مَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُؤْتِيَهُ اللَّهُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ ثُمَّ يَقُولَ لِلنَّاسِ كُونُوا عِبَادًا لِي مِنْ دُونِ اللَّهِ وَلَٰكِنْ كُونُوا رَبَّانِيِّينَ بِمَا كُنْتُمْ تُعَلِّمُونَ الْكِتَابَ وَبِمَا كُنْتُمْ تَدْرُسُونَ

Ma kane li beşerin ey yü’tiyehüllahül kitabe vel hukme ven nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Hiçbir insana yakışmaz ki Allah, ona kitap, hüküm ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara, Tanrıyı bırakın da bana kul olun desin. Ancak öğretmekte, okumakta ve okutmakta olduğunuz kitaba uyup Rabbânî olun der.

Abdullah Parlıyan

Hiçbir insana yakışmaz ki kendisine kitap, yetki ve peygamberlik verildikten sonra insanlara dönsün de Allah’ı bırakarak bana kul olunuz’ desin; tersine ona yakışan söz; ’Okuyup öğrendiğiniz bu kitap gereğince Allah ’a kul olmayı benimseyiniz’ demektir.

Adem Uğur

Hiçbir insanın, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara Allah’ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir) Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz.

Ahmed Hulusi

Bir beşer için olacak şey değildir, Allâh kendisine hakikat bilgisini, hükmü ve nübüvveti versin de, sonra o kalkıp insanlara, "Allâh’ı bırakıp, bana kulluk edin" desin! Bilakis onlara şöyle der "Hakikat bilgisi öğretinize ve yaptığınız çalışmalara uygun olarak, Rabbinize kulluk ettiğinizin bilincinde olanlardan olun."

Ahmet Varol

’Öğrettiğiniz Kitap gereğince ve kendiniz de incelediğiniz üzere gönülden Rabbe kullar olun’ der.

Ali Bulaç

Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara "Allah’ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.)

Ali Fikri Yavuz

Beşerden hiç kimseye yakışmaz ki, Allah ona kitap versin, anlayış versin, peygamberlik versin de sonra insanlara şöyle desin; "- Allah’ı bırakıp bana kul olun". Fakat öğretmekte ve ders alıp vermekte olduğunuz kitap sayesinde, bildiği ile amel eden âlimlerden olun der.

Bayraktar Bayraklı

Allah`ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir kimsenin, insanlara “Allah`ı bırakıp bana kul olun!” demesi mümkün değildir. Aksine “İlâhî kelâmın bilgisini öğreterek ve onu derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun” der.

Bekir Sadak

Allah’in kendisine Kitab’i hukmu, peygamberligi verdigi insanogluna «Allah’i birakip bana kulluk edin» demek yarasmaz, fakat «Kitabi ogrettiginize, okudugunuza gore Rabb’e kul olun» demek yarasir.

Celal Yıldırım

Hiç bir insana uygun olmaz, yakışık düşmez ki, Allah ona kitap versin, hüküm ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara «Allah’ı bırakıp bana kul olun !» desin. Ama «Kitabı öğrenip öğrettiğinize ve ders verdiğinize göre öğretici, eğitici ve bilginizle amel edici olun !» der..

Cemal Külünkoğlu

Allah`ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği hiçbir kişinin kalkıp da insanlara “Allah`ı bırakıp bana kul olun!” demesi düşünülemez. Aksine, (onlara şöyle öğüt verir) “Öğretmekte olduğunuz ve bilgisini yaydığınız Kitab`ın gerektirdiği gibi Rabbe bağlı kullar olun!”

Diyanet İşleri

Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, "Allah’ı bırakıp bana kullar olun" demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir) "Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun."

Diyanet Vakfı

Hiçbir insanın, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara Allah’ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir) Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz.

Edip Yüksel

ALLAH’ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, "ALLAH’tan sonra bana da hizmet ediniz" diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, "Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Efendisine adayan kullar olun" der.

Elmalılı Hamdi Yazır

İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara «Allah’ı bırakıp bana kul olun.» demesi yakışmaz. Fakat onun «Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb’e halis kullar olun» (demesi uygundur).

