إِذْ قَالَتِ امْرَأَتُ عِمْرَانَ رَبِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرًا فَتَقَبَّلْ مِنِّي ۖ إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı muharranan fe tekabbel minnı inneke entes semıul alım

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

An o zamanı ki İmrân’ın zevcesi, yâ Rabbi demişti, karnımdakini, azatlı bir kul olmak üzere sana adadım, kabul et. Şüphe yok ki sen duyarsın, bilirsin.

Abdullah Parlıyan

"Ey Rabbim! Karnımdakini her türlü bağımlılıklardan uzak, hür olarak sadece sana kul olması için adadım. Benden bunu kabul buyur. Doğrusu yalnız sen, herşeyi bilen ve duyansın."

Adem Uğur

İmrân’ın karısı şöyle demişti "Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin."

Ahmed Hulusi

Hani İmran’ın karısı "Rabbim karnımdaki çocuğu herhangi bir şarta bağlı olmaksızın sana adadım; benden kabul buyur. Muhakkak ki sen, Semi’’sin, Aliym’sin."

Ahmet Varol

"Ey Rabbim! Karnımdaki çocuğu hür/erkek bir insan olarak sırf sana adıyorum. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin."

Ali Bulaç

Hani İmran’ın karısı "Rabbim, karnımda olanı, ’her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.

Ali Fikri Yavuz

(Îsa’nın büyükannesi olan) İmran’ın zevcesi şöyle demişti "- Ey Rabbim, karnımdakini dünya meşguliyetlerinden beri olarak sana adadım. Böylece adağımı kabul buyur. Muhakkak ki sen, benim adadığımı hakkıyla işitici ve niyyetimin ne olduğunu kemâliyle bilicisin."

Bayraktar Bayraklı

“Ey Rabbim! Karnımdaki çocuğu hür/erkek bir insan olarak sırf sana adıyorum. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin.”

Bekir Sadak

Imran’in karisi «Ya Rabbi! Karnimda olani, sadece sana hizmet etmek uzere adadim, benden kabul buyur, dogrusu isiten ve bilen ancak Sensin» demisti.

Celal Yıldırım

Hani imrân’ın karısı «Rabbim ! karnımdakini her kayıttan uzak sadece ibâdette bulunmak üzere sana adadım. Bunu benden kabul buyur. Şüphesiz ki sen, sen her şeyi işitirsin, bilirsin,» demişti.

Cemal Külünkoğlu

Hani İmran`ın karısı (İsa`nın büyükannesi ve Meryem`in annesi Hanne) şöyle demişti “Ey Rabbim! Karnımdaki (çocuğumu) senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et. Doğrusu, yalnız sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!”

Diyanet İşleri

Hani, İmran’ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti.

Diyanet Vakfı

İmrân’ın karısı şöyle demişti «Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin.»

Edip Yüksel

İmran’ın karısı demişti ki "Efendim, karnımdakini tamamıyla sana adadım, adağımı kabul buyur. Sen İşitensin, Bilensin."

Elmalılı Hamdi Yazır

İmran’ın karısı «Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.» demişti.

Fizil-al il Kuran

Hani, İmran’ın karısı ’Rabbim, karnımdaki çocuğu, her türlü endişeden arınmış olarak sırf sana adadım, O’nu benden yana kabul buyur. Hiç , kuşkusuz sen işiten ve bilensin’ dedi.

Gültekin Onan

Hani İmran’ın karısı "Rabbim, karnımda olanı, ’her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen" demişti.

Harun Yıldırım

Hani İmran’ın karısı demişti ki "Rabbim, doğrusu ben karnımdakini azad edilmiş olarak sana adadım; benden kabul et! Şüphesiz Semi’ ve Alîm olan sensin, yalnız sen!"

Hasan Basri Çantay

Hani İmrân’ın karısı «Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım. Benden olan bu (adağ) ı kabul et. Şübhesiz (niyazımı) hakkıyle işiden, (niyyetimi) kemâliyle bilen Sensin Sen» demişdi.

Hayrat Neşriyat

Bir zaman İmrân`ın hanımı (Hanne) şöyle demişti `Rabbim! Gerçekten ben karnımdakini (ibâdet için) âzâd edilmiş (bir köle) olarak sana adadım, artık benden kabûl buyur! Şübhesiz ki Semî` (her niyâzı işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak sensin!`

İbn-i Kesir

Hani, İmran’ın karısı Rabbım karnımdakini hür olarak Sana adadım, benden kabul buyur. Doğrusu Sensin Sen, Semi, Alim, demişti.

