الَّذِينَ قَالُوا لِإِخْوَانِهِمْ وَقَعَدُوا لَوْ أَطَاعُونَا مَا قُتِلُوا ۗ قُلْ فَادْرَءُوا عَنْ أَنْفُسِكُمُ الْمَوْتَ إِنْ كُنْتُمْ صَادِقِينَ
Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlar öyle kişilerdir ki otururlar da kardeşlerine, eğer derler, bizi dinleselerdi öldürülmeyeceklerdi. De ki Ölümü çevirin kendinizden sözünüz doğruysa. |
Abdullah Parlıyan |
"Eğer doğruysanız, ölümü engellesenize." |
Adem Uğur |
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında "Bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyenlere, "Eğer doğru sözlü insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!" de. |
Ahmed Hulusi |
O savaşa katılmayanlar, kardeşleri için "Eğer bize uysalardı, öldürülmezlerdi" dediler. De ki "Dediğiniz doğru ise ölümü uzak kılın başınızdan bakalım!" |
Ahmet Varol |
’Eğer doğru sözlü iseniz ölümü kendinizden savın bakalım!.’ |
Ali Bulaç |
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki "Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse." |
Ali Fikri Yavuz |
Uhud gününde Medine’de oturup, savaşta ölen yakınları hakkında "- Eğer bizi dinleselerdi ölmiyeceklerdi" diyen o münafıklara şöyle söyle "- Öyle ise, kendinizden ölümü geri çevirin, eğer sadıklardansanız." |
Bayraktar Bayraklı |
Evlerinde oturup da kardeşleri hakkında “Bize uysalardı öldürülmezlerdi” diyenlere, “Eğer doğru sözlü insanlar iseniz canlarınızı ölümden kurtarınız bakalım” de! |
Bekir Sadak |
Onlar oturup, kardesleri icin «Bize itaat etselerdi oldurulmezlerdi» dediler. De ki «Eger dogru sozlu iseniz, olumu kendinizden savin". |
Celal Yıldırım |
O münafıklar ki, oturdular da savaşa katılan kardeşleri için, «Bize uyup kalsalardı öldürülmezlerdi» dediler. De ki Eğer doğrulardan iseniz haydi kendinizden ölümü geri çevirin ! |
Cemal Külünkoğlu |
(Uhud gününde Medine`de) kendileri oturup (savaşta şehid olan) kardeşleri için “Eğer bize itaat edip (Medine`de) kalsalardı, öldürülmezlerdi” diyen o münafıklara şöyle de “Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın bakalım!” |
Diyanet İşleri |
(Onlar), kendileri oturup kaldıkları hâlde kardeşleri için, "Eğer bize uysalardı, öldürülmezlerdi" diyen kimselerdir. De ki "Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü savın." |
Diyanet Vakfı |
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında «Bize uysalardı öldürülmezlerdi» diyenlere, «Eğer doğru sözlü insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!» de. |
Edip Yüksel |
Onlar oturup, akrabaları için şunu söylediler "Bize uysalardı öldürülmeyeceklerdi." De ki "Ölümü kendinizden savın da doğru sözlü olduğunuzu kanıtlayın." |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için «Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi» dediler. Onlara de ki «Eğer iddianızda doğru iseniz, kendinizden ölümü uzaklaştırınız». |
Fizil-al il Kuran |
Onlar, evlerinde oturup savaşa katılan kardeşleri için «Eğer bizim sözümüzü dinleselerdi, öldürülmezlerdi» diyenlerdir. De ki; «Eğer doğru söylüyorsanız, ölümü kendi başınızdan savın bakalım.» |
Gültekin Onan |
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki "Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse." |
Harun Yıldırım |
Onlar öyle kimselerdir ki oturdukları halde kardeşleri için "Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi?!" dediler. De ki "Doğru kimselerseniz ölümü kendinizden uzaklaştırın!" |
Hasan Basri Çantay |
Kendileri (evlerinde) oturarak kardeşlerine «Eğer bizi dinleselerdi ölmeyeceklerdi» diyen o adamlara de ki «öyle ise kendi nefislerinizden ölümü geri çevirin, eğer doğrucu (adam) larsanız». |
Hayrat Neşriyat |
Onlar ki (savaşa gitmeyip, evlerinde) oturdukları hâlde, (Uhud günü şehîd edilen)kardeşleri için `Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi!` dediler. (Ey Habîbim!) De ki `Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi kendinizden ölümü def` edin!` |
İbn-i Kesir |
Kendileri oturarak kardeşleri için Bize uysalardı öldürülmezlerdi, diyenlere, de ki Şayet sadıklardan iseniz, kendi nefislerinizden ölümü geri çevirin. |