Fizil-al il Kuran

Hiçbir insana yakışmaz ki kendisine kitap, yetki ve peygamberlik verildikten sonra insanlara dönsün de Allah’ı bırakarak bana kul olunuz’ desin; tersine ona yakışan söz; ’Okuyup öğrendiğiniz bu kitap gereğince Allah ’a kul olmayı benimseyiniz’ demektir.

Gültekin Onan

Beşerden hiç kimsenin, Tanrı kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara "Tanrı’yı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre rabbaniler olunuz" (deme görevindedir).

Harun Yıldırım

Hiçbir beşerin, Allah kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdikten sonra insanlara "Allah’ın yanısıra bana kullar olun!?" demesi olmaz. Ancak "Öğrettiğiniz ve ders yaptığınız kitaba göre Rabbaniler olun!"

Hasan Basri Çantay

Beşerden hiç bir kimseye yakışmaz ki Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği versin de sonra o, insanlara «Allahı bırakıb da (gelin) bana kul olun.» desin. Fakat o, «öğretmekde ve okuyub okutmakda olduğunuz Kitab sayesinde Rabbaniler olun» (der).

Hayrat Neşriyat

Bir insan için, Allah ona kitab, hikmet ve peygamberlik versin de, sonra (o kimse)insanlara `Allah`ı bırakıp bana kul olun!` desin, (bu) olur şey değildir; fakat (bir peygamber ancak şöyle der) `(Öğrenip) öğretmekte ve oku(yup, okut)makta olduğunuz Kitab sâyesinde Rabbânî (ilim ve ihlâsla kulluk ederek Rabbe mensûb olan kimse)ler olun!`

İbn-i Kesir

Hiç bir insana yakışmaz ki; Allah, kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği versinde sonra o, insanlara Allah’ı bırakıp bana kullar olun, desin. Fakat Kitabı okuyup öğrettiğinize göre Rabb’a kul olun, demek yaraşır.

İlyas Yorulmaz

Allah’ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir insan için, insanlara "Allah’dan başka bana kulluk edin" demesi olası değildir. Aksine insanlara "Kitaptan öğrendikleriniz ve öğrettiklerinizle Rabbinize kulluk edenlerden olun" diye söylerler.

İskender Ali Mihr

Bir insan için, Allah’ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra onun insanlara; "Allah’tan başka bana kul olun" demesi olamaz (mümkün değildir).Fakat, sizin kitabı tedris etmiş (okuyup öğrenmiş) olmanız ve öğretiyor olmanızdan dolayı ancak "Rabbâni (kendini Rabb’e adamış) kullar olunuz" der.

Kadri Çelik

Allah’ın, kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği verdiği bir insana (peygambere), "Allah’ı bırakıp bana ibadet edin" deme yetkisi yoktur. Lakin (her peygamber), "Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabbanî insanlar olunuz" (der).

Muhammed Esed

Allah’ın vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra halkına, "Allah’ın yanısıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir) "ilahi kelamın bilgisini yayarak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun!"

Mustafa İslamoğlu

Allah`ın kendisine vahiy, hüküm ve peygamberlik verdiği hiç kimsenin, bunun ardı sıra topluma "Allah`ın peşi sıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez. Aksine "İlahi kelamı derinliğine öğrenip onu başkalarına da öğreterek Rabbin şahsiyetler olun!" der.

Ömer Nasuhi Bilmen

Hiç bir beşer için sahih değildir ki, Allah Teâlâ ona kitap, hüküm ve nübüvvet versin de sonra o nâsa, «Allah’tan berî de bana kul olunuz,» deyiversin. Fakat, «Öğrettiğiniz ve ders alıp verdiğiniz şey sebebiyle Rabbanîler olunuz,» der.

Ömer Öngüt

Allah’ın kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiği kimsenin, insanlara "Allah’ı bırakıp da bana kul olun!" demesi mümkün değildir. Fakat o "Kitabı okuduğunuza ve öğrettiğinize göre Rabbânîler olunuz. " der.

