmadan önce ölümü arzuluyordunuz. İşte gördünüz onu ve bakıp duruyorsunuz.

Yusuf Ali (İngilizce)

Ye did indeed wish for death before ye met him Now ye have seen him with your own eyes, (And ye flinch!)

KELİME KÖKLERİ
وَلَقَدْ
veleḳad
andolsun ki
كُنْتُمْ
kuntum
siz ك و ن
تَمَنَّوْنَ
temennevne
arzuluyordunuz م ن ي
الْمَوْتَ
l-mevte
ölümü م و ت
مِنْ
min
قَبْلِ
ḳabli
önce ق ب ل
أَنْ
en
تَلْقَوْهُ
telḳavhu
onunla karşılaşmadan ل ق ي
فَقَدْ
feḳad
işte
رَأَيْتُمُوهُ
raeytumūhu
onu gördünüz ر ا ي
وَأَنْتُمْ
veentum
ve siz
تَنْظُرُونَ
tenZurūne
bakıp duruyorsunuz ن ظ ر