وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ مِنَّا فَضْلًا ۖ يَا جِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُ وَالطَّيْرَ ۖ وَأَلَنَّا لَهُ الْحَدِيدَ

Ve le kad ateyna davude minna fadla ya cibalü evvibı meahu vet tayr ve elenna lehül hadıd

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Ve andolsun ki biz, Dâvûd’a, katımızdan lûtfettik, üstünlük verdik. Ey dağlar dedik, onunla berâber tenzîh edin beni ve ey kuşlar, siz de ve ona, demiri yumuşattık.

Abdullah Parlıyan

Ve andolsun ki, Davud’a katımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar ve kuşlar! Davud’la beraber Allah’ın yüceliğini terennüm edin. O’nun elinde demiri yumuşattık.

Adem Uğur

Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.

Ahmed Hulusi

Andolsun ki Davud’a bizden bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar (benlik sahipleri), Onunla beraber beni tespih edin ve de kuşlar (ilimle seyredenler)!" Onun için, keskin (demir leblebi olan gerçeği) olanı (hakikate imanı) yumuşattık.

Ahmet Varol

Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. ’Ey dağlar! Onunla birlikte (onun tesbihini) yankılayın!’ Kuşlara da (bunu emrettik). Ona demiri yumuşattık.

Ali Bulaç

Andolsun, Biz Davud’a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. "Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin" (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık.

Ali Fikri Yavuz

Gerçekten Davud’a, tarafımızdan (kendisine has olmak üzere) bir fazilet verdik "- Ey dağlar ve kuşlar! Davud ile beraber tesbih edin?" dedik. Ona demiri de yumuşattık, (demiri eritmeden, çamur gibi, şekillendirme kudretini, Davud’a verdik).

Bayraktar Bayraklı

“Ey dağlar ve kuşlar, onunla birlikte Allah`ı teşbihe/anmaya katılını!” dedik. Demiri onun için yumuşattık.

Bekir Sadak

(10-11) «Ey daglar ve kuslar! Davud tesbih ettikce siz de onu tekrarlayin» diyerek and olsun ki, ona katimizdan lutufta bulunduk; «genis zirhlar yap, dokumasini saglam tut» diye ona demiri yumusak kildik. Ey insanlar! Yararli is isleyin; dogrusu Ben yaptiklarinizi grenim.

Celal Yıldırım

And olsun ki, Davud’a kendi katımızdan bir üstünlük verdik; «Ey dağlar ve kuşlar, Onunla beraber tesbihte bulunup sesinizi çıkarın!» dedik ve ona demiri yumuşattık da,

Cemal Külünkoğlu

Andolsun ki biz, Davud`a kendi katımızdan bir üstünlük verdik. “Ey dağlar ve kuşlar! O Allah`ın yüceliğini terennüm ettikçe siz de edin!” dedik. Ayrıca demiri avucunda yumuşattık.

Diyanet İşleri

(10-11) Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. "Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin" dedik ve "(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. "Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm" diye vahyettik.

Diyanet Vakfı

Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. «Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin» dedik. Ona demiri yumuşattık.

Edip Yüksel

Katımızdan Davud’a lütufta bulunmuştuk "Ey dağlar, ilahisine katılın; ey kuşlar sizler de." Ona demiri yumuşatmıştık.

Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki, biz Davud’a tarafımızdan bir fazilet verdik. «Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin.» dedik ve bunu kuşlara da (emrettik) ve ona demiri yumuşattık.

Fizil-al il Kuran

Biz gerçekten Davud’a kendi katımızdan ayrıcalık sunduk. «Ey dağlar, o tesbih ettikçe siz de söylediklerini tekrarlayın. Ey kuşlar sizde» dedik. Ayrıca demiri avucunda yumuşattık.

Gültekin Onan

Andolsun, biz Davud’a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. "Ey dağlar, onunla birlikte [benim tesbihimi] dönderin / tekrarlayın (evvibiy)" (dedik) ve kuşlara da [aynısını emrettik]. Ve ona demiri yumuşattık.

Harun Yıldırım

Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.

Hasan Basri Çantay

Andolsun ki biz Dâvuuda bizden bir imtiyaz verdik. «Ey dağlar, onunla birlikde tesbîh edin» (dedik), kuşlara da (bunu emretdik). Ona demiri de (mum gibi) yumuşatdık.

Hayrat Neşriyat

(10-11) Şânım hakkı için, Dâvûd`a tarafımızdan bir üstünlük verdik. `Ey dağlar ve kuşlar! Onunla berâber tesbîh edin!` (dedik). Ve `Geniş zırhlar yap!` diye demiri ona yumuşattık. `Hem dokumasında ölçüyü gözet (güzel ve yeteri kadar yap) ve (ehlinle birlikte) sâlih amel işleyin! Çünki ben ne yaparsanız hakkıyla görenim` (diye vahyettik).