Sadık Türkmen

Allah’ın kendisine Kitabı, Hükmü (hükmetme yetkisini) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın; "Allah’ı bırakıp bana kullar olun" demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir) "Öğrenmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca; rabbaniler (Allah’ın istediği örnek kullar) olun!"

Seyyid Kutub

Hiçbir insana yakışmaz ki kendisine kitap, yetki ve peygamberlik verildikten sonra insanlara dönsün de Allah’ı bırakarak bana kul olunuz’ desin; tersine ona yakışan söz; ’Okuyup öğrendiğiniz bu kitap gereğince Allah ’a kul olmayı benimseyiniz’ demektir.

Suat Yıldırım

Allah’ın kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiği hiçbir insanın kalkıp da halka "Allah’ın yanı sıra bana da kul olun." deme yetkisi yoktur. Lâkin o insanlara "Öğretmekte ve okuyup okutmakta olduğunuz kitap sayesinde rabbanî olun." der.

Süleyman Ateş

Hiçbir insana yakışmaz ki, Allâh ona Kitap, hüküm (hikmet) ve peygamberlik versin de, sonra (o kalksın) insanlara "Allâh’ı bırakıp bana kullar olun", desin; fakat "Öğrettiğiniz Kitap ve okuduğunuz şeyler gereğince Rabba halis kullar olun!" der.

Şaban Piriş

Allah’ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir insanın, bütün bunlardan sonra -Allah’ı bırakıp, benim kullarım olun, demesi mümkün değildir. Fakat -Kitabı okuyup, incelediğinize göre Rabb’e kul olunuz, der.

Tefhim-ul Kur'an

Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği versin de, sonra o, insanlara «Allah’ı bırakıp bana kulluk edin» deme (hakkı ve yetki) si yoktur. Fakat o, «Öğretmekte olduğunuz ve ders alıp vermekte bulunduğunuz Kitaba göre Rabbânî’ler olunuz (deme görevindedir.)»

Yaşar Nuri Öztürk

Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara "Allah’ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak şöyle der "Öğrettiğiniz şu Kitap’a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak benliklerini Allah’a adamış kullar/Rabbânîler olun!"

Yusuf Ali (İngilizce)

It is not (possible) that a man, to whom is given the Book, and Wisdom, and the prophetic office, should say to people "Be ye my worshippers rather than Allah´s" on the contrary (He would say) "Be ye worshippers of Him Who is truly the Cherisher of all For ye have taught the Book and ye have studied it earnestly."

KELİME KÖKLERİ
مَا
كَانَ
kāne
mümkün değildir ك و ن
لِبَشَرٍ
libeşerin
hiçbir insanın ب ش ر
أَنْ
en
يُؤْتِيَهُ
yu'tiyehu
ona vermesinden (sonra) ا ت ي
اللَّهُ
llahu
Allah
الْكِتَابَ
l-kitābe
Kitap ك ت ب
وَالْحُكْمَ
velHukme
hüküm (hikmet) ح ك م
وَالنُّبُوَّةَ
ve nnubuvve te
ve peygamberlik ن ب ا
ثُمَّ
ṧumme
sonra (o kalksın)
يَقُولَ
yeḳūle
demesi ق و ل
لِلنَّاسِ
linnāsi
insanlara ن و س
كُونُوا
kūnū
olun ك و ن
عِبَادًا
ǐbāden
kul(lar) ع ب د
لِي
bana
مِنْ
min
دُونِ
dūni
bırakıp د و ن
اللَّهِ
llahi
Allah’ı
وَلَٰكِنْ
velākin
fakat (der ki)
كُونُوا
kūnū
olun ك و ن
رَبَّانِيِّينَ
rabbāniyyīne
Rabbe halis kullar ر ب ب
بِمَا
bimā
şeyler gereğince
كُنْتُمْ
kuntum
olduğunuz ك و ن
تُعَلِّمُونَ
tuǎllimūne
okuyor ع ل م
الْكِتَابَ
l-kitābe
Kitap ك ت ب
وَبِمَا
ve bimā
ve
كُنْتُمْ
kuntum
olduğunuz ك و ن
تَدْرُسُونَ
tedrusūne
öğretiyor د ر س