جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِنْ ذَهَبٍ وَلُؤْلُؤًا ۖ وَلِبَاسُهُمْ فِيهَا حَرِيرٌ
Cennatü adniy yedhuluneha yühallevne fiha min esavira min zehebiv ve lü’lüa ve libasühüm fıha harir
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Ebedî olan Adn cennetlerine girerler, orada altın bilezikleri takınırlar, incilerle bezenirler ve elbiseleri de ipektir orada. |
Abdullah Parlıyan |
Onların mükafatı, içine girecekleri Adn cennetleridir. Zira orada altın bilezikler takarlar ve incilerle süslenirler, orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. |
Adem Uğur |
(Onların mükâfatı), içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. |
Ahmed Hulusi |
Adn (Esmâ kuvveleriyle tahakkuk ederek yaşam) cennetleri ki, oraya girerler... Orada altından bilezikler ve inci ile süslenirler... Orada onların elbiseleri ipektir. |
Ahmet Varol |
(Mükafatları) Adn cennetleridir. Oraya girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki giysileri de ipektir. |
Ali Bulaç |
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. |
Ali Fikri Yavuz |
(O üç zümrenin mükâfatı olarak) Adn Cennetlerine girecekler. Orada altın bilezikler ve inci ile süslenecekler. Elbiseleri de orada ipektir. |
Bayraktar Bayraklı |
Onlar, ‘Adn cennetlerine girecekler. Orada altın bilezikler ve inciler takınacaklardır. Oradaki elbiseleri de ipekten olacaktır. |
Bekir Sadak |
Bunlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altin bilezikler ve incilerle suslenirler, oradaki elbiseleri de ipektir. |
Celal Yıldırım |
Onlar Adn Cennetleri’ne girerler, orada altın bileziklerle, incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri ise ipektir. |
Cemal Külünkoğlu |
(İşte) bunlar sonsuz mutluluk cennetlerine girerler, orada altın bilezikler ve inciler takınırlar ve ipekten elbiseler giyerler. |
Diyanet İşleri |
Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. |
Diyanet Vakfı |
(Onların mükâfatı), içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. |
Edip Yüksel |
Sonsuzluğa dek süren bahçelere gireceklerdir. Orada altın bilezikler ve inciler takacaklardır, oradaki elbiseleri ise ipektendir. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onlara Adn cennetleri vardır. Onlar oraya gireceklerdir. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Orada elbiseleri de ipektir. |
Fizil-al il Kuran |
Bunların mükafatı "Adn" cennetleridir. Oraya girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. |
Gültekin Onan |
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. |
Harun Yıldırım |
(Onların mükâfatı), içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir. |
Hasan Basri Çantay |
(Mükâfatları da) Adn cennetleridir. Oraya girerler. Orada altın bileziklerden (nice zînetlerle) ve inci ile süslenirler. Orada elbiseleri de ipekdir. |
Hayrat Neşriyat |
(Onların mükâfâtı) Adn Cennetleridir; oraya girecekler; orada altından bilezikler ve inciler takınacaklar. Orada elbiseleri de ipektir. |
İbn-i Kesir |
Adn cennetleri. Oraya girerler. Orada altun bilezikler ve incilerle süslenirler ve orada elbiseleri de ipektendir. |
İlyas Yorulmaz |
Onlar kıyamet günü adn cennetlerine girerler ve orada, altından yapılmış süsler ve inciler takarlar. Giysileri de ipektendir. |
İskender Ali Mihr |
(Onlar), adn cennetlerine girerler. Orada altından bilezikler ve inciler takarlar. Ve orada onların elbiseleri ipektir. |
Kadri Çelik |
Adn cennetleri (onlarındır), oraya girerler. Orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler ve orada onların elbiseleri de ipektir. |
Muhammed Esed |
(İşte) bunlar sonsuz mutluluk bahçelerine girerler, orada altın bilezikler ve inciler takınırlar ve ipekten elbiseler giyerler; |
Mustafa İslamoğlu |
Onlar kalıcı mutluluk ve güzelliğin merkezi olan cennetlere girecekler; altın künyeleri-bilezikleri, inci takıları orada takınacaklar ve elbiseleri orada tarifsiz bir özgürlüğün göstergesi olacak. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Adn cennetleridir ki, onlara giriverirler. Orada altundan bilezikler ile ve inciler ile süsleneceklerdir. Orada libasları da ipektir. |
Ömer Öngüt |
Adn cennetleri. . . Oraya girerler. . . Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Elbiseleri de ipektendir. |
Sadık Türkmen |
Adn cennetleri! Oraya girerler; orada, altın bilezikler ve inciler takınırlar. Orada onların giysisi ipektir. |
Seyyid Kutub |
Bunların mükafatı "Adn" cennetleridir. Oraya girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. |
Suat Yıldırım |
(Onların mükâfatları) Adn cennetleridir. Oraya girerler, orada altın bilezikler, incilerle süslenirler, elbiseleri de ipektendir. |
Süleyman Ateş |
Adn cennetleri... Oraya girerler; orada altın bilezikler ve inci(ler) takınırlar. Orada giysileri de ipektir. |
Şaban Piriş |
Adn Cennetlerine girerler ve orada altın bilezikler ve inciler takarlar. Orada elbiseleri ise ipektir. |
Tefhim-ul Kur'an |
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri de ipektir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Adn cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar. Orada giysileri ise ipektir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Gardens of Eternity will they enter therein will they be adorned with bracelets of gold and pearls; and their garments there will be of silk. |
جَنَّاتُ cennātu |
cennetleri | ج ن ن |
عَدْنٍ ǎdnin |
Adn | |
يَدْخُلُونَهَا yedḣulūnehā |
oraya girerler | د خ ل |
يُحَلَّوْنَ yuHallevne |
takınırlar | ح ل ي |
فِيهَا fīhā |
orada | |
مِنْ min |
||
أَسَاوِرَ esāvira |
bilezikler | س و ر |
مِنْ min |
||
ذَهَبٍ ƶehebin |
altından | ذ ه ب |
وَلُؤْلُؤًا velu'lu'en |
ve inci(ler) | ل ا ل ا |
وَلِبَاسُهُمْ velibāsuhum |
ve giysileri | ل ب س |
فِيهَا fīhā |
orada | |
حَرِيرٌ Harīrun |
ipektir | ح ر ر |