İlyas Yorulmaz

İmranın karısı "Rabbim karnımdaki (çocuğu)mu hiçbir kimsenin baskısı olmadan sana adıyorum. Benden kabul et. Sen her şeyi işiten ve bilensin" demişti.

İskender Ali Mihr

İmrân’ın eşi (Hanne) "Rabbim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibadet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki Sen Semi’sin (en iyi işitensin), Alîm’sin (en iyi bilensin)." demişti.

Kadri Çelik

Hani İmran’ın karısı, "Ya Rabbi! Karnımda olanı, her şeyden bağımsız sadece sana ibadet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Doğrusu işiten ve bilen ancak sensin" demişti.

Muhammed Esed

Bir vakit İmran ailesinden bir kadın, "Ey Rabbim! Rahmimdeki (çocuğumu) Senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et Doğrusu, yalnız Sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!" diye (Rabbine) seslenmişti.

Mustafa İslamoğlu

Hani İmran`ın kadını demişti ki "Rabbim! Karnımdaki çocuğu, (her tür iç ve dış ayartmalardan) özgür olarak sana adadım Benden kabul buyur! Çünkü sen her şeyi işitensin, her şeyi bilensin.

Ömer Nasuhi Bilmen

Yâd et ki, İmrân’ın refikası «Yarabbi! Ben karnımda olanı azadlı bir köle olarak Sana nezrettim. İmdi bunu benden kabul buyur. Şüphe yok ki hakkıyla işitici Sen’sin, kemaliyle bilici Sen’sin» demişti.

Ömer Öngüt

Hani İmran’ın karısı şöyle demişti "Ey Rabbim! Karnımda olanı azatlı bir kul olarak sırf sana (hizmet etmek üzere) adadım, bunu benden kabul buyur. Şüphesiz ki işiten ve bilen ancak sensin. "

Sadık Türkmen

Hani, imran’ın karısı; "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf Sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz Sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti.

Seyyid Kutub

Hani, İmran’ın karısı ’Rabbim, karnımdaki çocuğu, her türlü endişeden arınmış olarak sırf sana adadım, O’nu benden yana kabul buyur. Hiç , kuşkusuz sen işiten ve bilensin’ dedi.

Suat Yıldırım

Hani bir vakit İmran’ın hanımı şöyle demişti "Ya Rabbî, karnımda taşıdığım çocuğumu sana adadım, her türlü bağdan âzade olarak senin yoluna hizmet edecektir. Adağımı lütfen kabul buyur. Şüphesiz (duaları işiten, niyetleri bilen) semî ve alîm yalnız Sen’sin!"

Süleyman Ateş

İmrân’ın karısı demişti ki "Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin."

Şaban Piriş

Hani İmran’ın karısı -Rabbim karnımda olanı sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin demişti.

Tefhim-ul Kur'an

Hani İmran’ın karısı «Rabbim, karnımda olanı, ’her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen.» demişti.

Yaşar Nuri Öztürk

Hani, İmran’ın karısı şöyle demişti "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, herşeyi duyan, herşeyi bilensin."

Yusuf Ali (İngilizce)

Behold! a woman of ´Imran said "O my Lord! I do dedicate unto Thee what is in my womb for Thy special service So accept this of me For Thou hearest and knowest all things."

KELİME KÖKLERİ
إِذْ
hani
قَالَتِ
ḳāleti
demişti ki ق و ل
امْرَأَتُ
mraetu
karısı م ر ا
عِمْرَانَ
ǐmrāne
İmran’ın
رَبِّ
rabbi
Rabbim ر ب ب
إِنِّي
innī
şüphesiz ben
نَذَرْتُ
neƶertu
adadım ن ذ ر
لَكَ
leke
sana
مَا
olanı
فِي
بَطْنِي
beTnī
karnımda ب ط ن
مُحَرَّرًا
muHarraran
tam hür olarak ح ر ر
فَتَقَبَّلْ
feteḳabbel
kabul buyur ق ب ل
مِنِّي
minnī
benden
إِنَّكَ
inneke
şüphesiz
أَنْتَ
ente
sen
السَّمِيعُ
s-semīǔ
işitensin س م ع
الْعَلِيمُ
l-ǎlīmu
bilensin ع ل م