İlyas Yorulmaz |
Savaşa gitmeyip oturdukları halde, (savaşta ölen) kardeşleri için, "Eğer bizi dinleyip savaşa gitmeselerdi ölmezlerdi" diyenlere "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz ölümü kendinizden uzaklaştırın" de. |
İskender Ali Mihr |
Onlar (munafıklar), kendileri oturdukları (savaşa gitmedikleri) halde, savaşa katılan kardeşleri için "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi." dediler. (Onlara) de ki "Eğer (sözünüzde) sâdık kimselerseniz, haydi ölümü kendinizden savın." |
Kadri Çelik |
Onlar oturup kardeşleri için, "Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi" dediler. De ki "Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden savın." |
Muhammed Esed |
kendilerini (savaştan) geri tutanlar, (öldürülen) kardeşleri hakkında, (sonradan,) "Bizi dinleselerdi öldürülmüş olmayacaklardı" dediler. De ki "Peki, sözünüzde samimi iseniz ölümü başınızdan savın bakalım!" |
Mustafa İslamoğlu |
kendileri evlerinde oturdukları halde, kardeşleri hakkında şöyle dediklerini "Eğer bize uysalardı, öldürülmüş olmayacaklardı". De ki "Hadi eğer sözünüzün arkasında duruyorsanız, başınızdan savın bakalım ölümü?" |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Onlar ki, kendileri oturdukları halde kardeşleri için «Eğer bize itaat etseydiler öldürülmezler idi,» dediler. De ki «Öyle ise kendi nefislerinizden ölümü defediniz! Eğer sâdık kimseler iseniz.» |
Ömer Öngüt |
Onlar (evlerinde) oturup da kardeşleri için "Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi. " dediler. Resulüm! De ki "Eğer doğru sözlü iseniz ölümü kendinizden savın. " |
Sadık Türkmen |
(onlar), kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için "Eğer bize uysalardı, öldürülmezlerdi" diyen kimselerdir. De ki "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi kendinizden ölümü uzaklaştırın!" |
Seyyid Kutub |
Onlar, evlerinde oturup savaşa katılan kardeşleri için «Eğer bizim sözümüzü dinleselerdi, öldürülmezlerdi» diyenlerdir. De ki; «Eğer doğru söylüyorsanız, ölümü kendi başınızdan savın bakalım.» |
Suat Yıldırım |
Onlar o münafıklardır ki kendileri savaşa çıkmayıp evde oturmaları yetmiyor gibi, bir de kalkıp (bilgiçlik taslayarak) savaşta şehid olan arkadaşları hakkında "Sözümüze kulak verselerdi böyle öldürülmezlerdi." derler. De ki "Eğer, iddianızda tutarlı iseniz, haydi elinizden geliyorsa kendinizi ölümün elinden kurtarın bakalım!" |
Süleyman Ateş |
(Savaştan geri kalıp) Oturarak, kardeşleri için "Bizim sözümüzü tutsalardı, öldürülmezlerdi." diyenlere söyle "Eğer doğru iseniz, kendinizden ölümü savınız!" |
Şaban Piriş |
Oturdukları yerden, öldürülen kardeşleri için -Bize uysalardı öldürülmezlerdi, diyen kimselere de ki -Haydi, doğru söylüyorsanız, ölümü kendinizden savın! |
Tefhim-ul Kur'an |
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için «Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi» diyenlerdir. De ki «Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse.» |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yerlerinde oturup da kardeşleri için, "Bizi dinlemiş olsalardı öldürülmeyeceklerdi." diyenlere şöyle söyle "Eğer doğru sözlüler iseniz, kendi benliklerinizden uzaklaştırın ölümü!" |
Yusuf Ali (İngilizce) |
(They are) the ones that say, (of their brethren slain), while they themselves sit (at ease) "If only they had listened to us they would not have been slain." Say "Avert death from your own selves, if ye speak the truth." |
الَّذِينَ elleƶīne |
kimselere | |
قَالُوا ḳālū |
diyen(lere) | ق و ل |
لِإِخْوَانِهِمْ liiḣvānihim |
kardeşleri için | ا خ و |
وَقَعَدُوا veḳaǎdū |
(Savaştan geri kalıp) oturarak | ق ع د |
لَوْ lev |
eğer | |
أَطَاعُونَا eTāǔnā |
bizim sözümüzü tutsalardı | ط و ع |
مَا mā |
||
قُتِلُوا ḳutilū |
öldürülmezlerdi | ق ت ل |
قُلْ ḳul |
de ki | ق و ل |
فَادْرَءُوا fedra'ū |
haydi savın | د ر ا |
عَنْ ǎn |
||
أَنْفُسِكُمُ enfusikumu |
kendinizden | ن ف س |
الْمَوْتَ l-mevte |
ölümü | م و ت |
إِنْ in |
eğer | |
كُنْتُمْ kuntum |
iseniz | ك و ن |
صَادِقِينَ Sādiḳīne |
doğrulardan | ص د ق |