İbn-i Kesir

Andolsun ki; Davud’a, katımızdan lutuf ihsan ettik. Ey dağlar; onunla birlikte siz de tesbih edin ve kuşlar da. Ona demiri yumuşak kıldık.

İlyas Yorulmaz

Biz Davud’a kendimizden bir lütuf verdik. Ey Dağlar! Davut la birlikte beni yüceltin. Ey Kuşlar! Sizde (onlara katılın). Demiri Davut için yumuşattık (demirin nasıl işleneceğini öğrettik).

İskender Ali Mihr

Ve andolsun ki Davut (A.S)’a, Bizden bir fazilet verdik (nefsini tasfiye ettik). Ey dağlar, onunla beraber bana yönelin ve ey kuşlar (siz de)! Ve Biz de ona demiri yumuşattık.

Kadri Çelik

Şüphesiz Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.

Muhammed Esed

Ve (böylece) Biz Davud’u lütfumuzla onurlandırdık "Siz ey dağlar! Onunla birlik olup Allah’ın yüceliğini terennüm edin! Ve (siz de) ey kuşlar!" Biz o’ndaki bütün sertliği ve katılığı yumuşattık

Mustafa İslamoğlu

Doğrusu Biz Davud`u katımızdan (işte bu nedenle) ödüllendirmiştik "Ey dağlar! Onun sesine ses katın! Siz (öyle yapın ey) kuşlar!" Dahası, Biz ondaki bütün katılığı ve sertliği yumuşattık (ve dedik ki)

Ömer Nasuhi Bilmen

Şanım hakkı için Biz Dâvud’a tarafımızdan bir fazilet vermiştik. «Ey dağlar! O’nunla beraber tesbihte bulunun» (dedik). Kuşlara da (böyle emrettik). Ve onun için demiri yumuşattık.

Ömer Öngüt

Andolsun ki Davut’a kendi katımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin!" (dedik). Ona demiri yumuşattık.

Sadık Türkmen

Ve ant OLSUN, Biz Davud’a katımızdan bir iyilik verdik. "Ey dağlar! Siz de onunla birlikte yankılanın! Ve ey kuşlar, tesbih edin/anın". Ve demiri yumuşatma (tekniğini) ona öğrettik.

Seyyid Kutub

Biz gerçekten Davud’a kendi katımızdan ayrıcalık sunduk. «Ey dağlar, o tesbih ettikçe siz de söylediklerini tekrarlayın. Ey kuşlar sizde» dedik. Ayrıca demiri avucunda yumuşattık.

Suat Yıldırım

(10-11) Biz Davud’a tarafımızdan bir imtiyaz verdik "Ey dağlar! Ey kuşlar! Onunla beraber tesbih edin, şevke gelip Allah’ın yüceliğini terennüm edin." dedik. Ayrıca demiri ona yumuşattık (demiri şekillendirme kudreti verdik) "Bütün bedeni örtecek uzun zırhlar yap, onları dokumada intizama dikkat et ve siz de ey Davud ailesi! Hepiniz faydalı ve makbul işler yapınız, çünkü Ben yaptıklarınızı görüyorum." buyurduk.

Süleyman Ateş

Andolsun, Dâvûd’a tarafımızdan bir üstünlük verdik "Ey dağlar, onunla beraber tesbih edin. Ve ey kuşlar (siz de onun tesbihine katılın)!" (dedik) ve ona demiri yumuşattık

Şaban Piriş

Davud’a katımızdan bir lütuf vermiştik. -Ey dağlar ve kuşlar Davud’la birlikte yönelin. Ona demiri de yumuşatmıştık.

Tefhim-ul Kur'an

Andolsun, biz Davud’a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. «Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin» (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık.

Yaşar Nuri Öztürk

Yemin olsun, biz, Dâvud’a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık.

Yusuf Ali (İngilizce)

We bestowed Grace aforetime on David from ourselves "O ye Mountains! Sing ye back the Praises of Allah with him! and ye birds (also)! And We made the iron soft for him;-

KELİME KÖKLERİ
وَلَقَدْ
veleḳad
ve andolsun ki
اتَيْنَا
āteynā
verdik ا ت ي
دَاوُودَ
dāvūde
Davud’a
مِنَّا
minnā
tarafımızdan
فَضْلًا
feDlen
bir üstünlük ف ض ل
يَا جِبَالُ
yā cibālu
dağlar ج ب ل
أَوِّبِي
evvibī
tesbih edin ا و ب
مَعَهُ
meǎhu
onunla beraber
وَالطَّيْرَ
ve TTayra
ve (ey) kuşlar ط ي ر
وَأَلَنَّا
ve elennā
ve yumuşattık ل ي ن
لَهُ
lehu
ona
الْحَدِيدَ
l-Hadīde
demiri ح د د