وَلَقَدْ كَانُوا عَاهَدُوا اللَّهَ مِنْ قَبْلُ لَا يُوَلُّونَ الْأَدْبَارَ ۚ وَكَانَ عَهْدُ اللَّهِ مَسْئُولًا
Ve le kad kanu ahedüllahe min kablü la yüvellunel edbar ve kane ahdüllahi mes’ula
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Halbuki onlar, andolsun ki bundan önce söz de vermişlerdi Allah’a geri dönmemeleri için ve Allah’a verilen söz, sorulacaktır. |
Abdullah Parlıyan |
Halbuki onlar, daha önce dönüp kaçmayacaklarına dair, Allah’a kesin söz vermişlerdi. Allah’a verilen her sözde sorumluluk gerektirdiğinden, mutlaka hesabı sorulacaktır. |
Adem Uğur |
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz mesuliyeti gerektirir! |
Ahmed Hulusi |
Andolsun ki, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair daha önce Allâh’a ahdetmişlerdi... Allâh’a verilen söz (ahd) sorulur (sonucu yaşatılır)! |
Ahmet Varol |
Oysa andolsun ki daha önce, arkalarını dönüp kaçmayacakları konusunda Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise sorulacaktır. |
Ali Bulaç |
Oysa andolsun, daha önce ’arkalarını dönüp kaçmayacaklarına’ dair Allah’a söz vermişlerdi; Allah’a verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur. |
Ali Fikri Yavuz |
Halbuki bundan evvel Allah’a söz vermişlerdi Arkalarını dönmiyeceklerdi. Allah’a verilen söz ise, sorumluluğu gerektirir. |
Bayraktar Bayraklı |
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah`a söz vermişlerdi. Allah`a verilen söz, mesuliyeti gerektirir. |
Bekir Sadak |
And olsun ki, daha once, sirt cevirip kacmayacaklarina dair Allah’a ahd vermislerdi. Allah’a verilen ahd sorulacaktir. |
Celal Yıldırım |
Oysa bunlar, and olsun ki, daha önce arka çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a kesin söz vermişlerdi. Allah’a verilen kesin söz ise (sorumluluk gerektirdiğinden) elbette sorulacaktır.. |
Cemal Külünkoğlu |
Hâlbuki onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah`a söz vermişlerdi. Allah`a verilen sözün hesabı mutlaka sorulacaktır. |
Diyanet İşleri |
Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir. |
Diyanet Vakfı |
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz mesuliyeti gerektirir! |
Edip Yüksel |
Daha önce de, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair ALLAH’a söz vermişlerdi. ALLAH’a verilmiş her söz sorulacaktır. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Halbuki bundan önce Allah’a ahid vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi. Allah’a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur. |
Fizil-al il Kuran |
Oysa arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen sözden sorumluydular. |
Gültekin Onan |
Oysa andolsun, daha önce ’arkalarını dönüp kaçmayacaklarına’ dair Tanrı’ya söz vermişlerdi; Tanrı’ya verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur. |
Harun Yıldırım |
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz mesuliyeti gerektirir! |
Hasan Basri Çantay |
Halbuki onlar, andolsun, arkalarına dönmeyeceklerini daha evvel Allaha karşı teahhüd de etmişlerdi. Allaha verilen söz (ü nakz edenler) mes’uldür. |
Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki daha önce onlar, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dâir Allah`a söz vermişlerdi. Allah`a verilen söz ise mes`ûliyetlidir. |
İbn-i Kesir |
Andolsun ki; onlar, daha önceden sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Ve Allah’a verilen ahid, sorumluluktu. |
İlyas Yorulmaz |
Fakat onlar daha önceden, arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah ile antlaşma yapmışlardı. Allah ile yapılan antlaşmalar sorumluluktur. |
İskender Ali Mihr |
Ve andolsun ki onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a ahd vermişlerdi. Ve Allah’ın ahdi bir mesuliyettir (sorumluluktur). |
Kadri Çelik |
Oysa şüphesiz onlar, daha önce arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise, mutlaka sorulacaktır. |
Muhammed Esed |
halbuki daha önce (mesajına) sırt çevirmeyeceklerine dair Allah’ın huzurunda söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz(ün hesabı) mutlaka sorulacaktır. |
Mustafa İslamoğlu |
Oysa ki onlar, daha önce kaçmayacaklarına dair Allah adına söz vermişlerdi ama (olsun), nasıl olsa Allah`a verilen sözün hesabı sorulacaktı. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Halbuki, onlar geriye dönmeyeceklerine dair evvelce Allah’a kat’iyyen taahütte bulunmuşlardı. Allah için yapılan bir taahhüt ise sorulmuş olacaktır. |
Ömer Öngüt |
Oysa bunlar andolsun ki daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah’a kesin söz vermişlerdi. Allah’a verilen kesin söz ise elbette sorulacaktır. |
Sadık Türkmen |
Andolsun ki; onlar daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir. |
Seyyid Kutub |
Oysa arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen sözden sorumluydular. |
Suat Yıldırım |
Halbuki daha önce, düşmandan kaçmayacaklarına dair Allah’a yemin ederek, söz vermişlerdi. Allah’a karşı verilen o ahitlerin hesabı elbette sorulacaktır. |
Süleyman Ateş |
Oysa arkalarına dön(üp kaç)mayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen sözden sorumlu idiler. |
Şaban Piriş |
Daha önce, arkalarına dönüp, kaçmayacaklarına Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen sözler elbette sorulacaktır. |
Tefhim-ul Kur'an |
Oysa andolsun onlar, daha önce ’arkalarını dönüp kaçmayacaklarına’ dair Allah’a söz vermişlerdi; Allah’a verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah’a söz vermişlerdi. Ve Allah’a verilen söz sorumluluk gerektirirdi. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
And yet they had already covenanted with Allah not to turn their backs, and a covenant with Allah must (surely) be answered for. |
وَلَقَدْ veleḳad |
oysa | |
كَانُوا kānū |
idiler | ك و ن |
عَاهَدُوا ǎāhedū |
söz vermişler | ع ه د |
اللَّهَ llahe |
Allah’a | |
مِنْ min |
||
قَبْلُ ḳablu |
daha önce | ق ب ل |
لَا lā |
||
يُوَلُّونَ yuvellūne |
dön(üp kaç)mayacaklarına | و ل ي |
الْأَدْبَارَ l-edbāra |
arkalarına | د ب ر |
وَكَانَ ve kāne |
ve idiler | ك و ن |
عَهْدُ ǎhdu |
verilen sözden | ع ه د |
اللَّهِ llahi |
Allah’a | |
مَسْئُولًا mes’ūlen |
sorumlu | س ا ل |